SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Semih Kılıçsoy Cagliari deki ilk maçında 10 dakika oynadı sarı kart gördü Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

2025 DGS tercihleri ne zaman başlayacak? ÖSYM DGS tercih kılavuzu yayınlandı mı? İşte beklenen tarih Son Dakika Haberleri

Beşiktaş a geri dönen Rıdvan Yılmaz: Hiç tereddüt etmedim! Milli futbolcudan çarpıcı açıklamalar... Fanatik Gazetesi Beşiktaş (BJK) Haberleri Spor

AJet 2 haftada 3 yeni Boeing 737 8 MAX uçağını filosuna kattı

Hugo Almeida Türkiye ye teknik direktör olarak geri döndü

Joao Pereira: Dengede kalmamız gerekiyordu

Filenin Sultanları Bulgaristan karşısında: Türkiye Bulgaristan voleybol maçı ne zaman, saat kaçta ve hangi kanalda? Voleybol Haberleri

Özgür Özel den kent uzlaşısı çıkışı! Bahçeli nin çağrısını anımsattı Sözcü Gazetesi

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, partisinin Batman İl Kongresine katıldı Batman Haberleri

Kaçarken canından oldu! Kuzey Marmara Otoyolu’nda feci kaza

Ümraniyespor ile Hatayspor yenişemedi

Beşiktaş Lausanne rövanş maçı ne zaman, saat kaçta? Beşiktaş FC Lausanne Sport maçı hangi kanalda canlı yayınlanacak?

Bursaspor ilk maçında gol oldu yağdı

Otomobil zeytin bahçesine uçtu: 2 ölü, 1 yaralı

Kıbrıscık ta Su Hattına İkinci Saldırı

Marmara Adası nda korkutan yangın: Ekiplerin karadan müdahalesi başladı VİDEO İZLE

Kayserispor Galatasaray maçı CANLI YAYIN Galatasaray Haberleri

Işın Karaca, iğne ipliğe döndü Magazin haberleri

Galatasaray ın ilk 11 i belli oldu: Osimhen müjdesi

Yasak ağ ile balık tutan şahsa ceza Tunceli Haberleri

Yalta’nın ardından yeni oyun kuruluyor: Trump ve Putin dünyayı yeniden bölüştü Gündem Haberleri

Yalta’nın ardından yeni oyun kuruluyor: Trump ve Putin dünyayı yeniden bölüştü Gündem Haberleri

Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

Yeni Şafak'ın ses getiren serisi Hafıza Büyük Resim’in 98. bölümünde Ersin Çelik ve İbrahim Ufuk Kaynak, Yalta Konferansı üzerinden Trump-Putin zirvesini analiz etti. Alaska Zirvesi’nin tıpkı Yalta Konferansı gibi dünya düzeninin yeniden kurulacağı anlamına geldiğini belirten Kaynak, “Alaska’dan başka yerlerde Putin ve Trump tekrar oturacaklar. Bu, kendilerine göre bir bölüşüm hazırladıklarını gösteriyor. Kolay lokmalar bir kenara konuluyor, direnç noktaları diğer tarafa” sözleriyle yeni küresel taksimin aşamalı olarak hayata geçirileceğini belirtti.

Yeni Şafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik ve İbrahim Ufuk Kaynak, "Hafıza Büyük Resim" programının 98. bölümünde Trump-Putin Alaska zirvesi ve Trump'ın Avrupalı liderlerle Beyaz Saray'da yaptığı görüşmeyi masaya yatırdı. Bu gelişmeleri İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya haritasını yeniden çizen Yalta Konferansı ile karşılaştıran Kaynak ve Çelik, küresel jeopolitiğin yeni dengelerini tartıştı. Kaynak'ın "Yalta ile Alaska arasındaki temel fark şu: İçerisinde İngiliz yok. Amerika, o zaman Yalta'da oturan İngiliz'i defterden silmiş" sözleri, yeni güç dengelerini özetledi.

Çelik ve Kaynak, "Hafıza Büyük Resim" programının bu bölümünde şu konulara değindi:

Ersin Çelik:

