Uğur Dündar PKK nın Turgut Özal öldürüldü iddiasına yanıt verdi: Canlı tanık olarak söylüyorum
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı 'Meclis'te konuşsun' çağrısı ile başlayan İmralı süreci örgütün fesih ve silah bırakma açıklaması ile devam etti.
PKK bildirisinde Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası'nı hedef alan ifadeler sert tepkileri doğurdu. Bildiri metninde dikkat çeken bir diğer ifade ise örgütün 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin iddiası oldu.
Bildiri metnindeki "Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti... derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması... neticesinde bu yeni süreç sabote oldu." ifadesine yanıt duayen Gazeteci Uğur Dündar'dan geldi.
"CANLI TANIK OLARAK SÖYLÜYORUM"Uğur Dündar, PKK'nın fesih kararını yayımladığı mesajında Turgut Özal'ın "ortadan kaldırıldığı" iddiasını Arena programında değerlendirdi.
"Canlı tanık olarak söylüyorum" diyen Dündar, Özal'ın Türkiye’nin ilk bypass ameliyatı geçirenlerinden biri olduğunu anımsatarak "Yoğun tempoda çalışması, beslenme alışkanlıkları ve sağlık sorunları zamanla kalp krizine yol açtı" ifadelerini kullandı.

Özal'ın geçirdiği ameliyat sonrası sağlığına dikkat etmediğini ifade eden Uğur Dündar, şunları söyledi:
"Turgut Özal, Türkiye'nin ilk bypasslı insanlarından biriydi. Houston'da Dr. Michael DeBakey'in yaptığı bir açık kalp ameliyatıyla bazı damarları değiştirilmişti. Ve Dr. DeBakey kendisine zayıflaması gerektiğini, vücudunun kolesterol ürettiğini, zararlı üretimler olduğunu, sağlığına dokunacak özellikler bulunduğunu ve beslenmesine de özen göstermesi gerektiğini söylemişti."
UĞUR DÜNDAR PKK'NIN 'TURGUT ÖZAL ÖLDÜRÜLDÜ' İDDİASINA YANIT VERDİDündar şöyle devem etti:
Beslenmesine dikkat etmezdi; bunu da orada bulunan biri olarak söylüyorum.
Ben ve Ertuğrul Özkök, röportaj için Okluk Koyu'ndaki Cumhurbaşkanı konutuna gittik. Orada Turgut Özal'ın eşi Semra Özal, “Çocuklar, bugün öğle yemeğini ben yapacağım” dedi. Mutfağa girdi; bize nohutlu pilav, salata hazırladı; biz de yedik.
Fakat kullandıkları yağ herhalde bana dokundu. Birkaç gün midem ekşidi ağır yağdan dolayı. Yani ikramda kusur etmediler ama böyle bir sıkıntı yaşadım.
Özal vefatından önce Türki cumhuriyetlere gitmişti; Orada da beslenme et ağırlıklıdır. Şimdi, Özal böyle ağır yemeklerin olduğu ağırlamalardan sonra Türkiye'ye geldi. Zaten çok yoruluyordu. Çok yoğun bir tempoda çalışıyordu.

Vefatından sonra çok derin analizler yapıldı, yurt dışına örnekler gönderildi. Türkiye'deki farklı kurumlardan "acaba bir zehirleme, bir suikast olabilir mi?" diye çok titiz araştırmalar yapıldı.
Onun çok yakınındaki bazı insanlar, Türkiye'deki analiz merkezlerine güvenmediler, yurt dışına gönderdiler örnekleri. Ona rağmen herhangi bir zehirlenme durumu tespit edilemedi.
Yani merhum, kalp krizinden, bünyesindeki kalp rahatsızlığını tetikleyen birikimlerden, yüksek kolesterol ve trigliserid gibi nedenlerle hayatını kaybetti. Bunu da bilgilerime dayanarak açıklamış olayım.
"TURGUT ÖZAL DA NE OLDUĞUNU ARAŞTIRIRDI"Ayrıca, Kartal Demirağ adlı kişinin yaptığı bir suikast girişimi vardı: Onun da derin devlet tarafından organize edildiği iddiası ortaya atıldı. Kartal Demirağ öyle bir silahla suikast yapmaya gelmiş ki, bir süre toprak altında saklamış, tabancasını gömmüş. Sonra çıkartmış, kullanılır hale getirmiş.
Tabancanın özelliği, ilk iki mermiyi atıyor, üçüncü mermide mutlaka tutukluk yapıyor. Kartal Demirağ'ın da beş kurşunu var, beşi de ayrı marka. Düşünebiliyor musunuz? Yani onu eğer bir örgüt suikastçı olarak kullanmış olsaydı, herhalde üçüncü mermide tutukluk yapan bir tabancayı eline vermezdi.

Dediler ki "İçeride makineli tüfekli birisi var. Bu iki mermiyi sıkacak, ondan sonra makineli tüfekli kişi onu öldürecek." O kişi de silahı salona gizlice sokmuştu, ama o kargaşada kaçmayı başardığını ifade ettiler.
Yani özetle, Kartal Demirağ'ın suikast girişimini de araştırdım. İddiaların hiçbirinin doğru olmadığını ve Kartal Demirağ'ın bireysel bir kararla bu suikastı gerçekleştirdiğini net bir şekilde ortaya çıkardım. Bunların hepsinin haberini yaptım.
Zaten merhum Turgut Özal da, Kartal Demirağ dört yıl Cezayir'de yattıktan sonra onu affetti. Öyle bir durum söz konusu olsaydı, en ufak bir kuşkusu olsaydı, Özal bu soruşturmayı derinleştirir, arkasında ne olduğunu araştırırdı..."


