Uyuyan dev uyandı: 15 milyon kişi risk altında! En büyük nükleer bombadan 90 kat daha güçlü
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Son dönemde ABD'den üst üste ani sel haberleri geliyor. Texas'ta taşan nehirlerin yol açtığı ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği seller ve sonrasında New York'taki metro tünellerinin sular altında kalması sadece ülkede değil tüm dünyada günlerce manşetlerde yer aldı.
Bütün bu yaşananlar, aşırı hava olaylarının etkisiyle kontrolden çıkan suyun ne kadar yıkıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bilim insanları dünyayı çok daha kötüsünün bekliyor olabileceği görüşünde.
Daily Mail'in haberine göre, "patlama taşkını" adı verilen olgu, tarihteki en güçlü nükleer bombalara kıyasla 90 kat daha yıkıcı bir etkiye sahip.
Bilimsel adı "buzul gölü patlama taşkını" (glacial lake outburst flood - GLOF) olan bu seller, iklim değişikliği nedeniyle eskiye kıyasla çok daha sık yaşanıyor ve dünya genelinde milyonlarca kişiyi tehdit ediyor.
GLOF'lar bilim insanları için yeni bir olgu değil. Ancak günümüzde yaşanan bu tür taşkınların büyüklüğü ve sıklığı hızla artıyor.
MISSOULA SELLERİ HER ŞEYİ YUTMUŞTU
Örneğin son Buz Çağı'nın sonlarında (yani yaklaşık 15 bin yıl önce) Missoula Selleri, Amerika'nın kuzeybatısını silip süpürmüştü. Bu seller dev buzul göllerinin, buz barajlarını yıkıp geçmesi sonucu meydana gelmişti.
Söz konusu olayda, havanın ısınması sonucu eriyen buzlar, çok uzaklardaki bir buzul gölünün yavaş yavaş büyümesine neden olmuştu. Bir noktada göl ilk büyüklüğünün 12 katına ulaşınca, su miktarı havzada tutulamaz hale gelmişti.
Sırtın arkasında biriken suyun yarattığı aşırı basıncın dayanılmaz hale geldiği noktada göl taşmış, yüksekliği 18 metreyi bulan bir su dalgası vadiden aşağı inerek önüne çıkan her şeyi yutmuştu.
Bu olay sırasında yaşanan 400 selden her birinde 4.500 megaton TNT'nin patlamasına denk bir enerji açığa çıkmıştı. Bilim insanlarına göre bu enerji yoğunluğu, bugüne kadar patlatılmış en büyük nükleer silah olan Sovyetler Birliği'nin 'Çar Bombası'nın neredeyse 100 katıydı.
Saatteki hızı 100 kilometrenin üzerine çıkan su kütleleri, otomobil büyüklüğündeki kayaları önüne katıp sürüklemiş, yer şekillerinin değişmesine neden olmuş ve bugün bile varlığını sürdüren geniş kanyonlar oluşturmuştu.
HİNDİSTAN 2023'TE FELAKETİ YAŞADI
Son yılların en akılda kalan GLOF olayı 2023'te Hindistan'ın Sikkim bölgesinde yaşandı. Yıllar süren erimenin ardından taşan bir buzul gölü, onlarca kişinin ölümüne neden olurken yüzlerce kişiyi de evsiz bıraktı.
Şimdilerde benzer bir tehlikenin ABD'de yaşanabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Özellikle Alaska, Washington ve Wyoming eyaletleri için tehlike çanları çalıyor.
Alaska'da bulunan ve 'İntihar Havzası' olarak bilinen bir göl geçtiğimiz 2 yılda iki kez taştı. 22 bin Olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar suyun Juneau'nun sokaklarını doldurması şehrin tahliyesine yol açtı.
Havzanın alt kısmında seller 2011'den bu yana kayda geçiyor ancak araştırmacılar, taşkınların sıklığının alarm verici bir hızla arttığını belirtti.
Yakın tarihli bir araştırmada Alaska'da bulunan 120 buzul barajlı gölden 106'sının 1985 yılından bu yana en az bir kez boşaldığı, buzulların çekilmesiyle yeni göllerin oluşmakta olduğu belirtildi.
