Tutuklu Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney Silivri den mektup yazdı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin eylül ayı birinci birleşiminde, tutuklu Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney'in gönderdiği mektup okundu.
Güney, mektubunda "30 yıllık bir saltanata son vermenin ve bir buçuk yıldır yalansız, hilafsız Beyoğlu’na hizmet etmenin gururuyla Silivri’de haksız yere tutuluyorum. Ben bir kurban değil, bir muhatap olduğumu biliyorum. Halkına hizmet etmenin suç sayıldığı bir düzende dahi geri durmayacağım" dedi.
İBB Meclisi'nin eylül ayı toplantılarının birinci birleşimi Saraçhane’de yapıldı. Oturumda söz alan İBB ve Beyoğlu Belediye Meclisi'nin CHP’li üyesi Ezgi Akgül, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in meclis üyelerine hitaben kaleme aldığı mektubu okudu.

Güney, mektubunda 30 yıllık bir yönetim geleneğinin ardından göreve geldiklerini hatırlatarak şunları kaydetti:
“EMEKLİ EVİ, EMEKÇİ EVLERİ, HER OKULA SU SEBİLİ”“30 yıllık bir saltanata son vermenin ve bir buçuk yıldır yalansız, hilafsız Beyoğlu’na hizmet etmenin gururuyla Silivri’de haksız yere tutuluyorum. Ben bir kurban değil, bir muhattap olduğumu biliyorum. Halkına hizmet etmenin suç sayıldığı bir düzende dahi geri durmayacağım.”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Görev sürecinde hayata geçirdiği projeleri anımsatan Güney, “Emekli Evi, Emekçi Evleri ve Her Okula Su Sebili gibi çalışmalarla parası olmayan halk çocuklarının temiz suya erişim hakkını sağladığım için bu zalim çarkın muhatabı olduğumu biliyorum" ifadesini kullandı.

“KORKUYU KERBELA’DA BIRAKANLARDANIZ”Mektubunda "Bekle Bizi İstanbul" şiirinden dizelere yer veren Güney, “Boşuna çekilmedi bunca acılar, bekle bizi İstanbul, bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi. Ben bir kurban değil, bir muhatap olduğumu biliyorum" dedi.
Silivri Cezaevi’ndeki diğer tutuklularla dayanışma içinde olduklarını belirten Güney, mektubunu şu ifadelerle tamamladı:
“Korkuyu Kerbela’da bırakanlardanız, can korkusuyla yalvaranlar değil, ‘direne direne kazanacağız’ diyenleriz. Pir Sultan Abdal’ın izinden giderek ‘Yürü bre Hızır Paşa’ diyenleriz. Bir lokma bir hırka ile, alnımızın akı ile Silivri Zindanı’ndaki çilemizi doldurur, çıkarız; mücadelemize ve halkımıza hizmete kaldığımız yerden devam ederiz.”


