Üniformasını çıkardı Çırak tulumunu giydi
Sabah sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
'Doktordan randevu bulmak, tamirciden randevu bulmaktan daha kolay' sözünü son yıllarda sıklıkla duyar olduk. Her birimizin kişisel tecrübeleri de, sözün haklılığını gözler önüne serer nitelikte. Bugün her anne-baba, çocuğunu okutmanın ve dillere pelesenk olan tabirle 'masa başı bir iş' bularak hayata tutunmasını sağlamanın derdinde. İşte bu anlayış, gençleri hayat karşısında çok yanlış bir pozisyona sürüklüyor. Ciddi anlamda herhangi bir gelecek planlaması yapmayan gencimiz, üniversite mezunu olarak hayata atıldığında, bütün kapıların kendisine ardına kadar açılacağını düşünüyor. Oysa karaktere ve yeteneğe uygun bir hayat planlaması gençlerin geleceğini kurtarmada çok daha önemli bir rol oynuyor. Ki bu durum bizim tarihsel tecrübemizle de oldukça uygun. Hepimizin bildiği üzere Osmanlı'daki eğitim sisteminde, bir çocuk daha ilk sınıflardan itibaren istidadına göre bir alana yönlendirilir. Ve eğitimini o alanda tamamlaması sağlanırdı. Böylece çocuk hem yeteneğine göre bir alanı okumuş olurdu hem de yapılan işin neticesi kalite olarak topluma dönerdi. Bugün hikayemizin baş kahramanı olan Eyüp Başkara, kendi içindeki yeteneği keşfedip, cesaretle o yolda yürüyen genç bir arkadaşımız. Öyle ki oldukça başarılı bir lise öğrencisi olmasına rağmen, okulu bırakmış ve bir oto tamircisinin yanında işe başlamış... Başarılı bir öğrenci derken laf ola beri gele cinsinden söylediğim bir şey değil. 100 üzerinden 96 okul ortalaması ve okulda ilk 20'nin içinde olan parlak bir öğrenciden bahsediyoruz. Sancaktepe'deki Ömer Halisdemir Anadolu Lisesi'nde okurken, okulu bırakıyor. Kendi deyimiyle 'Ölmeyecek bir iş' olan oto tamirciliğine başlıyor. Eğitimini de yarım bırakmıyor. İMES Halk Eğitim'de sertifika sürecini devam ettiriyor. Eyüp'ü çalıştığı sitedeki tamirci dükkanında ziyaret ettik. Elinde bir tornavida ve üstünde tulumuyla karşıladı bizi. Ustası Onur Seyrek ile tanıştırdı. Çardak kısmına geçtik. Çaylarımızı Eyüp getirdi. Hikayenin geri kalanını Eyüp'ten dinleyelim...

GELECEK PLANLAMAMI BU ŞEKİLDE KURDUM
"Ben Eyüp Başkara. Sancaktepe Şehit Ömer Halisdemir Anadolu Lisesi Öğrencisiydim. Okulda oldukça iyi bir performansım söz konusuydu. İlk 20'nin içindeydim. Okul ortalamam zaten 96'ydı. Fakat ben bir gelecek planlaması yaptım. Okuyarak çok ciddi bir zaman kaybı yaşayacağımı düşündüm. Hem çalışmak, hem iyi bir meslek edinmek hem de eğitim hayatımı sürdürmek için yollar aradım. Bu esnada arabalara ve tamirine düşkündüm. Araştırdım ve buraya geldim. Şuan hali hazırda İMES Eğitim Merkezi'nde de eğitimimi devam ettiriyorum."
SEVDİĞİM İŞİ YAPMAK İSTEDİM
Eyüp'ü dinledikçe şaşırıyoruz. Daha 17 yaşında bir genç. Hayata bakışı ve olgunluğu hepimizi etkiliyor, "Ailemin maddi durumu iyiydi" diyor ve ekliyor: "Ailem bana çok kızdı. Tepki gösterdi. Okumamı istiyorlardı. Ben de şaşırıyordum. Hem çalışıyorum, hem yaranamıyorum diye. Benim yaşımda birçok genç yanlış işlere bulaşırken, ben sevdiğim bir mesleği yapmak istedim."

