YAVUZ DONAT Hayırlı olsun
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi dün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasıyla yeni yasama yılına girdi.
Hayırlı olsun... Yüce Meclis'e başarılar diliyoruz.
Ana muhalefet partisi CHP, dün boykot/ protesto yaptı... Meclis'te yoktu.
Fanatik partililerin... Ve tribünlerin hoşuna gittiği kesin. Ama ya adına kamuoyu dediğimiz, iktidarları seçen ve değiştiren sessiz çoğunluğun düşüncesi...
***
Yanlış
Muhalefetin görevi... Adı üstünde... Muhalefet yapmaktır... Eleştirecektir... Doğaldır. Fakat... Meclis'e girmemek de ne demek?

Yanlıştır... Halkta karşılığı yoktur.
Millet sizlere, "Meclis'e girmeyin" diye mi oy verdi? Yüce Meclis... Gazi Meclis... Şov/ eylem/gösteri yapılacak yer değil ki.
***
Özal... İnönü... Demirel
Geçmişi ne kadar iyi bilirsek, geleceğe bakış açımız da o kadar düzgün olur.
Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı adayı olunca... Dönemin ana muhalefet partisi Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) milletvekilleri, şiddetle karşı çıktı: "Oy vermeyiz... Seçilirse tanımayız... Elini sıkmayız... Meşru değildir..."

Meclis'teki... Sandalye sayısı bakımından üçüncü parti... Doğru Yol Partisi yönetimi... Aynı tavrı sergiledi.
Erdal İnönü... Süleyman Demirel... İktidar olduklarında, "Özal'ı indireceklerini" söylediler.
Sonunda... Özal, Cumhurbaşkanı seçildi... 31 Ekim 1989. Göreve başladı... 9 Kasım 1989. Ve... İnönü de... Demirel de... TBMM Genel Kurul salonuna girdiler... Cumhurbaşkanı Özal'ı dinlediler.
***
Tarihin tanıkları
Allah, sağlıklı ve uzun ömür versin... Tansu Çiller, Hikmet Çetin, Fikri Sağlar, Cavit Çağlar, Adnan Keskin, Abdullah Gül, Mehmet Sevigen, Murat Başesgioğlu, Köksal Toptan, İbrahim Tez, Ülkü Güney... O yılları... Yaşananları çok iyi bilirler.
Erdal İnönü... Süleyman Demirel... Arkadaşları... Meclis'e geldiler... Tam kadro.
Cumhurbaşkanı Özal, TBMM Genel Kurulu'na girince... Ayağa kalkmadılar... Alkışlamadılar. Ama sükûnetle dinlediler... Cumhurbaşkanı'nın konuşması bitene kadar.
***
Biliyor muydunuz?
Askeri darbe... 12 Eylül 1980... Darbenin lideri Kenan Evren.
Başbakan Süleyman Demirel... Eski Başbakan Bülent Ecevit... Önce, Hamzakoy'a gönderildiler... Sonra, evlerinde... Dört duvar arasında... Açıklama yapmaları yasak... Mahkûm gibi bir hayat.
Ve... 3 Mart 1982... Kenan Evren'in eşi Sekine Hanım vefat etti.
Ankara'da... Cenaze namazının kılındığı camide... Süleyman Demirel de vardı, Bülent Ecevit de. Devlet başkanına saygı... Cenazeye saygı.
Budur... Devlet adamlığı işte budur. Öfkeyi içine atmayı başarmak... Makam sahibini sevmeseniz bile, makama saygılı olmak.
***
Meclis'e saygı
Büyük Atatürk'ten bugüne... Güzel bir gelenek... Meclis'in yeni yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı konuşur.

1923... Atatürk, TBMM kürsüsünde: "..... hep birlikte saygın bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim... Bu yüce iradenin huzurunda saygı ile eğilelim."
***
Milli irade
Tarih 1 Kasım 1938... TBMM yeni yasama yılına girecek... Büyük Atatürk'ün konuşmasıyla. Fakat... Ata hasta... İstanbul'da.
Atatürk'ün konuşma metnini Başbakan Celal Bayar okuyor... Konuşma... Okullarda ders olarak okutulsa yeridir.
Milli iradenin önemi ve Parlamento'nun üstünlüğü vurgulanıyor: "Gücün kaynağı halktır... Halk da bu gücü, seçtiği vekiller aracılığı ile kullanır.''
***
Erdoğan-2003
Başbakan Erdoğan, ilk kez TBMM kürsüsünde... 18 Mart 2003, Salı... 59. Cumhuriyet Hükümeti'nin programını okuyor. Birkaç satırbaşı:
İktidarda, sosyal muhafazakâr bir partinin, ana muhalefette de sosyal demokrat bir partinin olduğunu hatırda tutmak gerekir.

Sadece sayısal güce dayanan bir yönetim anlayışını benimsemiyoruz... Toplumsal mutabakattan güç alan bir siyaset anlayışından yanayız.
Türk siyasetinin çatışma, kamplaşma ve kutuplaşma yerine, uzlaşı, bütünleşme ve hoşgörü üzerine kurulması gerektiğini düşünüyoruz.
Konuşma hayli uzun... Erdoğan, önemli bir vurgu yapıyor: "Siyaset alanını kırgınlıktan kurtarma, siyasetin itibarını artırma, milletin siyasete güvenini sağlama..."
Bu konuşmaya itirazı olan var mı?
***
Erdoğan-2014
Erdoğan... İlk kez... Cumhurbaşkanı olarak, TBMM'nin yeni dönem açış konuşmasını yapıyor... 1 Ekim 2014:
"Bu kürsüde, yani milletin kürsüsünde, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğrudan halkın oylarıyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak sizlere hitap etmenin heyecanını yaşıyorum."
Konuşmadan... Yine birkaç satırbaşı:

Sandık, her meselenin çözüm yeridir.
Millete ve ülkeye ait her meselenin çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir; çözüm aracı da siyasettir.
Arap, Kürt, Türkmen, Ezidi, Şii, Sünni, Hıristiyan, Musevi demeden, hiçbir ayrım yapmadan, insana sadece insan olarak bakan, herkese elini uzatan bir Türkiye var.
***
Ve Erdoğan-1 Kasım 2025
Aynı Parlamento... Kürsüde yine Erdoğan... Yeni yasama yılının açış konuşmasını yapıyor... Dinliyoruz.
Önümüzde... "Önceki konuşmaları" var. Dikkatimizi çekiyor... Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ne zaman TBMM'de konuşmuşsa... Bir konunun altını çizmiş... Israrla: "Yeni Anayasa."
Ne kadar acı... Özal, Demirel, Ecevit, Erbakan... Ve siyasetin tüm önemli aktörleri... Yıllardır, "Yeni Anayasa" demekten, dillerinde tüy bitti. Ama... Konuş, konuş, konuş... Sonuç sıfır.
Dün... Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Anayasa konusuna girince... "Kim yapacak?" diye mırıldandık: "Bu Meclis mi? Ah keşke... Ama ne mümkün?"
***
Sokak... Siyaset... Ve Meclis
Yeni yasama yılının ilk toplantısı yapılmadan... Keçiören, Yenimahalle, Ulus, Kızılay... Kısa bir tur... Kamuoyu yoklaması.
Ve acı gerçek... Milletin büyük önem verdiği kurum... TBMM... Saygınlık... Güven kaybediyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle siyaset kurumu, bu acı gerçeği göremiyor mu?
Sokağın özlemi... Arzusu... Beklentisi: "Yumuşama... Normalleşme... El sıkışma... Diyalog... Gerilime veda, uzlaşmaya merhaba."