Geçtiğimiz hafta Alaska'da yapılan Trump-Putin zirvesi ve akabinde Trump'ın Avrupalı liderleri Beyaz Saray'da tespih tanesi gibi karşısına dizdiği o fotoğraf çok şey anlatıyor. Biz, tıpkı Yalta Konferansı'nın sonuçlarını neredeyse yüz yıldır yaşadığımız gibi, bu fotoğrafın da sonuçlarını göreceğiz. Stalin ve Churchill'in o toplantısından sonra dünya bir kere daha şekillendi, birkaç kere yıkıldı ama hâlâ sonuçlarını görüyoruz. Trump'ın Avrupalı liderleri karşısına oturtup bir egemen görüntü vermesini anlamlandırmamız ve bizim buradaki pozisyonumuzun ne olduğunu konuşmamız lazım. Çünkü orada, o fotoğrafta olmamayı dert edinenler var. O ezikliği yaşamamış olmamızı bir kayıp olarak görenler var memlekette. O yüzden niye o fotoğrafta olmadığımızın, neden olmamamız gerektiğinin ve olamayacağımızın altını çizmemiz gerekiyor.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Belirli bir düzen var ve o düzenin içerisinde parayı elinde tutanlar, devletlerler istediği şekilde oynuyor, kendisine karşı gelenleri hizaya getiriyor. Olayın bir başka yönü daha vardı: Devletler strateji belirlemede eksiklik yaparlarsa, bu boşlukları bu adamlar tamamlıyor. Dünya tarihi hep imparatorluklar tarihidir. Ulus devletler son 60-70 yılın eseridir ve bunlarda çok büyük bir sıkıntı da var. Çünkü kurulduğu andan itibaren içerisine yerleştirilmiş olan siyasi kademe, genelde bu düzeni kuranların istediği şekildeydi. Hep onların istediğini yapıyordu. Biz şimdi bu Alaska Konferansı'nda gördüğümüz tablo esasında, ister istemez tarihi çağrıştırıyor. Biz ne demiştik? Bir siyasetçinin sermayesi, ana kaynağı ve beslenme kaynağı nedir? Çok iyi bir ekonomi bilirsin ama ekonomiyle oynarsın. Çok iyi bir din bilgini olursun, olayların dini boyutlarını çözersin. Sağlıkçı olursun, mühendis olursun. Hepsinin bir altyapısı, bir temeli vardır. Örnek veriyorum, kimyagersin, elinde donelerin vardır. Siyasetçinin donesi ise sadece tarihtir, sadece tarih bilgisi. Şimdi siz Alaska toplantısı deyince, burada Yalta'yı anlamadan geçmek mümkün değil. Çünkü Yalta Konferansı, 1944 yılının 3-9 Şubat'ı arasında Kırım'da olan bir konferans. Konferansa katılan üç devlet var: Amerika Birleşik Devletleri ve başkanı Truman, İngiltere Başbakanı Roosevelt ve Sovyetler Birliği Başkanı Stalin. Bu üç kişi neye karar vereceklerdi? Dünyanın kaderine. Ancak 1944 Şubat ayı çok önemli. Çünkü henüz savaş bitmedi. Almanya teslim olmadı. Japonya inanılmaz bir dirençte ve Pasifik'te Amerika'yı çok zorluyor.

Ersin Çelik:

Yani henüz Hiroşima ve Nagasaki yaşanmamış.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Daha yaşanmasına çok var. Yaklaşık sekiz on ay var. Bir savaşın içerisindeler.

Ersin Çelik:

Belki de orada mı karar verdiler?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Orada ona karar verilmediğini şöyle anladım. Geçenlerde Rusya bir açıklama yaptı. Putin, "Biz sadece casuslar vasıtasıyla nükleer silahı elde etmedik" dedi, "Dünyanın geleceğini düşünen değerli bilim adamları da bize yardımcı oldu." Bunlar, dışarıdaki bilim adamları, yani Amerika'dakiler. Bir güç, hem Amerika'nın hem de aynı zamanda Sovyetler Birliği'nin, iki güç olarak kalması için çalışıyordu. Türkistan coğrafyasında en büyük parça Rusya'ya verildi, Doğu Türkistan Çin'e takdim edildi, İran Türk hanedanlarından alınıp Fars bir soya verildi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun en zengin bölgeleri, yani enerji kaynakları açısından en zengin bölgeleri İngilizlerin eline geçti. Aynı zamanda bunlar hem enerji hem de ticaret yollarının temelindeydi. Biz bütün bu olayların hepsini tekrar yaşadık, yaşıyoruz. Aradan geçen yüz yıl içerisinde bitmiş bir Türkistan coğrafyası, Rusya'nın elinde esir kalmış.

Ersin Çelik:

Ama güdümlülük hâlleri devam ediyor.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Kesinlikle. Bu kolay bir şey değil. Üzerinden Stalin dönemi gibi inanılmaz bir dönem geçti.

Ersin Çelik:

Troika gibi taramış, değil mi?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Evet, Avrupalılar ve Ruslar bu dönemi çok iyi inceledi. Bu konuda en fazla eksiklik bizde. Biz, Stalin dönemini ve Türkistan coğrafyasında yapılanları henüz hâlâ iyi incelemedik. Tıpkı Selçuklu'yu iyi incelemediğimiz gibi. Bunlar tarihteki çok önemli eksik bölgeler. Bir diğerini ise Babür İmparatorluğu'nu, Yeni Delhi Sultanlığı'nı çok iyi bilmemiz lazım. Sekiz yüz sene devam eden bir Türk devleti vardı Hindistan'da. Şimdi bizim konuştuğumuz Alaska, Yalta bunlarla bağlantılı. Çünkü Yalta Konferansı'nda bu dediğim üç şahıs; Roosevelt, Churchill ve Stalin, üçü baş başa oturdular. İnanılmaz bir çaba, kavga, sinir harbi. Öylesine ki bazen masadan kalkıyorlar, "Bu konuyu yarın konuşalım" diyorlar, olay tehlikeli bir noktaya geldiğinde. Çünkü Stalin bazı noktalarda çok diretiyor. O zaman ayağa kalkıp ayrılıyorlar. Churchill ile Roosevelt beraber yürümeye başlıyorlar. Kafa kafaya verip çayırların arasında gidecekler, kimse konuşmalarını duymayacak. Ama bütün bölge konuşma dinleme tezgâhı içerisindeydi.

Ersin Çelik:

O zaman öyle bir teknoloji yok, nasıl yapmışlar?

İbrahim Ufuk Kaynak:

O zaman mikrofonları hâlâ var. 1944'te hepsi var.

Ersin Çelik:

Yani ses kayıt sistemi.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Ses kayıt sistemi olduğu gibi, bütün bitkilerin arasına her yere yerleştirmişler, sesleri alsın diye.

Ersin Çelik:

Kim yerleştiren?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Tabii ki Ruslar, yani Sovyetler Birliği. Sovyetler Birliği'nin o dönemi zaten istihbarat devletiydi. Kendi halkının üzerinde de istihbarat vardı. MİT'in AK Parti dönemine kadarki olayını hatırlayın, kontrol kimdeydi?

Ersin Çelik:

CIA'deydi.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Aynı şekilde. Bunu biz söylemiyoruz, MİT'in başındaki herkes söylüyor, kontrol CIA'deydi diye. O zaman da aynı. Yalta Konferansı'nın içerisinde beraber oturduklarında bütün dünyayı bölüştüler. Madde madde yaptılar. Birinci sıraya Almanya'yı koydular.

Ersin Çelik:

Rusya çok istiyordu değil mi?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Tabii ki. Rusya, 1944'te Polonya'yı geri almıştı. Almanya'nın bir bölümüne girmiş, ilerliyordu Sovyetler Birliği. Zaten Amerika ve İngiltere o yüzden masaya oturmak istiyorlar. İngiltere hâlâ imparatorluğunu kaybetmeme telaşında, Churchill'in bütün çabası bunu gösteriyor. Amerika ise hâlâ Avrupa ile aslında çok fazla ilgilenmek istemiyor. Dünya hâkimiyeti diye değil. Amerika'nın bütün düşüncesi, Amerika kıtasını kuzeyi, güneyi ve ortasıyla birlikte tek başına kendi kontrolüne almak. Ama bu arada Almanya'yı üçe bölüyorlar. Birinci, ikinci, üçüncü gün bunun anlaşması tamamlanıyor. Batı Almanya, Doğu Almanya yapılıyor; yani Sovyetlere verilecek bölüm, İngilizlere verilecek bölüm. Güney kısmı da Amerikalılara bırakılıyor Almanya'nın. Üç ayrı bölüme ayrılıyor. Fakat İngiliz araya Fransız'ı da sokuyor. Amerika ve özellikle Rusya, Stalin çok şiddetle karşı çıkıyor. İngiliz ise Avrupa'nın çok fazla güçsüz düşmesi yerine kendisine daha muhtaç bir Fransa'nın Birleşmiş Milletler'de üye olmasını sağlıyor ve bu bölüşümün içerisinde bulunmasını istiyor. Kendi bölümünü biraz daha genişletiyorlar, içine Fransız yardımcılığını da koyuyorlar. Zaten Fransa normalde hiç mi hiç dünya piyasasına girmemesi, Birleşmiş Milletler'de veto hakkı falan olmaması gereken bir ülke. Savaşın başında kendi şehrini kaybetmiş, perişan bir halde. Donanması Akdeniz'in içerisinde ufacık bir yere sıkışmış durumda.

Ersin Çelik:

İngilizler olmasa bugün tarihte bile olmayacaklar, değil mi?

Yalta Konferansı’nda Almanya’yı bitirdiler

İbrahim Ufuk Kaynak:

İngilizler olmasa hikâyeden de olsa Almanya ezmişti, bütünüyle ezmişti. Yalta Konferansı'nda Almanya'yı bitirdiler, hemen peşinden Polonya'ya geçtiler. "Alaska'da ne konuşulur?" diyoruz. Bu daha birinci aşaması. İkinci, üçüncü, dördüncü gelecek. Alaska'dan başka yerlerde Putin ve Trump tekrar oturacaklar. Bu onu gösteriyor. Kendilerine göre bir bölüşüm hazırlıyorlar. Kolay lokmalar bir kenara konuluyor, direnç noktaları diğer tarafa. Hangi ülkeler direnebilir, onlar bir tarafa alınıyor. Hangi coğrafya çok kolay ele geçirilir, bütün bölüşüm bunun üzerine. Biz bunları konuşurken aynı anda bir baktık, Amerika Birleşik Devletleri Venezuela'nın önüne önce üç, sonra beş tane savaş gemisi gönderdi. Maduro'nun başına konulan ödülü artırdı vesaire. Tekrar Venezuela'nın zenginliklerine çökmenin peşinde.