ÖĞRETMENLERİM DE KARŞI ÇIKTI
Okuldaki öğretmenlerinin kendisinden oldukça memnun olduğunu kaydeden Başkara, "Öğretmenlerim, okulu bırakmamam için çok uğraştı. Bana mesajlar attılar. Hepsi duruyor. Bir dönem sadece bunalıma girdim. Onur ustam sayesinde hemen atlattım. Belki başka birinin yanında olsam bu denli kolay öğrenemezdim. Ben de oldukça çok emeği vardır" dedi.
GENÇ USTADAN YAŞITLARINA ÖĞÜTLER
Eyüp yaşıtlarına da şunları söylüyor: "İnsan sevdiği işi yapmalı. Ama mutlaka yapmalı. Aylak aylak gezmemeli. Gezmenin sonu yok. İnsanın bir hedefi olmalı. Okuyacaksa çok sıkı derslerine çalışmalı. Meslek sahibi olmak istiyorsa, bir an önce bir ustanın yanına gitmeli. İş öğrenmeli. Ben çok düşündüm. Zaman kaybetmektense hiç ölmeyecek bir meslek sahibi olmak istedim. Kolumda altın bilezik olsun istedim. Oldukça mutluyum. Zira sevdiğim işi yapıyorum."

USTASI EYÜP'TEN ÖVGÜYLE BAHSEDİYOR
Eyüp tamirdeki bir arabanın motor yağını değiştirirken, biz de Onur Usta'ya dönüyoruz. "Çok yetenekli çocuk" diyor ve ekliyor : "Eyüp'ün bu konuda oldukça büyük bir istidadı var. Bir defa anlatmamız yeterli oluyor. Gösterdiğimiz bir işi kavrıyor ve yapıyor. Öğrenme azmi de var. Çıraklık dönemi kimse tarafından pek makbul görülmez. Oysa bir mesleğin ana omurgasını oluşturur. Zahmetsiz bereket olmaz derler. Eyüp gibi bir çırakla çalışmak bizler için de güzel. Sağlam bir usta yetişiyor gözlerimizin önünde."
HEDEFİ KENDİ DÜKKANINI AÇMAK
Eyüp üç sene içinde bütün sertifikaları almak istiyor. Hedefinin kendi dükkanını açmak olduğunu ifade eden Eyüp Başkara, "Mesleki eğitimimi sürdürdüğümü söylemiştim. Pratik eğitimimi de burada gerçekten çok kaliteli bir ustadan alıyorum. Onur usta olmasaydı belki bu kadar kolay kavrayamazdım. İyi bir usta olmak hedefindeyim. Kariyer planlamamı da buna göre yapıyorum. Hedeflerimin dışında bir alanda okusaydım, bu denli mutlu olmazdım. İnsan ideallerinin peşinde azimle koşmalı. 'Araba tamirciliğinin nesi ideal' diyenler olabilir. Lakin arabanın zaruri bir ihtiyaç olduğu bu çağda, araba tamircileri de, motor ustaları da vazgeçilmez olacaktır. Ben bu şekilde düşündüğüm için böyle bir kariyer planlaması yaptım. Ve inanıyorum ki mesleğimde en iyisi olacağım. Gayretim bu yönde" ifadelerini kullandı.
USTALARIN DİLİNDEN...
Röportaj sırasında, oto sanayi sitesinin güngörmüş ustaları da yanımıza geliyor. Bir dokun bin ah işit... Genç çırak bulamamaktan şikayetçiler. Mesleğin adeta gözler önünde öldüğünü söylüyorlar. Ve gülerek "Bırakın çırak dövmeyi, aman gitmesinler diye neredeyse yalvaracak konumdayız" diyorlar. Herkesin okumak istediğin, tamircilik mesleğine kimsenin meyletmediğini söylüyorlar. 4+4+4 eğitim modelinden şikayetçi olduklarını belirtiyorlar. Belirli bir yaştan sonra gelenlerin, hem çıraklık yapmak istemediğini hem de işi öğrenmede büyük zorluklar yaşadığını da sözlerine ekliyorlar.


