Vicdan azabıyla kıvranacaksınız Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İSTANBUL ilçesi Beylikdüzü’nün CHP’li Belediye Başkanı Murat Çalık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan 5 gün sonra gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Ciddi sağlık sorunları yaşayan ve cezaevi koşullarında sağlığı daha da bozulan Murat Çalık, raporlarına rağmen İstanbul’dan uzaklaştırılıp İzmir’e götürüldü. Hastanede anjiyo olduktan sonra bileklerine kelepçe takılıp cezaevine gönderiliş görüntüleri de büyük üzüntü yarattı.
HERKESİN YÜREĞİNİ SIZLATTI
Murat Çalık’ın sağlık sorunları giderek ağırlaştığı belirtildi. İzmir’den İstanbul’a Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Oradaki işlemleri bittikten sonra yeniden İzmir’e gönderildi. Hastanenin birinci katında bulunan mahkum koğuşundan, kendisini aşağıda bekleyen annesi ile selamlaşması, annenin evladının ardından ağıtlar yakması herkesin içini sızlattı, kimilerinin gözyaşı dökmelerine neden oldu. Bu selamlaşma sonrası annenin hastane önünden ayrılmayışı devam ederken, Murat Çalık, hastanenin 11. katına çıkarıldı ve annesiyle uzaktan da olsa birbirlerine bakmaları da önlendi.
İFTİRA İLE TUTUKLANDI
Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı görevinde bulunan Kurmay Albay Ahmet Hacıoğlu, Balyoz Planı kapsamında; Fatih Camii ve İsmailağa Camii’nin de aralarında bulunduğu dört caminin keşiflerinin yapılması talimatını vermekle suçlandı. Bu kapsamda Jandarma Genel Komutanlığı daire başkanlarından Albay Ali Demir, Albay Güven Şağban, Albay Aziz Yılmaz da diğer komutanlarla birlikte 29 Temmuz 2011’de tutuklandı.
Hasdal, Hadımköy ve Ankara Mamak Cezaevlerinde 35 ay yattı, 19 Haziran 2014’de davanın “Kumpas” olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından belirlendi ve haklarında beraat kararı verilmesi sağlandı. Günlerdir medyada, tutuklu Belediye Başkanı Murat Çalık’a yaşatılanları okudukça dinledikçe içi acıdı, gözyaşı döktü. Yazıp yazmama konusunda tereddüt ettikten sonra şunları yazdı:
‘AYNILARINI YAŞADIM’
“Çok üzülüyorum. Çünkü aynı acıyı hissetmişsin. Aynı haksızlıkları yaşamışsın. Yahu insaf; insan hiç mi geçmişten ders almaz? Mehmet Murat Çalık hasta, tedavi görüyor. İnanın ona kalsa sevdiklerine bu acıyı yaşatmak istemez. Elinde olsa canına kıyar çeker gider. Ben de cezaevinde olduğum dönemde, rahatsızlığım nedeniyle Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’ne (GATA) kaldırılmıştım. Mahkumken ben de benzer bir muameleye maruz kaldım. Pencereden birkaç kez atlamak istedim. Camı açtım. Ama ‘sakat kalır aileme daha çok yük olurum’ diye intihardan vazgeçtim. Acılı günleri ‘Balyoz soruşturması ve davası” sürecinde yaşadık.”
Aslında bu tür sahte kumpas davalarında en büyük acıyı içerideki insan değil dışarıdaki ailesi, sevdikleri çeker… İçerideki bir şekilde hayata tutunmaya çalışır ama ya dışarıdaki?
Düşünün 14 yaşından beri hayatını Türk ordusuna adamış, Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanı olmuş eşiniz, bir gün ‘terörist’ diye kendi ülkesinde iftira ve sahte delillerle tutuklanmış. Hakkımdaki suçlama da şu: Türkiye’deki bir caminin, İsmailağa Camii’nin bombalama ekibinin lideri olmak. İftiraya bakıyor musunuz? Ne acımasız ne kahpece…
‘KANTARI SİZ BOZDUNUZ’
O anne bir yandan içerideki adamına destek olacak, bir yandan da çocuklarını büyütecek, maaşlarının belli bir kısmına el konulmuş. Kadın çaresiz 20 TL ile sadece süt ve ekmek ile bir haftayı geçirecek. Aslında içerideki bir şekilde hayata tutunuyor ama ya dışarıdakiler? Murat Çalık kardeşimizin annesinin o çaresiz hali. Gözlerimin önünden gitmiyor.
Bu FETÖ’cü hainler hemen duygu sömürüsü yapacaklar. Oysa hainlikleri, sahte delil üretmeyi, insanların hayatlarını çalmanın ustası sizsiniz. Adaletin kantarını siz bozdunuz.
Savcı, hakim veya başka karar mekanizmasında olan kişiler,
bekanız, şahsi çıkarlarınız, çok ufak çıkarlarınız için kendinizi satmayınız.
İnanın bir gün siz de kendinizin kullanıldığını görecek ve vicdan azabı içinde kahrolacaksınız… Yine de siz bilirsiniz… İyilik her zaman iyidir. Kahrolsun kötülük.”

Ahmet Hacıoğlu
Darbecilerle sabaha kadar çatıştılar15 Temmuz 2016 darbe girişiminin yaşandığı akşam evlerinden kendi araçlarıyla Jandarma Genel Komutanlığı’nın Beştepe karargahına ilk gelen ve karargahı ele geçiren darbecilere ilk çatışmaya girenler Ahmet Hacıoğlu, Ali Demir, Nurettin Alkan, Güven Şağban ve Aziz Yılmaz olmuştu.
“Cami bombalayacaklar” denilen ve yıllarca cezaevinde kalan komutanlar, Genel Komutanlık karargahı yakınında bulunan Hisarcıklıoğlu Cami’yi de karargah olarak kullanıp, darbe girişiminde bulunanlara karşı gece boyunca mücadele ettiler ve darbeci gruba karşı mücadeleyi de yönettiler.
JANDARMAYI KURTARDILAR
Halen Tümgeneral rütbesinde bulunan Nurettin Alkan kolundan yaralandı. Albay Güven Şağban, çatışma sırasında darbe girişiminde bulunan grup tarafından rehin alındı. Darbe girişiminin bastırılmasından sonra komutanlar önemli görevlere getirildi. Jandarmanın darbecilerden kurtarılmasındaki başarıları hep anlatıldı. Mücadele eden grubun başında Ahmet Hacıoğlu bulunuyordu. Hacıoğlu, Ali Demir, Güven Şağban o gece yaşananları SÖZCÜ televizyonunda “Sisler Bulvarı” programında anlatmıştı.