Ersin Çelik:

Oradaki petrol şu anda iştah kabartıyor.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Kesinlikle, petrol, gaz, enerji kaynakları ne varsa.

Ersin Çelik:

Yalta'ya geri dönelim.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Biz Yalta'yı çözersek bugünkü olay çok kolay. İkisi birbiriyle çok bağlantılı. Yalta ile Alaska arasındaki temel fark şu: İçerisinde İngiliz yok. Amerika, o zaman Yalta'da oturan İngiliz'i defterden silmiş.

Ersin Çelik:

"Niye sahnede yoklar?" sorusunun yanıtını aslında Alaska'da gördük, Beyaz Saray'da da gördük.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Kesinlikle. Eğer Biden dönemi olsaydı, yani Demokratlar, kesinlikle İngiltere olacaktı. Şu anda Trump ile birlikte Amerika'nın ilk kuruluşundaki felsefe olan "Manifest Destiny" var. Bütün Amerikan topraklarını batıya doğru ilerleyerek almak, daha sonra bu düşünce yapısını bütün Amerika kıtası içerisinde tek sömürü devleti haline getirmek.

Ersin Çelik:

Orada İngiliz olsaydı Avrupa'yı bu şekilde ıskartaya çıkaramazlardı değil mi?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Zaten Avrupa'yı ıskartaya çıkarmak için kimseyi almadılar Avrupa'dan. Adamlara söylemediler bile.

Ersin Çelik:

Oraya İngiliz'i alsaydı Beyaz Saray'da da karşısına böyle tespih tanesi gibi dizemezdi.

Amerika hormonlu çocuğu kontrol ediyor

İbrahim Ufuk Kaynak:

Dizemezdi. Çünkü o tespih tanesi dediğiniz yerde bir tane büyük koltuk var. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı oturmuş, karşısında şöyle oval sandalyelerin üzerine oturtulmuş Avrupalı liderler var. Görüntü feci. Ezik bir halde onları hem aşağılıyor hem eziyor. Konuşma tarzı zaten Trump'ın havadan, üstten bakan. Amerika hormonlu çocuğu kontrol ediyor, eski tarih bilgisi de eksik. Yeni tarihle ilgileniyor. Yalta'nın içerisinde olan olayların bir tek farkı, İngiltere yok arada. Dünya iki kutba bölünüyor. Amerikan ekonomisinin 37 trilyon borcu var, 30 trilyon geliri var. Rusya'nın 2.2 trilyon. Türkiye'nin bile şu anda 1.4 trilyon. Bütün doğal kaynaklarına rağmen Rusya'nın ekonomisine yetişmekte olan bir Türkiye. Türkiye'nin 17-18 katı bu topraklar, çok büyük bir alan. Sovyetler Birliği ve oraya gelirken Trump'ın bundan haberi olmaması mümkün değil. Lavrov üzerinde CCCP, yani eski Rus alfabesiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği amblemiyle geliyor. Bu, “Ben bu masaya oturuyorum ama ben eski bölgelerimin hiçbirisinden vazgeçmedim” demek. Benden ayrılanlar da hâlâ hedefimin içerisinde. Bunun içerisinde Türk Cumhuriyetleri de var.

Ersin Çelik:

Tam oradan bir soru soracağım. Türk Cumhuriyetlerinde bir kırılma var bir taraftan. İki kutuplu eski dünya düzeninde Rusya'nın ekseninden çıkıp Amerika'nın ve Avrupa'nın eksenine doğru bir kayma da söz konusu. Özellikle Avrupa Birliği ile yaptıkları anlaşmalar vardı kısa süre önce. Hatta Türkiye'yi de pasifize eden bir durum söz konusuydu.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Öyle göründü belki ancak şöyle düşünelim olayı. Türk Cumhuriyetleri yalnız değil, Letonya, Estonya falan onlar da diken üzerinde. Çünkü hiçbir gücün yok. Askeri gücünüz yoksa ekonomik gücünüzün hiçbir önemi yoktur demiştik, defalarca söyledik bunu. Dünyanın en zengin ülkesi de olsanız şayet kendinizi korumasını bilemiyorsanız bütün zenginliklerinize çökülür ve tarih bunlarla doludur. Tarih, ekonomik zenginliklerine güvenip kendilerini korumayı unuttuğu için yok olan milletlerin tarihidir.

Ersin Çelik:

Bu Yalta Konferansı'nda Boğazlar meselesi de konuşulmuş.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Zaten hepsi bunlarla da bağlantılı. Polonya'yı bitirdiler.

