Vahşeti asla unutmayacağız
Haber7 sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Alışkanlıklar misyon sahibi insanın zindanı olur’ denir.
Alışkanlıklar bir yönüyle irade zaafıdır. Alışkanlıklarınız üzerinden yönetilirsiniz. Alışmak, arayışın önüne set çeker. Statükoyu kabullenirsiniz. Olağanüstü hadiseler rutin işleyiş olarak algılanır. Bireysel hayattan toplumsal hayata, oradan da yaşadığımız sisteme varıncaya kadar böyle bir işlev görür. Bunu, kötü alışkanlık ve kötü modellemeler olarak sınırlayalım haydi. Böylesi daha anlamlı.
Hz. Musa İsrailoğulları’nı Mısır’dan özgürlükler diyarına çıkardığında yahudi topluluğu hürriyetin ağırlığını taşıyamayıp; “Firavun’un taht-ı riyasetinde daha huzurluyduk” demesine benzer bu durum. Köleliğe alışmış bir toplum, hürriyete intibak sağlayamaz.
Aylardır hep düşünürüm.
Sosyal medyaya düşen vahşet görüntüleri, ekranlarda izlediğimiz yürek sızlatan haberler bizi nasıl bir duygu yolculuğuna çıkarıyor. Görüp işittiklerimize alışıyor muyuz yoksa?
Gazze’yi kasdediyorum.
İsrail işgalinden itibaren her gün dünyayı ayağa kaldıracak katliamlar yaşanıyor. İsrail, mütemadiyen sürdürdüğü kıyımlarla, “dünyayı sergilediği vahşeti izlemeye alıştırdı” diye düşünmeden edemiyorum. O sivilleri bombalamalar, o çocukları öldürmeler, o açlığa terkedilen yüz binler… Vaka-ı adiyeden haberlere dönüştü/dönüştürüldü. Dünyanın mâşeri vicdanı adeta pas tuttu.
İsrail’in yaptığının binde birini bir Ortadoğu ülkesi velev ki bir hata ile İsrail’e karşı yapmış olsaydı, dünyanın tepkisi nasıl olurdu?
Türkiye’nin terörle mücadelede nasıl bir baskıya maruz kaldığını hatırlayın. Güvenlik güçlerimizin titizliğine rağmen kimi zaman suçlamalara maruz kaldığı dikkate alınırsa Batı’nın bu çifte standardına isyan etmemek elde değil.
İsrail Meclisi Knesset Üyesi Scott, İslam dünyası dahil tüm dünyanın Gazze’yi unuttuğunu söylüyor. “Bu gece Gazze’de 100 Filistinliyi öldürdük ve dünyada kimsenin umurunda değil” diyor.
Siyonizmin yetiştirdiği insan modeli hangi kelimelerle nasıl tanımlanır bilemiyorum. İnsan değil bu varlık. Duygusu, vicdanı, merhameti ve her türlü değeri yok edilmiş bir vahşet gayyası.
Bir miktar vicdan kırıntısı kalanlar bile duruma isyan ediyor. İsrail Eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve Demokratlar Partisi Lideri Yair Golan, İsrail Ordusu’nun çocukları hobi olarak öldürdüğünü söyledi. “Normal bir devlet sivillere karşı savaş yürütmez” diyen Golan; “İsrail’in milletler arasında bir parya devlet olmaya doğru ilerlediğini” iddia etti.
Bu kadar kan ve gözyaşının üzerine bir devletin varlığını sürdürmesi zor. İsrail, dönemin konjonktür ve gücünü yanına alarak oluşturduğu de facto durumlar üzerinden bir gelecek planlıyor. Oysa milletler arasında yükseliş ve düşüşler mevsimlere benzer. Bir toplumun geleceğini tarihin sayfalarına ektiği insanlık ve adalet tohumları belirler. O yüzden İsrail’in geleceği yoktur. Kan ve gözyaşı ile suladığı bu topraklarda asla medeniyet kuramaz. Mevsim bir gün değişecek ve İsrail gelecekte ne ektiyse onu biçecektir. İsrail’in devlet aklı bu analizi kavramaya yetmiyor. İsrail’le ortak olan, İsrail’e destek veren, İsrail’e ses çıkarmayan ülkelerin de tarihine kara bir leke olarak bu vahşetin gölgesi düşecektir.
İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin, “Dünya bizi sadece yıkım, ölüm ve ölen çocuklar üzerinden tanıyor. Ölüm ve yıkım dışında herhangi bir çözüm sunmuyoruz” ifadelerini kullandığı medyaya yansıdı. Aynı yetkilinin “Kimse artık adının İsrail’le anılmasını istemiyor” dediği nakledildi.
İbrani Üniversitesi’nden Dr. Maya Tison; “İsrail’in cüzzamlı bir hasta gibi görüldüğünü” söylüyor. Bunun “siyasi bir tsunamiye dönüşebileceği endişesini” dillendiriyor.
Filistin’deki vahşetin boyutları Batı’da gecikmiş bir tepkinin gün yüzüne çıkmasını sağlıyor. İngiltere kendi eliyle kurduğu İsrail’in bir kan emici vampire dönüşmesinden rahatsız. AB ülkelerinden İsrail’e yönelik yaptırım söylemleri yükseliyor. Göstermelik mi yoksa gerçekçi bir adım mı olacağını zaman gösterecek.
Uluslararası sistemin Gazze’de yaşanan insanlık dramına derhal bir çözüm üretmesi gerekiyor. Kontrolsüz gelişmelerle karşılaşmamak için İsrail zulmüne dur diyecek bir mekanizma işlemeli.
ABD’de iki İsrailli büyükelçilik çalışanının öldürülmesi bu anlamda doğru analiz edilmeli.
Bize gelince…
İsrail’in sergilediği vahşet görüntülerine asla alışmayacağız. Bin yıl geçse de İsrail’in Gazze’de yürüttüğü vahşeti asla unutmayacağız, unutturmayacağız.
Yeni Akit