Bilim insanları araştırma makalesinde, "Tehlike büyüyor. Buzsuz kalmış havzalar suyla doluyor ve nihayetinde bir kırılma noktasına ulaşıyor. Basınç buzulun dayanamayacağı noktaya kadar birikiyor. Sonucunda aşağı doğru ani ve şiddetli bir su akışı oluyor" ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar bu sellerin çoğunlukla öngörülemez olduğunu ve şimdiden dünya genelinde ciddi can kayıplarına ve altyapı hasarına neden olduğunu da vurguladı.
15 BİN YIL ÖNCEKİ SENARYO TEKRARLANACAK MI?
Uzmanlar, ABD'nin Washington eyaletini vuran Missoula Selleri'nin tekrarlanabileceği uyarısında da bulundu.
Halihazırda eyaletin sınırları içinde 47 buzul bulunuyor. Artan sıcaklıklar bu buzulların tamamında erimeye ve dengesiz arazide yeni göl oluşumlarına yol açıyor.
1947 yılında yağmur ve eriyen buzul sularının bir araya gelmesi, Kautz Buzulu'nda bir GLOF'u tetiklemişti. Bunun sonucunda 1,4 milyar ton ve enkaz, yaklaşık 10 kilometre boyunca sürüklenmiş ve 90 metre derinliğinde bir kanyon oluşumuna neden olmuştu.
Günümüzde eyaletin kuzeydoğu bölgesi GLOF olayları açısından riskli görülüyor ve bilim insanları daha bölgenin daha yakından izlenmesi gerektiğini savunuyor.
Geçtiğimiz aylarda buzul uzmanlarından oluşan bir panel, olası taşkınların yaşanmadan önce tespit edilebilmesi için bölgeye sismik sensorlar ve gerçek zamanlı hava istasyonları yerleştirilmesi çağrısında bulundu.
Nature dergisi için bir makale kaleme alan uzmanlar, modelleme ve hasar haritalandırma alanında kaydedilen gelişmelere karşın, "Bu olaylar politikaların uygulanmaması, yetersiz uyarı sistemleri ve halkın yeterince hazırlıklı olmaması nedeniyle büyük kapsamlı yıkıma yol açmayı sürdürüyor" ifadelerini kullandı.
BUZ ÇAĞI'NDAN BU YANA BİR İLK
Wyoming'in Wind River Sıradağları ve Absaroka Dağları da bir dizi GLOF olayına sahne oldu. Alaska kadar riskli olmasa da bu eyalet de alarma geçmiş durumda.
Örneğin 2003 yılında Grasshopper Buzulu'ndan taşan 3,2 milyon metreküp su, yakınlardaki altyapıya zarar verdi.
NASA'nın Landsat uydusu kullanılarak yapılan bir araştırmada 1994-2007 yılları arasında 13 ayrı GLOF meydana geldiği görüldü. Yerel kaynaklarda ise sadece Mammoth Buzulu civarında en az 15 taşkın meydana geldiği kaydedildi.
Buz Çağı'ndaki Missoula Selleri'nden bu yana ilk kez Rocky Dağları bu kadar sık GLOF olaylarına sahne oluyor.
15 MİLYON KİŞİ RİSK ALTINDA
Bilim insanları makalede, "Buzulların çekilmesiyle erime sularının birikebileceği yeni yer şekilleri ortaya çıkıyor. Nihayetinde bu göller istikrarsız hale geliyor ve taştıkları zaman çok hızlı taşıyorlar" ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, "İklim değişikliği buzul erimelerini hızlandırdı. Oluşan her yeni gölle birlikte felaket ihtimali yükseliyor" uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Üniversitesi'nin 2023 tarihli bir raporuna göre, dünya genelinde 15 milyondan fazla insan GLOF'ların zarar verebileceği tehlike bölgelerinde yaşıyor.
ABD'de uzmanlar riskli bölgelerin haritalandırılması için acil eyleme geçilmesini, erken uyarı teknolojilerine yatırım yapılmasını ve hassas durumdaki toplulukların eğitilmesini istiyor.