Ersin Çelik:

Bitirdiler.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Polonya'nın içerisinde o dönemde dediler ki İngiltere bırakmak istemiyor, çok direniyor. Rusya dedi ki, "Ben bütünü aldım, neyi tartışıyorsun?" Stalin, masadan kalktı. "Ben zaten aldım," dedi, Polonya içerisinde sosyalist bir hükümet kuruldu. Bugün Varşova'da değil, güneyde bir başka şehirde. Orada kurulan hükümet sosyalist hükümet oldu ve Sovyetler Birliği tarafına geçti. "Serbest bırakalım, her halk karar versin, seçim olsun" diyorlar. Amerika'nın önceliği o devirde şimdiki gibi değildi. Çünkü başı Japonya ile dertte. Pasifik'te Sovyetler Birliği'nin desteğine ihtiyacı var. Sovyetler Birliği'nin Japonya'yla birlikte olması durumunda Amerika bütün Pasifik'i kaybedebilir. O yüzden Sovyetleri kendi yanına çekip Japonya'nın işini bitirmek zorundaydı ve nitekim öyle oldu. Almanya'yı ve Polonya'yı böldükten sonra bütün Avrupa'yı bölmeye başladılar. Ukrayna'dan başlayarak, Heartland teorisi denilen bir fikir ortaya kondu. Bu teoriye göre, dünyanın kalbi olarak görülen Baltık Denizi'nden Karadeniz'e kadar uzanan sınır, yani Asya ile Avrupa arasındaki bölge, kontrol edildiği takdirde dünyanın da kontrol edileceği düşünülüyordu. Hitler de bu stratejinin peşinden gitmişti. Yalta Konferansı'nda bu devletler de tekrar bölündü. Kendi içlerinde etki alanları belirlendi. Avusturya batıya bırakılırken, hemen öbür taraftaki Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi ülkelerin hepsi Sovyetler Birliği'nin sosyalist sistemine girdi. Amerika o zaman hâlâ olayın ciddiyetinde değildi.

Ersin Çelik:

Yoksa başka türlü tarih veriyor.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Tabii. Bunun içerisinde Türkiye de vardı. Türkiye'yi de tartıştılar. Türkiye üzerinde oynamak kendi işlerine bir türlü gelmedi. Türkiye o zaman çok zayıf. İki taraf da bunu biliyor.

Ersin Çelik:

Zaten İkinci Dünya Savaşı'na bile almadılar.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Kesinlikle. Çünkü o cepheyi büyütmek olurdu. Biz savaşlardan çok yorgunuz.

Ersin Çelik:

Churchill şundan korktu: "Türkleri alırsak Ruslarla yeni bir cephe açmış olacağız." Ruslar da Kars'ı, Ardahan'ı istiyorlar, hatta Erzurum dâhil. Bir de insan kaynağı problemi vardı Türkiye'nin. Verilecek olan silahları kullanacak insan yoktu o dönem.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Hiçbir şey yoktu.

Ersin Çelik:

Yani memleketteki erkek nüfus tükenmişti zaten.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Hitler birkaç günde bir denizaltı, tank yapıyor. Makine gibi çalışan bir savaş sanayisi. Ona daha dünyada hiçbir devlet erişemedi.

Ersin Çelik:

15 günde bir uçak yapıyorlar.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Türkiye en kolay geçilen bölge oldu. Biz istediğimiz zaman herkes sessiz kalıyor. Rusya diyor ki, "Bana daha yakın, ben daha kolay girer alırım." Bir de öbür tarafa itelemek istemiyor hiç kimse. Yapılan bir hatayla Türkiye'yi bir başka tarafa itelemek istemiyorlar. Türkiye kendi planını o zaman hazırlayacak. Yeni politika, yeni strateji geliştirmemiz lazım. İnönü döneminde çok büyük eksiklik vardır. Bir strateji geliştirmek yerine, "kazananın tarafında olma" düşüncesi vardı bizde. Aslında bütünüyle yanlış bir düşünce tarzı demiyorum ama olayın içerisine girmemek de çok doğruydu. O konu da zaten İnönü’nün sevdiğim tek yönüdür. Girseydik, biz kazansak da kaybetsek de Almanya'ya ve Japonya'ya imzalattırılan esaret anlaşmalarını bize de imzalattırırlardı.

Ersin Çelik:

Suat Hayri Ürgüplü'nün hatıratında, eski başbakanlardan Fevzi Çakmak'ın, kurmay olarak Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'na girmemesi gerektiğini savunduğu söyleniyor.

