YAVUZ DONAT Karabağ’ın kalbine yolculuk
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Azerbaycan'ın ikinci büyük kenti Gence'den yola çıktık... İstikamet, ülkenin kültür merkezi Şuşa... "Karabağ'ın kalbi."
Bir kahramanlık destanının yazıldığı şehir. Yolumuz... 170 kilometre.
Yıllarca Ermenistan'ın işgali altında kalmış, yakılıp yıkılmış coğrafya... Mayınlı topraklar... Arazinin büyük kısmı tarıma açılmamış.
Yol boyunca manzara:
Bizdeki deprem konutları gibi evler... Yeni yerleşim yerleri... Bozuk yollar... Köprü ve tünel inşaatları... İş makineleri... Hafriyat kamyonları... Zor bir yolculuk... Dağlar... Virajlar... Sarp kayalar... Ormanlar.
Ve... Şuşa'dayız... Rakım 1600 metre... Yayla. İlk gözlem... Balkonlar.
Azerbaycan bayrağı ile... Şairin, "Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü... Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü... Işık ışık, dalga dalga bayrağım" dediği Türk bayrağı.
***
MİHRİBAN HANIM
Güher Ağa Camii... Gazançetsots Katedrali... Kanaç Zam Babtist Kilisesi... Savaşta yıkılan binalar... Yok olan hayatlar.
Bir zamanlar, "Küçük Paris" denilen... "Azerbaycan müziğinin beşiği" denilen Şuşa... Sessizlik içinde.
1992... Ermenistan'ın işgali... Şuşa, "esir şehir". Ve... 28 yıl sonra... 2020'de... Şuşa muharebesi... Artık, "Özgür şehir... Azerbaycan'ın sanat merkezi."
Demir Yumruk Mahallesi... Yolda bir kadın... Mihriban Hanım... Boynumuza sarılıyor. Evine davet ediyor... İlle de bir şeyler ikram edecek. Israr... Hem de ne ısrar... Gitmezsek neredeyse ağlayacak.
Mehmet Ali Dim ile Nigar İbrahimova, "Mihriban Hanım'ı kırmayalım... Çok üzülecek" diyorlar.
Evde kimse yok... Yalnız yaşıyor... Kocası Türkiye'de imiş... Çalışmaya gitmiş.
Mihriban Hanım... Çay... Sohbet.
"Türkiye, ikinci vatan... Türkiye, kardeş... Bizim anne, baba" diyor... Nemlenen gözler.
***
'KARDEŞ ÜLKE'
Çocuklar... Başlarında öğretmenleri... Müzik... Oyun oynuyorlar.
Bizi görünce, koşup geliyorlar... Sarılıyorlar. "Kardeş ülke" diye bağırıyorlar.
Türkçeleri kusursuz. Öğretmen... Gülerek anlatıyor:
- Anneler, babalar, Türkçe'yi, Türk dizilerinden öğreniyorlar... Çocuklar da, Türk televizyonlarındaki çocuk programlarından.
***
HALAY... VE 'ZAFER'
Şuşa muharebesinden... Zaferden sonra... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Hanım, Şuşa'ya gelmişler... Cıdır Ovası'na. İlham Aliyev ve eşi Mihriban Hanım'la birlikte.
Gösteriler... Atlı oyunlar... Şenlik... Ve halay.
İlham Aliyev de halaya katılmış... Oynarken sesini yükseltmiş:
- Ey Paşinyan... Ne haber? Neredesin?
O gün... Aliyev'den Erdoğan'a hediye... Bir at... Atın adı "Zafer".
***
CIDIR OVASI
Stratejik mevki... Bütün bölge ayağınızın altında... Yemyeşil... Bir zamanlar festivallerin, atlı oyunların yapıldığı düzlük... Tertemiz hava... Tam piknik yapılacak yer.
Nikol Paşinyan... Ermenistan Başbakanı... Bir zamanlar burada halay çekmiş... Komutanlarıyla birlikte. O komutanlar ki... Bazıları Şuşa muharebesinde ölmüş... Bazıları da şu anda Bakü Cezaevi'nde.
