Yozgatlı çiftçilerin kota isyanı: Bize ekmeyin diyorlar Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Gelecek Partisi Yozgat İl Başkanı Ömer Aydoğmuş, Türkşeker bünyesindeki Yozgat Şeker Fabrikası’nın hammadde ihtiyacını karşılayan bölge çiftçisine verilen ekim kotasının, ekim yapıldıktan sonra daraltmaya gidilmesine tepki gösterdi. Son günlerde gündeme gelen pancar kotası iptali uygulamasının çiftçiyi ekonomik olarak zora soktuğunu, üreticinin yok sayıldığını kaydeden Aydoğmuş, "Burayı satma planlarınız var olabilir. Bu vardı toplumun desteğiyle vazgeçildi. Biz burayı sattırmayız" dedi. Çiftçi Ümit Çakal ise, " 'Ekmeyin' diyorlar, 'biçmeyin' diyorlar. Nasıl biçmeyeceğiz? Biz onlar gibi aylık maaşlı bir koltuk sevdalısı değiliz ki. Biz kendi çoluğumuzun, çocuğumuzun rızkını kazanmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Konya’dan sonra en fazla şeker pancarı üretiminin yapıldığı Yozgat’ta yıllık bir milyon 640 bin 493 ton şekerpancarı ile Türkiye şekerpancarı üretiminin yüzde 9.97'lik kısmı karşılanıyor. Yozgat’ta üretilen şeker pancarı ile Yozgat’ın Sorgun ve Boğazlıyan ilçeleri ile Çorum şeker fabrikasının hammadde ihtiyacı karşılanıyor. Sorgun ilçesinde bulunan fabrika Türkşeker, Boğazlıyan ilçesindeki fabrika da Kayseri Şeker bünyesinde üretim yapıyor. Yozgat Şeker Fabrikası’na hammadde üretimi yapan Sorgun, Kadışehri, Saraykent, Akdağmadeni bölgesinde çiftçiye verilen pancar ekim kotasında daraltma yapılarak, verilen kotaların ekim yapıldıktan sonra iptal edilmesi çiftçiyi öfkelendirdi.
"BİZE BİR TARLAYI 3 YIL EKMEYECEKSİN DİYORLAR"Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesi Boyalık köyü çiftçilerinden Ümit Çakal, Sorgun ilçesindeki fabrika önünde tepkisini şöyle dile getirdi:
"Pancar ekiyorum. Pancar ekerken de bize diyorlar ki; kardeşim bir tarlayı 3 sene ekmeyeceksin diyorlar. Bizim 300-500 dönüm arazimiz yok ki ayrı ayrı bölüm bölüm ekelim. Bizim ektiğimiz tarlalar çoğunlukla köylerden gidip icar yapıyoruz, üretim yapmaya çalışıyoruz. 'Ekmeyin' diyorlar, 'biçmeyin' diyorlar. Nasıl biçmeyeceğiz? Biz onlar gibi aylık maaşlı bir koltuk sevdalısı değiliz ki. Biz kendi çoluğumuzun, çocuğumuzun rızkını kazanmaya çalışıyoruz. Onların hangi çocukları gelmişler sabah erkenden aç, susuz tarlada sulamaya, çamurda uğraşmaya vekillerin, bakanların hangi çocukları gelip de uğraşıyor. Bize 'ekmeyin diyorlar, ekmeyelim de ne iş yapalım. Buradan bütün yetkililere sesleniyoruz; bizim kotamızla oynamasın, bizim o kadar arazimiz yok. Bizim ektiğimiz, ürettiğimiz arazilerin çoğu icarlık işaretliyoruz ve böylece bütün yetkileri bu sesinizi duymasını istiyoruz."
"ATATÜRK DEĞİL AKP HÜKÜMETİ YOZGATLI ÇİFTÇİYİ CEZALANDIRDI"Gelecek Partisi Yozgat İl Başkanı Ömer Aydoğmuş, çiftçilerle birlikte geldiği şeker fabrikası önünde açıklamalarda bulunarak, uygulamadan vazgeçilmesini istedi. Aydoğmuş, şunları söyledi:
"Diyorlar ya; Atatürk Yozgat'ı cezalandırdı. Ama görüyoruz ki; Atatürk değil aslında AK Parti hükümeti Yozgatlı çiftçiyi cezalandırıyor. Şu anda ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Arkanızda arkamızda gördüğünüz Türkşeker fabrikası bundan 35-40 yıl önce kuruldu, zor şartlarda kuruldu burası. Demişler ki; Yozgat Sorgun'da su yok, sel yok burada fabrikada ne olacak. Dönemin siyasi iradesi ve halkın desteğiyle sivil toplumun desteği ile bu fabrika kurulmuş ve bugüne kadar da insanlar burada pancar ekmiş vermiş ve çiftçilikle geçimini sağlamış, ciddi bir gelir elde etmişler. Bugün 40 yılın sonunda bakıyoruz ki, mevcut hükümet burayı kapatmak için, benim buradan anladığım şey bu, çünkü bu sene pancar hekimleri daha doğrusu 3 yıldır kotalar da bir daraltma oldu. Bu daraltmaları baskılarla biraz esnettiler. Bu sene maalesef ekilmiş tarlaları, verilen kotaları düşürtme yöntemine gidiyorlar. Çiftçiye 200 ton kota vermişsin bu yılki ekimi için, çiftçi tarlasını sürmüş, ekmiş, mazotu, gübresini ilacını atmış, sen bugün tarla ölçümüne gidiyorsun, tarlayı ölçüyorsun ve diyorsun ki; senin kotan 200 değil, 100’e düşürdüm. Peki kardeşim o zaman bu ektiğim ne olacak, benim ettiğim masraf ne olacak. Ben buradan geçim sağlıyorum. Dolayısıyla bu uygulamadan derhal vazgeçilsin."
