Yatırım uzmanından iflas uyarısı: Bu hataya düşen bütün malını kaybeder Sözcü Gazetesi

Mert Başaran, iflas öncesi en yaygın işaretlerden birinin gösteriş merakı olduğunu belirtti. Lüks yaşam arzusuyla kredi kartlarına yüklenen bireylerin, varmış gibi yaparak çevresine maddi açıdan güçlü bir izlenim bırakmaya çalıştığını kaydeden Başaran, bu durumun “cebindeki bombayla dolaşmak” anlamına geldiğini söyledi. Gerçek varlık sahiplerinin böyle bir çabaya ihtiyaç duymadığını vurguladı.

KREDİ LİMİTİ TUZAĞI: ARTTIKÇA HARCAMA DA ARTIYOR

Kredi kartı limitlerinin bilinçsizce yükseltilmesinin, bireyleri kontrolsüz harcamalara ittiğine dikkat çeken Başaran, bu durumun özellikle gençlerde ciddi bir risk oluşturduğunu belirtti. Kendi limitini düşürmek için bankaları sık sık aradığını söyleyen Başaran, “Limit arttıkça harcama da artar, insan doğası böyledir” dedi.

BORÇLA YAŞANAN GÖSTERİŞİN ARDINDAKİ GERÇEK

Aydınlık'ta yer alan habere göre, Başaran, kira ödeyen ancak harcamalarında daha tutarlı olan bireylerin, ev sahibi olmasına rağmen aşırı harcama yapan kişilerden daha düzenli ödeme yaptığını ifade etti. Aidatları sorgulayan kiracıların genellikle daha sağlıklı mali yapıya sahip olduğunu vurgulayan Başaran, gösterişin her zaman gerçek ödeme gücüyle örtüşmediğini kaydetti.

YÜKSEK RİSKLİ YATIRIMLAR SON DARBEYİ VURUYOR

Mali sıkıntıya düşen kişi ya da şirketlerin, son anda büyük riskler alarak toparlanmaya çalıştığını belirten Başaran, bunun iflasa giden yolda yapılan son yanlışlardan biri olduğunu söyledi. Başaran, “Zarar ettiysen dur ve toparlan. İnat edersen tokat manyağı olursun” sözleriyle, yanlış yatırımların daha büyük zararlara neden olabileceğini ifade etti.

GELİR KADAR TASARRUF DA ŞART

Başaran, mali yapının sürdürülebilir olabilmesi için yalnızca gelir artırmanın yeterli olmadığını, tasarruf ve yatırım bilincinin de geliştirilmesi gerektiğini aktardı. “Sepetçi oğlu” yaklaşımıyla, yatırımların altın, toprak, BES fonları gibi farklı alanlara dağıtılması gerektiğini vurgulayan Başaran, “Her zaman bolluk yılı olmaz” diyerek risklerin dengelenmesi gerektiğini belirtti.