Uzmanı açıkladı: Düzenli egzersizler, kolon kanserinde önleyici rol oynuyor
T24 sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Prof. Dr. Deniz Arslan, yapılan klinik çalışmaların düzenli fiziksel aktivitenin kolon kanserinde hem önleyici hem de tedavi sonrası destekleyici rol oynadığını aktardı.
Kolon kanseri, dünyada ve Türkiye'de en sık görülen üçüncü kanser türü olarak biliniyor. Bu süreçte yaşanan yorgunluk, kas kaybı, psikolojik stres ve yaşam kalitesinde düşüş, hastaların günlük hayatını doğrudan etkilediği için hastaların egzersize yönlendirilmesi önem taşıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Deniz Arslan, kolon kanseri tedavisinde sporun faydaları hakkında bilgi verdi.
Kolon kanseri sürecinde hastaların yorgunluk, kas kaybı, psikolojik stres ve yaşam kalitesinde düşüş yaşadığını vurgulayan Arslan, yapılan klinik çalışmaların düzenli fiziksel aktivitenin kolon kanserinde hem önleyici hem de tedavi sonrası destekleyici rol oynadığını aktardı.
Arslan, egzersizin vücutta mutluluk hormonları olan endorfinlerin salgılanmasını sağlayarak moral ve duygusal durumu iyileştirdiğini, kaygıyı azalttığını ve tedaviye olan motivasyonu artırdığını ifade ederek, özellikle ameliyat sonrası dönemde yapılan hafif yürüyüşlerin, bağırsak hareketlerini normale döndürdüğünü, sindirim sisteminin hızlanmasına katkı sağladığını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek olduğunu belirtti.
Öte yandan, sporun "derin ven trombozu" (damar içinde kanın pıhtılaşması) riskini azaltarak tedavi sürecinde karşılaşılabilecek komplikasyonların önlediğinin altını çizen Arslan, bu sayede hastaların hem fiziksel olarak daha güçlü kaldığını hem de psikolojik iyilik hallerinin korunduğunu vurguladı.
"Düzenli egzersiz yaşam kayıpları riskinde yüzde 37'lik bir azalma sağlamaktadır"Egzersizin kemoterapiye bağlı yorgunluk ve kansızlıkla mücadelede etkili olduğunu aktaran Arslan, düzenli orta şiddette egzersiz yapan hastaların enerji seviyeleri artarken, yorgunluk hislerinin azaldığını belirtti.
Aynı zamanda kas kütlesini koruyarak günlük aktiviteleri sürdürme becerisinin de geliştiğine işaret eden Arslan, şöyle devam etti:
"Egzersiz, kas kaybını önlemenin yanı sıra, metabolik işlevleri destekleyerek vücudun tedaviye adaptasyonunu kolaylaştırır ve hastaların fiziksel dayanıklılığını artırır. Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan kolon kanseri hastalarında, hastalığın nüks oranının yaklaşık yüzde 6,5 azaldığını ve genel sağkalımın yaklaşık yüzde 7 arttığını göstermektedir. Ayrıca yaşam kayıpları riskinde yüzde 37'lik bir azalma sağlamaktadır. Bu etkiler, egzersizin insülin direncini iyileştirmesi, enflamasyonu azaltması, metastaz mekanizmalarını baskılaması, tümöre besin sağlayan yeni damar oluşumunu önlemesi ve bağışıklık sistemini aktive etmesi ile açıklanmaktadır."
Her hasta için egzersiz türü ve şiddetinin, kişinin genel sağlık durumu, tedavinin evresi ve fiziksel kapasitesine göre belirlenmesi gerektiğini ifade eden Arslan, egzersize başlamadan önce mutlaka onkoloji ekibinden onay alınması gerektiğini, düzenli egzersiz planlarının, hastaların günlük rutinine uygun şekilde oluşturulduğunda tedavi sürecinde karşılaşılan yorgunluk ve psikolojik stresin azaltılabildiğini kaydetti.
Arslan, "Haftada 150 ila 180 dakika orta şiddette tempolu yürüyüş, hafif koşu, yavaş bisiklet sürmek veya yüzme önerilir. Bunun yanında haftada 2 ila 3 gün hafif ağırlık veya direnç bantlarıyla yapılan egzersizler, kas kaybını önler ve kas kuvvetini artırır, özellikle bacak, kol, sırt ve göğüs kasları hedeflenmelidir. Kişiye özel egzersiz, hastaların tedaviye uyumunu artırır " ifadelerini kullandı.
Tedavi günlerinde vücudu dinlendirmenin önemli olduğunu ve egzersizin yorgunluk yerine canlandırıcı olması gerektiğini vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Egzersiz, kolon kanseri tedavisinde hem sağ kalımı artıran hem de yaşam kalitesini yükselten standart, aktif ve güçlü bir tamamlayıcıdır. Düzenli spor, sadece fiziksel iyileşmeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda hastaların tedavi motivasyonunu artırarak günlük yaşam aktivitelerini sürdürmelerine yardımcı olur. Davranış değişikliği ve egzersizin sağlık politikalarına entegrasyonu desteklenmeli, gerekli yatırımlar yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, her adım yalnızca fiziksel değil, kansere karşı verilen mücadelede güçlü bir semboldür." (AA)


