Türkiye’yi bekleyen, fırtına mı deprem mi? Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Türkiye, gelecek kuşaklara da devredilme potansiyeli taşıyan dört BEKA sorunuyla yüz yüze...
Birincisi, 911 kilometrelik Suriye sınırı, terör üreten bir coğrafyaya dönüşmüştür.
Suriye’nin kuzeybatısında yer alan İdlib kenti, IŞİD ve El Kaide türevi radikal örgütlerin yuvalandığı Küçük Afganistan’a dönüştürülmüştür.
★★★
İdlib, Suriye yüzölçümünün yüzde 5’i kadar.
Türkiye (Hatay) ile, 130 kilometrelik sınırı var.
En zengin ve en güçlü ülkeler ABD, Almanya dahil dünyada hiçbir ülke, Küçük Afganistan’la komşu olmak istemez.
Türkiye bu konumda...
★★★
İkinci BEKA sorunu, ABD’nin kararlı desteğiyle, PKK devletleşme yolunda hızlı adımlar atmaktadır.
PKK’nın Suriye kolu, PYD/YPG/SDG’nin silah bırakmayacağı da kesinleşti.
Buna rağmen, kurulan “Komisyon” çalışmalarını sürdürüyor.
Terörist başını ve PKK’yı meşrulaştıran bir komisyona dönüştü.
★★★
ABD, İsrail ve Suudi Arabistan; Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de bir “Kürt Devleti”nin kurulmasını destekleyen ülkelerin öncüleri.
Ve hedefe, hiç olmadığı kadar yaklaştılar.
Hatay dahil olmak üzere, Kahramanmaraş, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars ve güneyi “Kürt Devleti” haritasında açıkça gösterilmekte...
PKK’nın, Barzani’nin, Sevr’in ve Büyük Orta Doğu Projesi’nin haritası budur.
★★★
Üçüncü BEKA sorunu; dünyanın en fazla göçmenini barındıran Türkiye demografik, ekonomik, sosyal ve kültürel olumsuzluklarla artan bir şiddette yüzleşmektedir.
Sığınmacı sorunu çözülmeden, ekonomik krizin sona ereceğini beklemek de hayalci bir yaklaşım...
★★★
ABD ve Avrupa ülkeleri, göçmenlerin gönderilmesi yönünde sert önlemler alırken, Türkiye henüz Suriyeli sığınmacıları bile göndermedi.
“Esad gitti, El Şara geldi, artık güvendesiniz, misafirlik bitti” demedi...
★★★
Dördüncü BEKA sorunu, Türkiye, artık bir Orta Doğu ülkesi görünümdedir.
Batı’dan kopmuş, akıl ve bilimden uzaklaşan, liyakat sisteminin çöktüğü, gençlerin hayal kuramadığı, yoksulluğun yaygınlaştığı, yoğun beyin göçü yaşayan ülkeler sınıfında konumlanmıştır.
★★★
Peki, demokrasinin temel göstergeleri nelerdir?
- Özgür, güvenli ve şeffaf yapılan seçimlerle siyasi iktidarın değişmesi.
- Siyasi iktidarın denetlenmesi ve hesap vermesi; yani, bağımsız ve tarafsız yargı.
- Kuvvetler ayrılığı; yani yasama ve yargı erkinin, yürütmenin güdümünde olmaması.
- Dernek, sendika gibi sivil toplum örgütlerinin güçlü olması.
- Özgür medya ve kitle iletişim araçlarının varlığı.
★★★
Demokrasinin olmazsa olmazları bunlar...
Siz bulun, hangisi var hangisi yok diye...
★★★
Batı ülkelerinde; siyasi hakların yaygınlaştırıldığı, siyasi iktidarın topluma hesap verdiği, denetlendiği bir devlet yönetimi geliştirilmiştir.
Orta Doğu ülkelerinde ise, hesap vermeyen ve denetlenmeyen bir yönetim sistemi kökleşmiştir.
Türkiye, Orta Doğu sınıfında yer almanın rahatlığıyla hareket eden bir ülke durumunda...
★★★
Orta Doğu ülkelerinde, liyakat yerine biat kültürüne dayalı kadrolaşma, hukuk ilkelerinin çiğnendiği ve rantı esas alan yönetim anlayışı hüküm sürer.
Geri kalmışlık, bir yazgıdır.
Değişik çözüm yolları araştırmanın yerini kadercilik, sorgulamanın yerini ise peşinen kabullenme alır.
★★★
Orta Doğu’da liderler gücünü, iktidarını pekiştirmek için kullanır ve kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden kurumlar oluştururlar.
Mesela, Güney Kore ve Kuzey Kore aynı coğrafyada.
Ama birinde refah ve özgürlük, diğerinde baskı ve yoksulluk var.
★★★
Batı’da lider, hukuka uyduğu derecede meşruiyet kazanır.
Egemen olan hukuktur.
Orta Doğu’da sistem ters işler.
★★★
Ünlü Alman sosyolog Max Weber, otoriter yönetim biçimlerini sınıflandırırken “sultanizm” kavramını ortaya atar.
“Sultanizm”i, liderin otoritesinin, kurumların önüne geçtiği rejim tipi olarak tanımlar.
★★★
“Sultanizm”in beş niteliğini sıralar:
- Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkması, hükümet ve devlet arasındaki farkın bulanıklaşması.
- Kurumlar yerine, kişiselliğin öne çıkması.
- Anayasa, yasa ve kökleşmiş kuralların önemsenmemesi.
- Çoğulculuğun ortadan kaldırılması, liderin sınırsız iktidarının kurulması.
- Ekonominin kurallarının çarpıtılması.
Yani; hesap vermeyen, sorgulanmayan ve denetlenmeyen bir sistem...
★★★
Oysa...
Atatürk Türkiye”si, tüm Müslüman ülkelerin parlayan bir yıldızı, kutup yıldızıydı...
★★★
Ve, o parlayan yıldızın ışığından...
Yozlaşmanın yaygınlaştığı, adam kayırmacılığın zirve yaptığı, liyakat sisteminin çöktüğü, israfın itibar olduğu, yüzsüzlüğün yiğitlik olduğu, saygısızlığın nezaket olduğu, dürüstlüğün dibe düşürüldüğü bir ülkeye evrildik...
★★★
Atatürk’ten uzaklaştıkça, BEKA sorununun ivme kazanarak artacağını hala anlamadıysan...
Bu ülkenin çökmesi kaçınılmaz...
Bu gidişle, Türkiye’yi fırtına değil, depremdir bekleyen...


