TÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun sebebi o madde!
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Can Holding’e yönelik başlatılan ‘kara para’ soruşturması Ciner Holding’e de sıçradı. Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılırken, şirketlerine de kayyum atandı. Ayrıca Can Holding’in sahiplerinden Kemal Can da tutuklandı.
Böylece soruşturma genişledi. Ama burada bir nokta özellikle dikkat çekiyor. Çünkü bir detay bu soruşturma ve belki de henüz bilmediğimiz başkalarının hazırlığının uzun süre önce yapıldığına işaret ediyor.
Ciner’e yakalama ve şirketlerine kayyum atanması kararına dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı açıklamadaki şu paragraf önemli:
“Şüpheli Turgay Ciner’in sahibi ve yetkilisi olduğu Ciner Grup’a ait Park Holding A.Ş. ile bu holdinge bağlı AFC İthalat İhracat Turizm A.Ş, Zeyfa İthalat İhracat A.Ş ve Silopi Elektrik Üretim A.Ş isimli şirketlere ilişkin olarak CMK 133/1 ve CMK 133/4-a-7 maddeleri ile 04/02/2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7539 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca İstanbul 4.Sulh Ceza Hakimliğinin 28/09/2025 tarihli kararı ile TMSF Başkanlığı yönetim kayyımı olarak atanmıştır.”
Başsavcılığın atıf yaptığı maddeyi hatırlıyor musunuz?
Hemen anımsatalım…
Şubat 2025’te bir torba kanun hazırlandı. Kanun Meclis’ten geçti ve 4 Şubat 2025 günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Burada pek çok konunun yanında, iki önemli düzenleme vardı.
İlki; Cumhurbaşkanı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yetkilerinin genişletilmesiydi. Buna göre DDK, bakanlıklar, valilikler, KİT’ler, BDDK ve SPK gibi düzenleyici kurumlar, barolar, tabip odaları ve kamu bankaları gibi kurumlarda çalışanları kesin bir yargı kararı olmadan ‘şüphe’ üzerine görevden uzaklaştırmayı önerebilecek. Aslında bu yetki daha önce Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yine verilmiş ancak Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. İktidar da bu sefer yetkiyi yasaya koydu.
İkinci düzenleme ise TMSF ile ilgiliydi. Kanun değişikliği ile TMSF, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt ve silah sağlama ile terörizmin finansmanı suçlarının işlendiği hususunda kuvvetli şüphe bulunması halinde 133. ve 128. maddeleri gereğince mahkeme tarafından kayyum olarak atanabilecek. Bu yetki 5 yıl süreyle kullanılacak.
Yani özetle ‘şüphe’ kayyum ve görevden almalar için yeterli bir sebep oldu.

Yasa yayımlandıktan sonra muhalefet partilerinden eleştiri geldi. Ama asıl beklenmedik çıkışı TÜSİAD yaptı.
13 Şubat’taki dernek toplantısında Kartalkaya yangınından genç teğmenlerin ordudan ihracına kadar pek çok konuda katılımcılar eleştiriler getirdi, hukuka güvenin sarsıldığından şikayet etti.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da konuşmasında “yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınmasının ve TMSF'nin şirketlere kayyum olarak atanmasının kolaylaştığını” söyleyerek eleştirmişti. Turan, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor" demişti.
Ve olanlar olmuştu. Anında hakkında soruşturma başlatıldı, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras ile beraber gözaltına alınıp savcılığa çıkarıldı. Dava hala devam ediyor.
İşte Başsavcılık, Ciner ile ilgili açıklamasında o gün büyük tartışmalar yaratan, TÜSİAD Başkanı’nı dahi hakim karşısına çıkaran eleştirilerin odağındaki o maddeye atıf yaparak kayyum atandığını açıkladı.