İbrahim Ufuk Kaynak:

1908'de Sultan Abdülhamit'in hal edilmesi durumunu düşünün. O zaman devletin yüz ölçümü 6,5 milyon kilometrekareden sadece 5,5 milyon kilometrekareye düşmüştü. Hâlâ devasa bir ülke. Şimdikinin 6,5 katı büyüklükte bir alan bu bahsettiğimiz dönem. Geçenlerde Ana Muhalefet Lideri Özgür Özel çok ilginç bir konuşma yaptı ve dedi ki, "Biz Jön Türkler'iz." Kelime bile çok kötü, çok acıtıcı. Hiç tarih bilmiyor ya da bu kadar mı düşman? Jön Türklerin ne yaptığı konusu: İngiliz elçisini Dolmabahçe'den alıp İngiltere Büyükelçiliği'ne kadar atları çıkartıp kendi sırtlarıyla çeken adamlar.

Ersin Çelik:

Evet.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Ve ben bunu Özgür Özel'in İngiltere'ye gidip, "Bizi niye yalnız bıraktınız, bizi niye öksüz bıraktınız?" kelimesine bağlıyorum.

Ersin Çelik:

Sizi sırtımızda taşımıştık işgalde.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Eğer tarihi olarak açık olarak bu millete düşmanlığın yoksa ve bu olayların farkındaysan, neler döndüğünü anlayabiliyorsan, bu adamların yaptıklarını ve söylemlerini görebiliyorsan, bu söylenenler tek başına yeterli değil mi? Sen nasıl diyebiliyorsun ki "Beni hayal kırıklığına uğrattılar?"

Ersin Çelik:

Zihni olarak mandacılıktır, teslim olmaktır bu.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Evet. Biz bu konuda uyarmak zorundayız. O yüzden diyorum, hep gençlere anlatmak zorundayız diye. Çünkü burada öldürülen bir tarih var. Öldürülen tarihi, kaybedilen, saklanan, geçiştirilen Türk tarihini tekrar ortaya çıkarmak zorundayız. Türkistan'ın çektiği acıya son vermek zorundayız ve bunu yapabilecek kabiliyette yeryüzünde tek devletiz. Hem İslam coğrafyasında hem Türk dünyasında bu güce sahip olan tek ülkeyiz.

Ersin Çelik:

Yalta'ya dönelim. Çıkamayacağız işin içinden.

Yunanistan diye bir devlet yok

İbrahim Ufuk Kaynak:

Yalta'da verilen kararların içerisinde Bulgaristan’ın, Romanya'nın hepsinin tek tek bölüşümü tamamlandı. Yunanistan'a geldiler. Yunanistan'ın içerisinde komünist hareketler var, sosyalist hareketler var. Sovyetler Birliği buna güveniyor. İngiltere Yunanistan'ı elinden bırakmak istemiyor. Çünkü Yunanistan adamların bütün sömürgelerine giden yol üzerinde, ana güzergâh üzerinde. Bu olayı Kıbrıs'taki İngiliz üsleriyle birlikte düşünün. İngiltere'nin bütün sömürgelerine gidiş gelişteki ara bağlantı Kıbrıs'taki İngiliz üsleri. Ama o zaman bir de Yunanistan'ın bütünüydü. Yunanistan diye bir devlet yok, hikâyeden kuruldu. Yunan devletini kuran o zaman İngiltere'ydi. Yunanistan'ın başına bile Yunanlı olmayan Birinci Otto denilen bir Sakson prensi getirdiler. Kraliçenin akrabası. Bugünkü Winster ailesinin, 16 yaşındaki bir çocuğunu Yunanistan'a kral yaptılar. İngiltere'nin bunu yapma amacı böyle stratejik olarak "bir Yunanistan kurayım" falan değildi. Birinci Otto Yunanistan'a kral olduğunda Rumca, Yunanca bilmiyordu. Adam Almanca konuşuyor. Bu adamı getirdiler buraya kral yaptılar. Çünkü İngiliz'in isteği farklıydı. Yalta Konferansı'nda Yunanistan önlerine gelince yine aynı olaylar tartışıldı.

Ersin Çelik:

O zaman neyi koparacağını da hesaplıyordu.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Bir de içeride çok iyi casusları var. O zaman Sovyetler Birliği'nin casusluk sistemi Amerika içerisinde de çok etkindi. Ben aslında bugün için de aynı şekildedir diyorum. Her zaman etkindir. Çünkü dediğim gibi, Amerika Birleşik Devletleri'nin insan yapısı para üzerine, maddi çıkar üzerine kurulu. Devletler arasındaki ilişki de öyle. Her an bozulabilecek, sadece materyalist çıkar üzerine kurulu. Şimdi Yalta'nın içerisinde konuşulan konuların hepsi, arada İngiltere olmaksızın Alaska'da konuşulacaktı. Ama başlangıç yapıldı. Birinci başlangıçta şöyle anlaşıldı. Anlaşılan konu üzerine de zaten Trump Avrupa Birliği'ni aldı. Bir, Ukrayna'dan bazı bölümleri Rusya'ya verecekler. NATO'ya katmayacaklar ama güvence alacaklar. Belirli bir sınırlarını korumak için, geriye kalmış güdük Ukrayna'nın sınırlarının korunması için bir güvence istiyor. Putin bu konuda çok rahattı. Çünkü Amerikan askerleri geldiğinde, uçaktan adamın ayağının altına kırmızı halı serdiler. Putin için yapılan çalışma, Amerika Birleşik Devletleri'nin Avrupa'ya ve dünyaya "Ben şu anda kimseyi dinleyecek durumda değilim. Şu bölüşümü bir tamamlayalım," demesiydi. Bu iki ülkenin ikisi de çıkar ilişkisindedir. Bütün dünya üzerine konuşurlar. Burada kendilerine engel çıkartabilecek ülkeye geldikleri zaman bizimle alakalı kısıma gelmiş olacaklar. Şu anda o aşamada değil.

