Yaptığım en cesur hamle anne olmaktı! Arzum Onan dan samimi açıklamalar...
Hurriyet sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
◊ Uzun süredir setlerden uzaktınız. Sizi setlere döndüren, bu projeye çeken ne oldu?
- Kısa bir süre önce yaşanmış, örneği az bulunur oranda bir sevgi hikâyesi... Günümüzde gittikçe çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz duyguları hissetmem etkili oldu. Merhamet, vicdan, özveri...
◊ Bunca yıl sonra setlere dönmek size ne hissettirdi?
- Özlemişim... Kamera önünden de ziyade sette olmak ve ekip ruhunu hissetmek çok iyi geldi.
Fotoğraf: Haluk DORUK
◊ “Bi Umut” filminde Fatma karakterine hayat veriyorsunuz. Nasıl biri Fatma?
- Gülsüm’le aralarında başta arkadaşlık ilişkisiyle başlamamış ama gittikçe dostluk mertebesine yükselmiş içten bir bağları var. Fatma, Gülsüm’ün tüm bu süreçte yanında olan, ona maddi manevi destek olmaya çalışan, endişe duyduğu ya da görece çözüldüğü zamanlarda desteğini esirgemeyen bir karakter.
◊ Çekimler Antalya’da yapılıyor. Nasıl geçiyor Antalya günleri?
- Açıkçası çok yoğun bir rol ağırlığım yok. Dolayısıyla günlerimi kısmen çalışarak, işim olmadığında set ziyaretleri yaparak, bolca okuyarak, izleyerek ve Antalya’nın sezon dışı tadını çıkararak keyifle geçiriyorum.
YAŞIM İLERLEDİKÇE DAHA SADE BİR YAŞAM TERCİH EDER OLDUM
◊ Kendi kabuğunda yaşayan ünlü isimlerdensiniz. Bu kadar popüler olup özel hayatınızı meraklı gözlerden koruyabilmeyi nasıl başarıyorsunuz?
- O kadar da popüler olduğumu zannetmiyorum açıkçası. Ailem ve çekirdek sayılabilir bir çevrem var. Ayrıca kendi başıma güzel zamanlar geçirebiliyorum, üstelik bunu da çok seviyorum. Zaten öyleydi ama yaşım ilerledikçe daha da sade bir yaşam tercih eder oldum.
◊ Dışarıdan sakin bir yapınız var gibi görünüyor. Peki bu hayatta yaptığınız en büyük çılgınlık ne oldu?
- Çılgınlık... Bilemedim; rağmen görece sanki! Soruyu en cesur hamle diye değiştirsem, “anne olmak” derim!
◊ Anne Arzum da sakin midir? Anneliğinizin en baskın tarafı nedir?
- Evet, sakinim sanırım. Tabii yine de Can’a sormak lazım. (Gülüyor) Genel olarak öyle evham yapan, endişeli bir anne olmadım. Sadece Can büyüdükçe, toplumsal ya da bireysel olarak dertlendiğinde, üzüldüğünde, zorlandığı yerlerde “Keşke bunları yaşamak zorunda olmasa” diye düşündüğüm ve üzüldüğüm zamanlarım var. Elbette her anne gibi...
NE İSTEMEDİĞİMİ ÇOK DAHA NET BİLDİĞİM BİR DÖNEMDEYİM
◊ Şu an gözlerden uzak yaşadığınız bir ilişkiniz var. Nasıl gidiyor?
- Yarım yüzyılı geride bıraktım. Sadece ikili ilişkide değil, sosyal hayatta da ne istediğimi bilmemden öte, ne istemediğimi çok daha net bildiğim bir dönemdeyim. Yaş aldıkça bazı durumlara kolaylıkla müdahale ederken, bazen de eskiden gösterdiğim sabrı göstermiyorum. Bu anlamda hayatımın daha net, kararlı ve daha hafif zamanlarını yaşıyorum.
DÖNÜM NOKTAM ‘SICAK SAATLER’
◊ Kariyerinizle ilgili sizce en büyük dönüm noktanız ne oldu?
- “Sıcak Saatler”... Hâlâ çok özel ve eşsiz bir iş olduğunu düşünüyorum. Döneminde çok fazla insanının kalbine dokunmuş, mesleğini belirlemiş, etki yaratmış bir çalışmadır.
BENİM CAN’A DEĞİL ONUN BANA TAVSİYELERİ OLUYOR
◊ Oğlunuz da sizin izinizden gidiyor. Ona oyunculuk adına verdiğiniz en büyük tavsiye nedir?
- Valla benim değil, onun bana tavsiyeleri oluyor! Set ziyaretine geldiğinde Can’la ezber yaptığım, karakteri nasıl yorumlayacağıma dair çok yerinde tespitleri ve önerileri oldu mesela. Biz anne-baba olarak Can hangi mesleği seçerse seçsin her zaman mutlu olmasını istedik. Sonuç olarak kamera arkası okudu. 15 yıldır piyano çalıyor, müzikle iç içe. Uzun zamandır oyunculukla ilgili, özellikle babasıyla güzel paslaşmaları var. Ayrıca kendini geliştirmesi açısından Mehmet’in anlatımları ve tecrübeleri de Can için okul değerinde.
◊ Heykel sanatıyla uzun yıllardır uğraşıyorsunuz. Oyunculuğun da önüne geçti sizin için. Sizce neden?
- Plastik sanatlara gençliğimden beri merakım vardı. Oyunculuğu da severek yaptım elbette. Ancak bireysel sanatların o kendine özgün, bağımsız anlatımı her zaman daha çok ilgimi çekiyor sanırım.
45 YAŞIMA KADAR CİLT BAKIMI BİLE YAPTIRMADIM
◊ Güzelliğinizle de her zaman konuşulan bir isimsiniz. Bakım tüyolarınızı öğrenebilir miyim?
- Özel bir şey yapmıyorum. Üstelik yaklaşık 45 yaşıma kadar, meraklı da olmadığım için, cilt bakımı bile yaptırmadım. Şimdilerde düzenli olmasa da küçük takviyelerle cildime daha çok bakıyorum. Nemlendiricimi ihmal etmem, çok makyaj yapmam ve cildimi hep temiz tutmaya çalışırım. Son yıllarda çok daha düzenli spor yapmaya başladım. Bol su içerim. Aslında herkesin genel olarak bildiği şeyler. En önemlisi genetik olarak şanslıyım diyebilirim.
◊ Estetiğe karşı mısınız?
- Bu konu kişinin aynayla kendi ilişkisi! Bu duyguya dışarıdan yorum yapmak doğru gelmiyor. Ama sonuç olarak da herkesin aynılaştığı, karakteristik ifadelerin yok olduğu bir yoğunlukta olması da sıradanlaştırıyor bence. Sadece güzel olmasına yönelik bu çabayı ve buna eşitlenen bir zihniyeti yanlış buluyorum.
◊ Göz önünde olmanın zorladığı anlar oluyor mu sizi? Hiç kendinizi doğrudan ifade edemediğinizi düşündüğünüz bir dönem veya an oldu mu?
- Kendimi ifade etme meselesinin göz önünde olmamla çok da bir ilgisi yok aslında.
Elbette kendinizi binlerce insana anlatmak durumunda olmak biraz daha sorumluluk yüklüyor. Ama yakın çevremde de kendimi doğru ifade edemediğimi düşündüğüm durumlar, onaylanma ihtiyacını da tetikliyor bence. Bunun üstüne çalışıyorum.