Azerbaycan'a gelip de Cıdır Ovası'nı görmemek, Paris'e gidip de Eyfel Kulesi'ni görmemek gibi.
***
HOCALI
Karabağ Savaşı... 1992... Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasına Ermenistan silahlı güçlerinin saldırısı... Toplu katliam.
613 kişi öldürülmüş. 83'ü çocuk... 106'sı kadın.
Selimizde ailesi... 18 kişi öldürülmüş... Anne Zenune Hanım evine davet etti... Nigar İbrahimova, gitti... Biz gitmedik... Anne hâlâ ağlıyordu... Dayanılır gibi değil.
Bir zamanların kasabası Hocalı'da, 86 aile kalmış... 345 nüfus. Yakılıp yıkılan binalar, yeniden inşa edildikçe... Savaş sırasında, Hocalı'yı terk edenler geri dönüyorlar.
Halkın geçimi tarım... Buğday, patates.
Garibanlar... "Kardeş ülke... Tek millet, iki devlet" diyorlar... Bizi akşam yemeğine davet ediyorlar. Gerçekten de kardeşler... İnsana öyle bir sarılıyorlar ki.
***
BİR YOL HİKÂYESİ
Hava karardı... Yoldayız... Çay molası... Ama yanlış bir yola girmiş olmalıyız... Şoförümüz, yol kenarında durdu... Bir taksi geçiyordu... Çevirdi... Sordu.
Azeri taksici... "Beni takip edin" dedi. Ve bizi dinleneceğimiz, çay içeceğimiz bir köye götürdü... 5-6 kilometre mesafede.
Taksici, para istemedi... Fakat vermek şart... Adam gittiği yoldan bizim için geri dönmüştü.
Israr, ısrar, ısrar... Taksici para almak istemiyor. Zira... "Türkler misafir... Para kabul etmek yakışık almaz... Ayıptır."
Mecburen... Parayı aracın içine atıyorsunuz... Şoför mahcup... Teşekkür üzerine teşekkür.
***
'BİZİMKİLER'
Savaştan çıkan Şuşa... Hocalı... Ve yol boyunca gördüğümüz yerleşim yerleri... Şantiye gibi. Bazı yollarda ilerlemek çok güç.
Savaşın izleri henüz silinmemiş. Sorduk... "Bizimkiler" nerelerdeler?
Türk müteahhitleri... Türk mühendisi... Türk işçisi pek çok yerde yol yapıyor... Tünel yapıyor.
***
HANKENDİ
Dağlık Karabağ bölgesinde... Dağların arasında... Çukurda... Orman içinde... Yemyeşil bir şehir.
Savaş... Azerbaycan'ın zaferi... Koca şehir boşalmış... Ermeni nüfus kaçmış... Bir yıl, hayalet şehir halinde kalmış.
Şimdi canlı... Kalabalık... Bölgenin önemli yerleşim yerlerinden. Her yerde bayrak... Azerbaycan bayrağı... Türk bayrağı.
***
BAKÜ'YE DOĞRU
Azerbaycan'da son durağımız Bakü. Fakat... Saat 24.00 oldu... Hâlâ Karabağ bölgesinden çıkabilmiş değiliz.
Kime selam verseniz, nerede dursanız... İnsanlar bırakmıyorlar... Türkiye aşkı, anlatılır gibi değil.
Uyuyoruz... Otelde değil, aracımızda.
Sabaha karşı Bakü'de olacağız.
Dostum Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in vefatı dolayısıyla Bakü yazılarıma bir gün ara vereceğim.
***
BİR YILDIZ KAYDI
Zamansız kayıp... Acı kayıp... Dostumdu... Yapacağı çok hizmet vardı... İddialıydı... İnançlıydı.
Manisa'da bir yıldız kaydı... Ferdi Zeyrek.
"Yeni nesil" siyasetçiydi... Polemikten, yalandan, dedikodudan, rüşvetten uzak.
İçimizden biriydi... Sıfır kibir... Ve çalışkan.
Ailesine... Manisa'ya başsağlığı diliyorum.
Yarın onu yazacağım... Allah'ın rahmeti üzerine olsun.