Ersin Çelik:

Şu anda Avrupa'yı Putin üzerinden pasifize etti. Yani düşmanını yücelterek, kırmızı halıyı sererek, güçlendirerek Avrupa'ya dedi ki, "Bak, Putin orada, geliyor. Ben aradan çekilirim, sizi tarumar eder." Bunu dedi, değil mi?

İbrahim Ufuk Kaynak:

Ukrayna'ya dedi ki, "Ne yaparsan yap, vermek zorundasın." dedi. Haritayı da açtı. Liderlerle, Avrupalı liderlerle konuştuktan sonra bir de Ukrayna haritası çıkardı. Donbass bölgesini içerisine alan, Rusya'nın işgal ettiği toprakları gösterdi ve açıkça demek istedi ki, "Bak, bunlar gidiyor. Boşuna uğraşma." Ve Avrupalı liderlerin suratlarına bak, hepsi büyük bir şok içerisinde. Söyleyecek bir tek kelimeleri yok. Söyleyecekleri her şey aleyhlerine delil olarak kullanılacak. Karşılarında aynı anda çok sert, acımasız biçimde aşağılayacak bir lider var. Bal gibi de farkındalar. Ukrayna, Zelenski bir hata yaptı, karşılığını eze eze ödedi orada. Şimdi böyle bir yere Türkiye niye katılmadı diyen bir kafa yapısı da var. Bu bizim içimizde ve bu adam Washington Büyükelçiliği falan yapmış, Cumhuriyet Halk Partisi'nin dış politikasını şekillendiren, "Gölge Dışişleri Bakanı" diyebileceğimiz seviyede bir adam.

İktidarda CHP olsaydı Trump’ın karşısında Türkiye’de olurdu

Ersin Çelik:

Demek ki söz sahibi olsa Türkiye'yi oraya oturturlardı.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Aynen öyle. O ezikliğin içerisine bizi de katarlardı.

Ersin Çelik:

Yani iktidarda bugün CHP olsaydı Trump'ın karşısında Türkiye vardı.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Kesinlikle. Bunların ilk konuşmalarını hatırlayın. Ukrayna olayı ilk başladığı zaman çok açıkça çıktı Kemal Kılıçdaroğlu "Ukrayna tarafında durmalıyız biz" dedi. Hatta daha da ileriye gitti, "Her konuda da yardım etmeliyiz," dedi. Bu Rusya ile savaş demekti. Aynı anda kendisiyle ortaklık yapan Meral Hanım da aynı şeyleri söyledi.

Ersin Çelik:

Türkiye'yi Rusya'yla çatıştırmak, yeni bir darbenin zeminini inşa etmektir. Tarihte hep bu böyle olmuştur.

İbrahim Ufuk Kaynak:

Hep böyledir ve Rusya tarihini bilmemezliktir. Siyasetçinin, dedim tek malzemesi tarihtir. Rusya'nın tarihine bir bak. Rusya hiçbir zaman savaştan kaçmamıştır, savaşın üstüne üstüne gitmiştir. Savaşta kaybedip kaybetmemekten, kazanmaktan ziyade kendi büyük stratejisi var. Hiç vazgeçmeden devam ediyor. Çar Büyük Petro veya biz Deli Petro deriz. Türklere karşı "Hep kaybediyorsun, niye ısrar ediyorsun?" diyorlar. "Yenile yenile yenmeyi öğreneceğim," diyor. Ondan sonra ve sürekli olarak biz kan kaybetmeye başladık. Çünkü Rusya, o zamanki Rus Çarlığı kendi aklından ziyade İngiliz siyasetinin de çok ağır etkisi altındaydı. Çin de aynı. Yoksa Yalta'nın sonuçları olarak Çin'e Doğu Türkistan verildi. Bu Yalta Konferansı'ndan sonra Çin bir hiçti. Tarih boyunca Çin Seddi sınırları dışarısına taşmış, göbek yapmış bir Çin yoktu Asya'nın içerisine doğru. Hiç olmadı. Bugün bile Çinli nüfusu sahil kesimleri boyunca yaşar, o kadar insan. Öbür taraflar bomboştur. Türklerin toprağı olan kısımlar hediye edildi. Alaska'da Sovyetler Birliği tişörtüyle gelen bir Lavrov var. Ve buna bütünüyle göz yuman, hoşluk gösteren, son derece doğal olarak "İşte aradığım düşman, rakip bu," diyen bir Amerikan başkanı var. Tarihi bildiğimizde olay çok kolay okunuyor. Yalta Konferansı'nda Churchill'in elindeki purosula beraber o attığı havaya bir baksınlar. Şöyle gerine gerine bütün toplantılara en önde Churchill gidiyor, daima. İkinci Roosevelt geliyor, üçüncü olarak Stalin geliyor. Stalin hepsinin sonunda geliyor ve en acımasız davranan Stalin. O dönemde de fırsat bulsa hep ezecek. Ortayı bulmaya çalışıyormuş görünen Roosevelt ama o da Japonlara karşı destek peşinde bütünüyle. Bu adamlar imparatorluk varisleri değil. Pasifik Okyanusu'ndaki bir ada devleti falan değil bunlar. Hiç kendinden haberi olmayan bir ton devlet var, ne yaptığını bilmez. "Bak bütün dünya bizim tarafımızda," demek için kurulan küçük devletler. Devlet şartının birinci önceliği silahlı kuvvetlerinin olup olmamasıdır. Bu açıdan baktığınızda yeryüzünde zaten on tane devlet var. Gerisi hikâye. Kendini savunabilecek nitelikte bazı silahları olan, bunların da bir kısmı en fazla bir hafta harp yapabilir, yok olur.

Ersin Çelik:

Çünkü satın alma usulüyle silahlanmışlardır.

Durumu takip etmeye devam edin, SonTurkHaber.com her zaman en yeni haberleri sunuyor.
seeGörüntülenme:29
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ağustos 2025 17:58 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Semih Kılıçsoy Cagliari deki ilk maçında 10 dakika oynadı sarı kart gördü Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

24 Ağustos 2025 22:46see202

2025 DGS tercihleri ne zaman başlayacak? ÖSYM DGS tercih kılavuzu yayınlandı mı? İşte beklenen tarih Son Dakika Haberleri

25 Ağustos 2025 00:50see202

Beşiktaş a geri dönen Rıdvan Yılmaz: Hiç tereddüt etmedim! Milli futbolcudan çarpıcı açıklamalar... Fanatik Gazetesi Beşiktaş (BJK) Haberleri Spor

25 Ağustos 2025 13:46see179

AJet 2 haftada 3 yeni Boeing 737 8 MAX uçağını filosuna kattı

24 Ağustos 2025 22:43see173

Hugo Almeida Türkiye ye teknik direktör olarak geri döndü

25 Ağustos 2025 00:08see163

Joao Pereira: Dengede kalmamız gerekiyordu

25 Ağustos 2025 22:22see151

Filenin Sultanları Bulgaristan karşısında: Türkiye Bulgaristan voleybol maçı ne zaman, saat kaçta ve hangi kanalda? Voleybol Haberleri

24 Ağustos 2025 21:44see120

Özgür Özel den kent uzlaşısı çıkışı! Bahçeli nin çağrısını anımsattı Sözcü Gazetesi

25 Ağustos 2025 18:14see117

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, partisinin Batman İl Kongresine katıldı Batman Haberleri

24 Ağustos 2025 19:01see117

Kaçarken canından oldu! Kuzey Marmara Otoyolu’nda feci kaza

25 Ağustos 2025 04:32see117

Ümraniyespor ile Hatayspor yenişemedi

24 Ağustos 2025 23:52see115

Beşiktaş Lausanne rövanş maçı ne zaman, saat kaçta? Beşiktaş FC Lausanne Sport maçı hangi kanalda canlı yayınlanacak?

26 Ağustos 2025 00:56see115

Bursaspor ilk maçında gol oldu yağdı

24 Ağustos 2025 22:11see115

Otomobil zeytin bahçesine uçtu: 2 ölü, 1 yaralı

25 Ağustos 2025 06:02see115

Kıbrıscık ta Su Hattına İkinci Saldırı

24 Ağustos 2025 19:41see114

Marmara Adası nda korkutan yangın: Ekiplerin karadan müdahalesi başladı VİDEO İZLE

25 Ağustos 2025 00:50see113

Kayserispor Galatasaray maçı CANLI YAYIN Galatasaray Haberleri

24 Ağustos 2025 20:26see113

Işın Karaca, iğne ipliğe döndü Magazin haberleri

24 Ağustos 2025 20:12see112

Galatasaray ın ilk 11 i belli oldu: Osimhen müjdesi

24 Ağustos 2025 20:28see110

Yasak ağ ile balık tutan şahsa ceza Tunceli Haberleri

24 Ağustos 2025 20:14see110
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları