‘Yeşil Sermaye’ için para toplayan imama 19 yıl sonra ceza
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
90’lı yıllar…
Anadolu’nun muhafazakar şehirlerinde palazlanan, kar payına dayalı holdingler önce bütün yurda, sonra da başta Almanya olmak üzere gurbetçilerin yaşadığı Avrupa’ya yayıldı.
Gurbetçiler ellerindeki birikimi faizsiz kazanç için anavatanda yatırım yapacaklarını söyleyen holdinglere emanet etti.
Yıllarca Almanya’da çalışan Servet Altuntaş da o işçilerimizden biri.
Çeyrek asır önce, merkezi Konya’da bulunan Endüstri Holding adına para toplamak için Almanya’ya gelip dernekler ve camilerde toplantılar düzenleyen emekli imam Dede Doğan’a inandı.
Altuntaş, 27 Mart 2000 ve 18 Ocak 2001’de Şereflikoçhisar’da Doğan’ın açtığı holding bürosuna giderek, ilkinde 10.100, ikincisinde 101.200 Alman Markı’nı teslim etti. Ve karşılığında Endüstri Holding’den hisse aldı.
Ertesi yıl holding battı.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun yaptığı incelemeye göre 2000-2001 yıllarında toplanan en az 22.968.884 Mark, şirketin kayıtlarına girmemiş, şirket yetkilileri tarafından kendi menfaatlerine kullanılmıştı. Yani, holdingin içi boşaltılmıştı.
İmam ‘Ben de mağdurum’ dedi
Altuntaş, holdingin 22221 numaralı üyesiydi. Şirketteki toplam hissesi 215.220 adetti. Hisse sayısı 215.220 Mark’a tekabül ediyordu.
Altuntaş, dolandırıldığını düşünerek, 2006’da Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Doğan aleyhine dava açtı.
Doğan, ifadesinde, Endüstri Holding’i gurbetçilerden duyduğunu iddia etti.
Söylemesine göre kendisi de Endüstri Holding’in mağduruydu. Çünkü emekli maaşını holdinge yatırmıştı.
Şereflikoçhisar’da şaşalı şekilde şube kurup fabrika açacaklarını müjdeleyen holdingde, “şirket yetkililerinin iknası üzerine ve ücretli işçi olarak çalışmaya başladığını” söyledi. Gelen paraları makbuz vererek holdinge teslim ettiğini, Altuntaş’ın kar payını hisseye çevirerek, adresine postaladığını ileri sürdü.
Doğan, şöyle dedi:
“Altuntaş, isteseydi kar payını ve parasının tamamını alabilirdi. Ama böyle yapmadı. Kar hoşuna gitti. 18 gün sonra karın hisseye çevrildiğini öğrenir öğrenmez tekrar para yatırmak için Türkiye’ye geldi, yeniden hisse aldı. Parasını zimmete geçirmedim. Ben de mağdurum.”
Şirketin araştırmadan para topladı
Dava birkaç kez Yargıtay’da bozulup geldikten sonra 2023’te bitti.
Kararda, Altuntaş’ın Doğan’a güvenerek para verdiği, ödemelerin Şereflikoçhisar’daki büroda yapıldığı belirtiliyor. Doğan’ın şirketin mali durumunu ve faaliyet alanlarını araştırmadan para topladığı ve hisse senetleri konusunda Altuntaş’ı aydınlatmadığı kaydediliyor. Altuntaş’ın da üzerine düşen dikkati ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği vurgulanarak, şöyle deniyor:
“Şirketin vaat ettiği nitelikleri taşıyıp taşımadığı, ortak olunması halinde kazançlı bir yatırım olduğu konusundaki beyanların gerçek olup olmadığını yeterince araştırmadığı…”
Kararda, Doğan’ın şirketin bilançolarından ve mali durumunun kötülüğünden haberdar olmadığını ileri sürmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığı, şirketin kusurundan sorumlu olacağı kaydediliyor.
Doğan, 81.779 Euro ödemeye mahkum edildi.
Cezaya bir yıllık faiz uygulanacak.
Yargıtay tarafından onanan karar geçen 17 Eylül’de kesinleşti.
Dosyalar tekrar açılır mı?
Altuntaş’ın avukatı Turan Hançerli, dava açıldıktan 19 yıl sonra, bu suça karışanların da sorumlu tutulduğunu belirtiyor.
Hançerli, “Bir ticari ilişkinin dışına çıkan bir dolandırıcılık suçu olduğu tespit ediliyor. Bu, dava açıldığı gün tespit edilseydi hem dosyaların kapsamı genişlerdi hem daha fazla sorumlu ceza alırdı hem de gurbetçiler zararlarını telafi edebilirdi.”
Kar payı esasına dayalı kuruluşların gurbetçilerde ağır travma yarattığını kaydeden Hançerli, şunları söylüyor:
“Kararın bizi heyecanlandıran boyutu şudur: Acaba o dönemde açılıp kapanmış dosyalar yeniden açılabilir mi? Çünkü o dönemden binlerce kişinin mağduriyeti var.”
AK Parti’nin zihnini ve içini kemiren üç kuşku
Dışişleri Bakanı Fidan’ın New York’ta yaptığı toplantıda, yerli ve milli savaş uçağı ‘Kaan’ın, motor lisansı ABD Kongresi’nde onaylanmadığı için üretiminin durduğunu açıklaması Beştepe ve AK Parti’de soğuk duş etkisi yarattı.
Görüştüğüm Beştepe’ye yakın bir kaynak, Fidan’ın açıklamalarına çok tepkiliydi.
Bana şöyle dedi:
“Hakan Fidan, ‘Kaan’ı planöre çevirdi!”
Aynı kaynak, Erdoğan’ın ABD seyahatinde elde ettiği başarıya Fidan’ın sözleri ve başkaca davranışlarıyla gölge düşürüp kendisini öne çıkardığını iddia ediyor.
Fidan’ın Erdoğan sonrası için adaylar arasında adının anılması, aleyhinde bir kampanyayı körüklüyor olabilir.
Karşıtları Fidan’ı karalıyor da olabilir.
Bu ihtimali asla dışlamıyorum.
Ancak gerilim öyle bir hal aldı ki…
CNNTürk’te Hande Fırat ile Melik Yiğitel’in giriştiği, Erdoğan - Trump görüşmesinden kaynaklı tartışmayı bile Fidan taraftarlığı-karşıtlığı ekseninde açıklayanlar var.
AK Parti’ye yakın bir isim, “Bana Erdoğan sonrasına dair ekipler arasında kavga başladığını düşündürdü” diye bir yorum yaptı.
Doğru mu, değil mi, bilemiyorum.
Fakat şu bir gerçek:
Erdoğan’ın ABD seyahatinin netleştiği andan beri AK Parti’nin ve Beştepe’nin zihnini ve içini şu üç kuşku kemiriyor:
1-Erdoğan’ın Trump’ın oğluyla Dolmabahçe’de gizlice buluştuğunu ve görüşmede “Babanıza söyleyin, bize randevu verirse 300 Boeing alacağız, F-16 satın almayı konuşacağız” dediğini CHP lideri Özür Özel’e kim sızdırdı?
2-ABD dönüşü uçakta Erdoğan’a gazeteciler tarafından yöneltilecek soruların listesini Faruk Bildirici’ye kim yolladı? İki ihtimal üzerinde duruluyor. Ya uçaktaki gazetecilerden biri ya da İletişim Başkanlığı’ndan… İktidar yanlısı yazar Mehmet Çek’in “Bu organize bir operasyondur ve hedefinde yeni İletişim Başkanı var” demesi akla Fahrettin Altun’un ekibini getiriyor.
3-Fidan, neden ‘Kaan’ı planöre çevirecek bir açıklama yaptı?