Çiftçinin üretimden vazgeçip, yan gelip, yatmasının istendiğini kaydeden Aydoğmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçinin kota daraltması uygulaması maalesef Yozgatlı çiftçiye eziyettir, zulümdür, geçim kaynağı elinden almaktır. Sen geçinme yan gel yat, sosyal fona gel yardım al, elektriği ben ödüyorum, doğal gazı ben ödüyorum, ne gerek var demektir. Dolayısıyla bu uygulama çiftçinin geçim kaydını elinde alan bir uygulamadır. Burada yetkililere de sesleniyoruz; Türkşeker fabrikası önünden sesleniyoruz, burası devletin fabrikası. Burayı satma planlarınız var olabilir. Bu vardı toplumun desteğiyle vazgeçildi. Biz burayı sattırmayız. Üretim kısıtlamasına giderek, ‘üretim yok, zarar ediyoruz işte tarım arazisi dar, tarım ekim alanları yok’ diyerek, ileride fabrikanın zarar ettiğini söyleyeceksiniz. Ancak biz şimdiden uyarıyoruz. Yozgat ve Sorgun halkın uyarıyoruz. Sorgunlu hemşehrilerim, Yozgatlı hemşehrilerim, fabrikaya pancar gelmesin diye uğraşıyorlar. Akdağmadeni'nde, Kadışehri’nde, Saraykent'te ekim alanlarında daraltma yapıyorlar.
500 TON KOTA 300'E DÜŞÜRÜLDÜÇiftçinin elindeki kotaları yüzde 100 düşürüyorlar. Burada Çiftçi kardeşim var, çiftçi kardeşimin 500 ton kotası var. 200’ünü silmişler 300’e düşmüşler. Bir başka çiftçimizin 200’dü yüzde 100’e düşürtmüşler. Çiftçilerimiz niye konuşmuyor? Konuşuyor, bireysel konuşuyor. Neden mikrofona konuşmuyor, neden ekrana konuşmuyor? Korkuları var. İnsanlar korkuyor. Konuşan hapse giriyor. Konuşan ifadeye çağırıyor. Eylem yapan ifadeye çağırıyor ve kimse konuşmadığı içinde herkes sanıyor ki her şey normal. Ben buradan yetkili sesleniyorum; bakın bu kota daraltmasından vazgeçin, çiftçiye uzattığınız bu zulüm elini çekin, yazık günahtır. İnsanlar masraf etti, bir sürü para harcadı. 200 kota 100’e, 500'ü 300'e düşürmek ne alaka. Buradan tarım bakanına, buradan Yozgat milletvekillerine sesleniyorum, Cumhur ittifakının milletvekili sesleniyorum, muhalefetinkine sesleniyorum; bir araya gelin, çiftçi koruyun, bu uygulamadan vazgeçin, çiftçiye mağdur etmeyin. Artık zulmü bırakın diyorum. Çiftçiye verdiğiniz kotayı, çiftçi eğer üretim sonunda vermezse cezai müeyyide ile karşı karşıya kalıyor. Çiftçi aldığı 200 ton, 100 ton, 50 ton neyse kotayı vermeye çalışıyor. Ekimi yapıyor, fazlasıyla yapıyor ekimi. Bu çiftçinin zaten bir sorunu, ceza almamak için de tarlasını ekip, 200 tonu teslim ediyor. Derseniz ki 200 ton aldın kardeşim de sen bana 100 verdin, sana ceza yazıyorum. Eyvallah. Önce bir alıp, almadığınızı bakın ona göre eğer çiftçi 200 tonu veremiyorsa cezasını kesin. Ancak üretim bitmemiş, pancar fabrikaya gelmiş, kantara girmemiş durumda kota küçülmeniz bir zulümdür, bundan vazgeçin diyorum."


