Yarım saatlik görüş için yedi saat yol! CHP li Tanrıkulu Buca Cezaevi ndeki çileyi anlattı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir Buca Cezaevi’nde tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, İstanbul’daki gözaltı ve tutuklamaların siyasi operasyonlar olduğunu söyledi.
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik süreci “tamamen siyasi bir operasyon” olarak nitelendiren Tanrıkulu, “Amaçları belli. Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı Adayımızı siyasetin dışına itmek, onunla ilgili algı yaratmak. 19 Mart’tan bu yana 5 operasyon yaptılar. Yüzlerce dostumuzu, çalışanı, iş insanını, belediye başkanlarını gözaltına aldılar, tutukladılar” ifadelerini kullandı.
"ÜÇ TEMEL İNSAN HAKKI İHLAL EDİLDİ"Tanrıkulu, İstanbul’da ikamet eden kişilerin İzmir gibi başka cezaevlerine sevk edilmesini de eleştirerek bunun üç temel insan hakkını ihlal ettiğini söyledi:
“Bu 3 nedenle en temel insan haklarına aykırı. Yeni bir şey değil. Çok önceden de bunlar yapıldı. Bizler avukatken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurular yaptık ve ağır insan hakları ihlalleri kararlarını aldık.”Bu ihlallerin üç başlıkta toplandığını belirten Tanrıkulu, ilk olarak adil yargılanma hakkının çiğnendiğini belirtti: “
Bir tutuklunun savunma hakkı var. Soruşturması nerede yürütülüyorsa mümkün olduğu kadar orada olmak durumunda. Avukatıyla erişiminin doğru yürümesi bakımından bu şart.”İkinci olarak özel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Tanrıkulu, “Ailesi İstanbul'da, kendileri burada veya başka cezaevlerinde... Bu sürgünlerle aile yaşamına da müdahale ediliyor” dedi.
"BİLE BİLE YAPILIYOR"Üçüncü olarak da kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirten Tanrıkulu şunları söyledi:
Bakın yarım saatlik görüşme için insanları 6 saat boyunca, 7 saat boyunca yolculuğa göndermeniz o kötü koşullarda buraya gelmelerini sağlamanız tekrar dönmelerini sağlamanız da en az, en alt düzeyde kötü muamele yasağının ihlalidir. Cezaevi koşullarını bir tarafa bırakıyorum. Bakın üç temel hak ihlal ediliyor. Ve bunlar bile bile yapılıyor. Bile bile yapılıyorTanrıkulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen bu uygulamaların sürdüğünü belirterek sözlerini şunları ifade etti:
"Bu kararlar bilinmesine rağmen, açıkça bu siyasi operasyonda en temel insan hakları ihlalleri de yapılmaya devam ediliyor."Tanrıkulu tam olarak da şöyle konuştu:
"İzmir'deyim. Buca'da cezaevine geldim. Burada dostlarımız cezaevindeler İstanbul'daki operasyonlarla alınanlar. Belediye başkanları ve diğer dostlarımız, onları ziyaret ettim.
İmamoğlu'yla ilgili başlatılan operasyon tamamen siyasi bir operasyon. Amaçları belli. Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhubaşkanı Adayımızı siyasetin dışına itmek, onunla ilgili algı yaratmak, 19 Mart'tan bu yana da işte 5 operasyon yaptılar. Yüzlerce dostumuzu, çalışanı, iş insanını gözaltına aldılar. Belediye başkanlarını gözaltına aldılar, tutukladılar. Bu bir siyasi operasyon. Onu hep değerlendiriyoruz, değerlendirmeye devam edeceğiz.
Ama İstanbul'da bulunan, ikametleri İstanbul'da olan, soruşturmaları İstanbul'da devam eden yurttaşlarımız, dostlarımız buraya gönderildiler. Bu 3 nedenle en temel insan haklarına aykırı, 3 neden! Yeni bir şey değil. Çok önceden de bunlar yapıldı. Bizler avukatken başvurular yaptık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve ağır insan hakları ihlalleri kararlarını aldık.
Aradan 20 yıl geçmiş, o kararlardan itibaren, o zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı vardı, şimdi de var. Ama aynı ihlallere çok ağır bir biçimde devam etmeye devam ediyorlar.
Nasıl mı? Bakın, bir tutuklunun veya hükümlünün tutukluluk, öncelikli olarak söylüyorum, tutuklular bakımından, yani bir adil yargılama bağlamında savunma hakkı var. Soruşturması nerede yürütülüyorsa mümkün olduğu kadar orada olmak durumunda. Avukatıyla erişiminin doğru yürümesi bakımından. Dolayısıyla bir adil yargıma bakımından savunma hakkı ihlali var.
Ikinci olarak özel yaşam ve aile yaşamına saygı hakkı. Ailesi İstanbul'da kendileri burada veya başka cezaevlerinde Afyon'da, Düzce'de işte Kandıra'da, değişik yerlerde, Edirne'de bunlar yanlış ve aile yaşamına, özel yaşamına saygı hakkı ihlal ediliyor aynı zamanda bu sürgünlerle ve buralara gönderilmekle.
Üçüncü olarak kötü muamele ve işkence yasağı. Bakın yarım saatlik görüşme için insanları 6 saat boyunca, 7 saat boyunca yolculuğa göndermeniz o kötü koşullarda buraya gelmelerini sağlamanız tekrar dönmelerini sağlamanız da en az, en alt düzeyde kötü muamele yasağının ihlalidir. Cezaevi koşullarını bir tarafa bırakıyorum. Bakın üç temel hak ihlal ediliyor. Ve bunlar bile bile yapılıyor. Bile bile yapılıyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var. Bizler almışız. Diyarbakır'dan avukatlar almış yıllar önce. Ama buna rağmen bu kararlar bilinmesine rağmen açıkça bu siyasi operasyonda en temel insan hakları ihlalleri de yapılmaya devam ediliyor.


