Yangında evleri küle dönen vatandaşlar konuştu: Herkesin yüzüne alev topu vuruyordu
Sondakika sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Çanakkale'nin Kepez beldesinde tarım arazisinde dün saat 13.30 sıralarında başlayan yangın rüzgarın da etkisiyle büyüyerek ormanlık alana sıçradı. İhbar üzerine olay yerine Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı çok sayıda ekip sevk edildi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, resmi X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada yangının tamamen kontrol altına alındığını ve soğutma çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Vatandaşlar, ekipler tarafından kontrollü bir şekilde bölgeye gelince yanan evlerini ve araçlarını gördüler. Vatandaşlar yaşadıklarını ve duydukları üzüntüyü anlattı.

Güzelyalı köyünde evi kullanılmaz hale gelen Nevzat Üzen, "Doğal bir afet, afetin sebebi doğal değil. Bizden, insanların ihmali, eğitimsizliği. Bu yüzden öncelikle ülkemizdeki büyük yangınlardan üzüntü duyuyoruz. Sonra yaşadığımız Çanakkale'nin, yeşil Çanakkale'nin böyle siyah Çanakkale haline gelmesi bizi üzüyor. Tabii en sonunda da evimiz yandı. Buna üzülüyoruz. Üzülmemek mümkün değil. Ama sevindiğimiz konu bu yangını söndüren arkadaşlarımızın, devlet erkanının sağlıklı, sıhhatli ve cansiparane çalışmalarından olsa gerek bir can kaybının olmaması bizi büyük bir sevince boğdu. Çok dikkat edilmesi gereken bir olay olduğunu anlıyoruz özellikle yangınların. Hatta bunun okullarda bir eğitim konusu yapılması da gerekir diye düşünüyorum" dedi.

Üzen, "Çanakkale hala yanıyor. Halen şu saatte helikopterler, uçaklar söndürme çalışmalarına devam ediyor. Evimde hiçbir şey sağlam kalmamış. Evin içinde alevlerle her şeyimiz yanmış. Canımızı kurtarmışız. Sadece ona şükrediyoruz. Eşim evde yalnızdı. O da denize kaçarak kendini kurtardı. Arabamızda yandı" diye konuştu.

Yangın sırasında evden çalıştığını belirten Melda Çırçan, yaşadıklarını şöyle anlattı; "Böyle bir kara bulut fark ettim. Dışarıya, balkona çıktığımda herkes çıkmıştı. Herkesin yüzüne alev topu vuruyordu. Işığını gördüm ben. Daha sonra balkona ateş parçası düşünce bu işte bir tuhaflık var dedim. Sonra evden çıkıp motorumla yokuşun yukarısına çıktım. Sola döndüğüm anda oranın zaten komple yandığını, buraya kadar geldiğini gördüm. Daha sonra köpeğim evde olduğu için eve tekrar girdim. Köpeğimi aldım, çıktım, arabama koydum. Aşağı inip sola doğru döndüm. Orada durup bekledim artık çünkü insan o an nereye kaçacağını şaşırıyor. Ondan sonra yangının yükselerek buralara kadar geldiğini gördüm. Bizim kapımızın önüne kadar yanıyordu. Arabamı almadan önce aşağıya köşeye motorumu koymuştum. O da yanmış. Ondan sonra zaten Jandarmalar gelip 'İlerleyin, burada beklemeyin' dediler. Defalarca dönmeye çalıştık ama buralara kadar alev almıştı. Karşıdaki apartmanlar, evlerde yandı hep. Çok şükür sadece balkon yanmış. 2 camı açık bırakmıştım. Açık unutup çıktım evden. Hatta kapımı bile kilitlememişim. İçerilere doğal olarak itfaiyenin sıktığı su girmiş. Yanan şeylerin isleri girmiş. İçerisi şu an sadece komple is ve su dolu. Büyük bir temizlik istiyor ama çok şükür ki yanan herhangi bir eşya vs. yok. Karşılar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Biz şanlı olanlardanız. Bizim yanımızdaki 2-3 ev hariç her yer yandı. Çok çok kötüydü. İnsan yaşayınca anlıyormuş. Allah herkesin yardımcısı olsun."

Güzelyalı köyünde evinin kamelyası ve dış cephesi büyük ölçüde zarar gören Naci Başaran, "Gelirken buradan yangın çıkmıştı karşıdan. Polis buraya salmadı. Eve giremedim ama çok iyi organizasyon vardı. Allah razı olsun. Pek bir şeyim de yoktu. İçeri girmiş yangınımda yok. Sadece dış çevrem gitmiş. Allah'ımıza bin şükür. Ön tarafımda kamelyam yandı. Ağaç kısımları yandı. Mantolama yandı. Çelik kapı yandı. Çok şükür. Camlar falan patladı ama öyle bir zarar değil. En güzel tarafı bu acımızı unutturan bu gençler. O motosikletlerle su, ayran, ilaç, manevi olarak destek vermeleri, dayanak vermeleri çok güzel. O çıkış yeri pazar yeri gibi yapılmış akşam gördüm. O insanlara yardım çok güzeldi. Çok memnun oldum. Acımızı unuttuk. Allah bin kere razı olsun" dedi.












