Tutunacak tek dalım anneliğim Gündem Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Sevgi ve şefkatin sembolü anneleri onurlandırdığımız bu özel günde, kimimiz ellerinde çiçeklerle annesinin kapısını çalacak. Annesini kaybeden pek çok buruk yürek ise, mezarlıklarda özlem gidermeye çalışacak. Ancak bazı anneler var ki, savaşın, açlığın, yaşanan onlarca insan hakkı ihlalinin gölgesinde yalnızca anneliğiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Gazze’de yaşayan Doç. Dr. Münevver Adnan Najim (51) bu annelerden biri. Gazze İslam Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bölümü’nde öğretim üyeliği yapan Najim’in yaşamı da İsrail’in saldırılarıyla altüst oldu.
HAMİLEYKEN EŞİNİ KAYBETTİ
Kızı Sara’ya 7 aylık hamileyken eşini kaybeden Najim, “Eşim 21 Ağustos 2014’te şehit oldu. Biri karnımda olmak üzere altı çocuğun sorumluluğu tamamen bana kaldı. Eşimin kaybı, acı ve yasla birlikte hem sosyal hem de akademik hayatımda bana destek olan birini kaybetmek anlamına geliyordu. Eşim, eğitimime devam etmem ve öğrenme yolunda ilerlemem konusunda beni her zaman teşvik ederdi. Çocuklarım hayatımın neşesi ve bu zor günlerde gücümün kaynağı. Gazze Şeridi’nde eşimle birlikte inşa ettiğimiz evde yaşıyordum. Kendisi bu evde yalnızca 1 yıl 2 ay yaşayabildi. Evimiz, ailemizin sıcak anılarını barındırıyordu. Ancak Tuffah bölgesine yönelik saldırılar nedeniyle terk etmek zorunda kaldım. Şu anda Şifa Hastanesi yakınlarındaki Remal bölgesinde yaşıyorum. Sürekli çocuklarımın başına bir şey gelir mi, canları yanar mı veya kaybeder miyim diye endişe ediyorum. Bombardıman ve açlıkla mücadele ederek yaşamaya çalışıyoruz. Benim artık bu hayatta tutunacak tek dalım, anneliğim” dedi.
Bugün Gazze’de hayatın neredeyse olmadığını dile getiren Najim, “Amaçsız günler, barınaksız, yiyeceksiz, susuz, güvensiz bir yaşam sürüyoruz. Günlerimizi su toplamak, odun yakmak, bir yerden başka bir yere koşmak ve çadırdan çadıra göç etmekle geçiriyoruz. Hayat neredeyse yok olmuş durumda. Çocuklarımız artık eğitim, yiyecek ve su bulamıyor. Birçoğu anemi ve yetersiz beslenme ile mücadele ediyor. Günlerimiz solgun ve renksiz hale geldi, ama tüm bunlara rağmen, sevgi, sabır ve inançla direnmeye devam ediyoruz. Bazı günler uyanmak istemiyorum... Çocuklarımın "Anne, açım" sesleriyle uyanıyorum. Bu sözler, bir anne olarak kalbimi parçalıyor. Çocuklarına bir lokma ekmek veya temiz bir yudum su verememek kadar acı bir şey yok” dedi. Çocukların masum hayallerinin sığınaklarda eridiğini ifade eden Najim, “Filistinli kadınlar, yalnızca bir direniş sembolü olmadılar, evlerinde, barınma merkezlerinde ve hastanelerde çocuklarına sarılırken katledildiler” şeklinde konuştu.
HEDİYE DEĞİL ADALET İSTİYORUZ
Anneler Günü'nde dünyaya seslenen Najim, “Gazzeli anneleri unutmayın. Biz sadece çocuklarımızı kucaklayan anneler değiliz, onları yıkım ve korku içinde kalbimizde taşıyoruz. Onları bombardıman sesleriyle büyütüyor, soğukta kalplerimizle ısıtıyor ve sevdiklerimizi ve evlerimizi kaybetmemize rağmen umut aşılıyoruz. Gazzeli annelerin hediyelere değil, adalete, onura ve çocuklarını koruyacak güvenliğe ihtiyacı var. Bugün, dünyanın vicdanının uyanmasını ve Filistinli anneleri sadece haberlerdeki bir sayı olarak değil, insanlığın geleceğini korumak için mücadele eden bireyler olarak görmesini diliyorum” ifadelerini kullandı. 7 Ekim’den bu yana 18 bin çocuk şehit edildi. Bu saldırılar olurken dünyaya gelen bebeklerin 311’i yine şehit oldu. 1 yaş altı 908 çocuk savaş sırasında şehit edildi. 17 çocuk yine donarak bu topraklarda şehit oldu. 60 bin hamile kadın ise en temel sağlık hizmetine erişememeleri nedeniyle hayati tehlike altında.


