Uzmanı psikolojik sorunlara en yatkın kişilik tipini açıkladı Sözcü Gazetesi

Araştırmada, yüksek hassasiyetli bireylerin depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, agorafobi ve kaçıngan kişilik bozukluğu gibi rahatsızlıklara diğer kişilere oranla daha yatkın olduğu belirlendi. Uzmanlar, bu bulguların hassas kişilik yapısının ruh sağlığıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini gösterdiğini ifade etti.

Klinik olarak yüksek hassasiyet, bireyin fiziksel, duygusal ve sosyal uyaranlara karşı merkezi sinir sisteminin daha duyarlı olması şeklinde tanımlanıyor. Kavram ilk kez 1990’ların ortasında psikolog Elaine Aron tarafından ortaya atıldı. Aron, bu kişilerin çevresel tehlikeleri daha çabuk fark edebildiğini ve insan duygularını olağanüstü bir şekilde okuyabildiğini öne sürmüştü.

Sonraki çalışmalar, HSP bireylerde dopamin gibi nörotransmitter seviyelerinin farklılık gösterebildiğini ve bunun da uyaranlara karşı daha güçlü tepkilere yol açtığını ortaya koydu. Ayrıca, çocukluk döneminde yaşanan travmaların bu kişilik özelliğini tetikleyebileceği belirtildi.

Yeni araştırmada, 12 yaş üzeri 12 bin 697 kişi üzerinde yapılan 33 farklı çalışma analiz edildi. Katılımcıların ortalama yaşı 25 olarak belirlendi. Elde edilen sonuçlara göre, HSP bireylerde en sık rastlanan ruhsal sorunlar depresyon ve anksiyete oldu.

Bilim insanları, anksiyete riskinin yüksek olmasının nedenleri arasında “derin düşünme” ve “aşırı uyarılma eğilimini” gösterdi. Bu kişilerin olaylara dair olumsuz senaryoları daha detaylı kurguladıkları, depresyonun ise daha çok çevresel faktörlerle bağlantılı olabileceği ifade edildi.