Türkiye’de madenciliğe standart geliyor Enerji Haberleri
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
TMD Başkanı Mehmet Yılmaz, "Hamama giren terler, üyelerimiz standartlara uymak, maliyetlere katlanmak zorunda. Bu standartları yerleştireceğiz" dedi.
TMD Başkanı Mehmet Yılmaz, "Hamama giren terler, üyelerimiz standartlara uymak, maliyetlere katlanmak zorunda. Bu standartları yerleştireceğiz" dedi. "Madenciler orman yakıyor" tezini insafsızca bulduğunu belirten Yılmaz, "Madenciler kendilerinden 7-8 kilometre ötedeki orman yangınlarına dahi müdahale ediyor" değerlendirmesini yaptı.
TMD Başkanı Mehmet Yılmaz, bir grup gazeteciyle bir araya gelerek tezlerini ve projelerini anlattı. Her kesimle, siyasi partiler dahil her türlü sivil inisiyatif ile temas halinde olduklarını belirten Yılmaz, "Her diyalog kıymetlidir. Madencilik siyaset üstü bir meseledir ama maalesef popülizme kurban ediliyor. Ormanla doğayla madeni çatıştırmak insanın içini acıtıyor" dedi.
TMD’nin Haziran ayında yaptığı Danışma Kurulu toplantısında sürdürülebilir madencilikle ilgili önemli kararlar aldıklarını belirten Yılmaz, "Standartlar oluşturma yönünde ilk adımı attık ve bir soru seti oluşturduk. Bununla ilgili eğitim seminerine başladık. İlk somut adımı 15 Eylül’de Kanada Madenciler Derneği ile uluslararası bazda uygulanan işbirliği protokolünü imzalayarak atmış olacağız. Sertifikasyon sistemini Dernek olarak hayata geçireceğiz" dedi. "Alacağımız önlemler kozmetik olmayacak. Türkiye’deki madenci imajını da düzeltecek" ifadelerini kullanan Yılmaz, "Belirlediğimiz standartları karşılayamayana, ‘Biz bu üyeyi Madenciler Derneği olarak kabul edemeyiz diyeceğiz.’ Projenin adı Sürdürülebilir Madenciliğe Doğru sertifikasyon programı olacak" dedi.
HANGİ KRİTERLER OLACAK?
A Plus bir madencilik anlayışını yerleştireceklerini vurgulayan Yılmaz, kriterlerden bazılarını; kullanılan suyu sisteme geri basma, atığın bertarafı ve geri kazanılması, tozlaşmayı önleme… şeklinde sıraladı; sertifika alacak madenci firmaların periyodik olarak denetleneceğini söyledi. Önlerinde beş yıllık bir perspektif olduğunu anlatan Yılmaz, "Doğru yol alabilirsek öncelikli metal sektöründe çıtayı yukarı çekebileceğimizi düşünüyorum. Ardından kömür gelecek" dedi. "Bütün madenleri kapatalım" şeklindeki tepkileri son günlerde çok duyduğunu belirten Yılmaz, "Hiç akılcı değil. Almanya’da bir tane altın madeni yok diyorlar. Adamın altını yok ki… Ama Finlandiya’da, İsveç’te, Norveç’te altın madenleri var" dedi.
"ZEYTİNLİKLERİN BİZİMLE İLGİSİ YOK"Zeytinliklerle ilgili yapılan yasal düzenlemeye gelen tepkilerin hatırlatılması üzerine Yılmaz, "Bir soruyla yanıt vereyim; zeytinliklerde bütün madenlere cevaz veren bir düzenleme olsaydı algı farklı olur muydu? O düzenleme üç termik santral için yapılmış bir düzenleme. Onlar için getirilmiş bir ayrıcalık. Bizimle ilgisi yok. İtalya, İspanya, Portekiz gibi zeytincilikle madenciliğin yan yana olduğu ülkelere baktık. Adamlar çerçeveyi çizmişler. ÇED Raporu dediğiniz zaten bunları inceliyor ve düzenliyor. Zeytinlik alanlarda madenciliğin yol açtığı tahribatın yüzdesi nedir? Buna bakmak lazım. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile ona bakıyoruz" dedi.
STANDARTLARA UYMAYAN FİRMA
Madencilik sertifikası standartlarını uygulamanın firmalar için bir maliyeti ve yaptırımı olup olmayacağı sorusu üzerine Yılmaz, "Hamama giren terler. Bunu yapmak zorundayız. Maliyetlere katlanmak zorundayız" dedi. ORMAN YANGINLARI Orman yangınlarıyla mücadelede de özverili çalışmalar yaptıklarını belirten Yılmaz, "Madenci orman yakıyor tepkisi gerçekten insafsızca. Madenciler kendilerinden 7-8 kilometre ötedeki orman yangınına müdahale ediyor. Kışladağ madenimizde 27 kişi var, Denizli Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı. İzmir Efem Çukuru’nda 30-40 kişi var. Son yangınlara müdahale ettiler" ifadelerini kullandı.
TMD SORUMLU MADENCİLİK İNİSİYATİFİ (SMİ)Amaç: Türkiye, madencilik sektöründe çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) standartlarını yükseltmek, sürdürülebilir ve uluslararası ölçekte tanınan bir model oluşturmak. Yaklaşım: Kanada’nın Toward Sustainable Mining (TSM) sisteminden uyarlanarak, yerel koşullara entegre edilecek gönüllü bir uygulama modeli. Odak Alanları: Sağlık ve Güvenlik, Doğa ve Ekosistem, Sosyal Diyalog ve Yerel Kalkınma ve İş Etiği ve Şeffaflık temel başlıklarında uluslararası standartlar ile sektör gerçeklerine uyumlu kriterler hazırlandı.
DIŞ TİCARET AÇIĞI VE MADENCİLİĞİN ROLÜ
- 2025 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin toplam dış ticaret açığı 49.3 milyar dolar. Bunun yüzde 42.1’i (20.82 milyar dolar) madencilik ve taş ocakçılığı sektörü kaynaklı. - Madencilik ithalatının toplam ithalattaki payı yüzde 12.66, ihracattaki payı ise yalnızca 1.58. - Sektörün GSYH’deki payı yüzde 1 ile yüzde 1.4 aralığında; hedef önümüzdeki 5 yılda yüzde 2 seviyesine ulaşmak. - Gelişmiş ülkelerde madenciliğin GSYH’daki payı: ABD yüzde 4.5, Kanada yüzde 7.5, Avustralya yüzde 8.7, Rusya yüzde 14, Çin yüzde 13.
TÜRKİYE’NİN MADEN POTANSİYELİ VE KATMA DEĞER SORUNUBor: Dünya rezervlerinin yüzde 73’ü Türkiye’de. Katma değerli ürün üretimi yetersiz. Bor ürünlerinin rafine edilip cam, gübre, akü, savunma sanayii gibi sektörlere satılması, yaklaşık 2 milyar dolar artış potansiyeli taşıyor. Mermer: 80’den fazla çeşitte, 100’den fazla ülkeye ihracat yapılıyor. İşlenmiş mermer ihracatının blok mermer yerine tercih edilmesi, yaklaşık 1.5 miyar dolar ek katkı sağlıyor. Altın: 6 bin 500 ton potansiyel rezerv, yıllık üretim 35-40 ton. Hedef yılda 100 ton üretim. 2024’te 222 ton altın ithalatına 17.1 milyar dolar ödendi. Katma değerli üretim yetersizliği nedeniyle bor, krom gibi birçok maden ham olarak ihraç ediliyor; bu döngüyü kırmak için işleme ve rafinasyon yatırımları kritik önemde.
KRİTİK MİNERALLER VE JEOPOLİTİK ÖNEMİ
Savunma, enerji dönüşümü ve yüksek teknolojili sektörleri kritik minerallere bağımlı. Yüksek öneme sahip 8 maden: Lityum, Gümüş, Titanyum, Demir, Manganez, Çinko, Bakır, Alüminyum. AB, ABD ve Çin kritik minerallerde arz güvenliğini sağlamak için stratejik programlar yürütüyor. Türkiye zengin jeolojik çeşitliliği ve stratejik konumu ile Avrupa-Asya arasında kritik maden koridoru olabilir.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ VE MADENCİLİK TALEBİElektrikli araç bataryaları, rüzgar türbinleri, güneş panelleri gibi teknolojiler çok daha fazla mineral gerektiriyor. Lityum, kobalt, nikel: Elektrikli araç bataryaları için vazgeçilmez. Bakır, nadir topraklar: Rüzgar türbinleri ve güneş panelleri için hayati Grafit ve manganez: Batarya mıknatıslarında kullanılıyor. Nükleer enerji hammadde olarak uranyumu işleyip zenginleştiriyor. Bir elektrikli araç, klasik araca göre 6 kat, deniz üstü rüzgar türbini, doğalgaz santraline göre 13 kat daha fazla mineral kullanıyor. Türkiye’nin 2035’e kadar 60 GW ilave yenilenebilir enerji kapasitesi hedefi, madencilik girdilerine büyük talep yaratacak.
ORMAN ALANLARI VE ARAZİ KULLANIMITürkiye 78.3 milyon hektarlık yüzölçümüyle dünyanın en büyük 15’inci ülkesi. Türkiye’deki maden arama ruhsat sahaları toplam 7.7 milyon hektar civarında ve bu rakam ülkenin yüzölçümünün yüzde 10’una karşılık geliyor. Maden arama ruhsatı demek madencilik faaliyeti demek değildir. Ülkemizde maden çıkarmak için kullanılan işletme ruhsatlı alanlar Türkiye’nin yüzölçümünün yalnızca binde 1’ini oluşturuyor. Arama ruhsatları özelinde değerlendirildiğinde ülkenin yüzde 10’unda madencilik yapılıyor algısı yaratılırken, gerçek anlamda madencilik yapılan alanın yalnızca binde 1 düzeyinde olduğu görülüyor. Ayrıca neredeyse her 200 arama ruhsatından yalnızca bir tanesi işletme aşamasına geçiyor.
REHABİLİTASYON VE ÇEVRESEL SORUMLULUK
Enerji, tarım, ulaşım gibi sektörlerin orman üzerindeki etkisi madencilikten çok daha yüksek. Madencilikte faaliyetten sonra rehabilitasyon ve yeniden ağaçlandırma yasal zorunluluk. MAPEG verilerine göre bugüne kadar 11 bin 325 hektar alan rehabilite edildi. (169 işletmenin verisiyle) Gerçek rakamın daha yüksek olduğu değerlendiriliyor.


