Uçaklar kendi kendine gidiyormuş: Pilotların yüzde 99’u kokpitte uyuduğunu söyledi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Vereinigung Cockpit sendikasının, 900'den fazla üyesiyle yaptığı ankette pilotların yüzde 99'unun uçuş sırasında en az bir kere uyuduğu ortaya çıktı.
Sendika, pilotların yüzde 12'sinin her uçuşta uyuduğunu, yüzde 44'ünün düzenli olarak uyuduğunu, yüzde 33'ünün ara sıra uyuduğunu ve yüzde 7'sinin ne sıklıkta uyuduğunu artık sayamadığını belirtti. Sadece yüzde 3'ü tek seferlik uyku uyuduğunu belirtti. Bu oranlara göre pilotların yüzde 99’u uçuş sırasında en az bir defa uyudu.
'YORGUN OLSALAR BİLE GÖREVLERİNİ YAPIYORLAR'Cockpit Derneği Başkan Yardımcısı Katharina Dieseldorff, "Pilotlar bize, aşırı yorgun olmalarına rağmen görevlerini yerine getirdiklerini bildiriyorlar. Bunun nedenleri sıkı programlar, personel eksikliği ve artan operasyonel baskı” dedi.
“Uyku, Alman kokpitlerinde uzun zamandır norm haline geldi. Başlangıçta kısa vadeli bir iyileştirme önlemi olarak tasarlanan bu uygulama, sistematik olarak maruz kalınan yorgunluğun bir çözümü haline gelmiştir.”
Uçaklarda yeni eşya yasağı: Sadece kabin bagajında taşınabilecek
Sendika, pilotların personelinin yorgunluğunu görmezden gelen bir şirket kültüründe çalıştıklarını ve bu durumun yaz aylarında daha da kötüleştiğini belirtti. Diğer sendikalarla birlikte yıllardır bu soruna dikkat çekmeye çalıştıklarını söyledi.
“Kısa bir şekerleme kendi başına risk değildir. Ancak, sürekli yorgun olan kokpit ekibi önemli bir risk oluşturmaktadır.”
Sendika, çoğunluğu Alman havayollarından pilotları araştırdı ve bunların yarısından fazlası Lufthansa'dandı. Ayrıca İrlandalı havayolu Ryanair'den 64 ve İngiliz havayolu easyJet'ten üç katılımcıyı da ankete dahil oldu.
Sarhoş pilot 3 uçuşa birden rötar yaptırdı
Sendika, havayolu şirketlerinden, yetkililerden ve politikacılardan kararlı adımlar atmalarını talep ettiğini belirtti. Havayolu şirketlerinden yorgunluğu bir güvenlik faktörü olarak kabul etmelerini, uçuş süresi sınırlamalarına uyumu daha iyi izlemelerini ve yalnızca ticari çıkarlar tarafından yönlendirilmeyen, bilimsel temelli bir Yorgunluk Risk Yönetim Sistemi (FRMS) kullanmalarını istedi.


