Yüksek Askeri Şura toplantısı yaklaşırken Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) kararları pek sürpriz sayılmaz, kimin bir üst rütbeye terfi edeceği, kimin emekliye sevk edileceği askerler tarafından bilinirdi. Yalnız YAŞ’ın değil, askerlerle ilgili birçok konuda 15 Temmuz sonrası köklü değişiklikler yapıldı. Askeri hastaneler kapatıldı, askeri yargı kaldırıldı ve daha bir çok değişikliğe gidildi.
YAŞ’ın işleyişinde de değişiklikler olmuştu. Bununla yetinilmedi, son çıkarılan “Torba Kanun”da yer alan askerlerle ilgili düzenlemede, yaş haddinden dolayı emekliye sevk edilmeleri gereken kuvvet komutanlarının görevde kalma süreleri uzatıldı. Kurmay olmayan tümgeneraller korgeneralliğe terfi edebilecek. Eğer son yıllarda uygulanan yöntemler tekrar edilirse yüzlerce liyakatli ve Atatürkçü albay, adli ve idari itiraza kapalı şekilde, istemedikleri halde, emekli edilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) uzaklaştırılabilir.
HEM VEBAL HEM SUÇ
YAŞ toplantısı öncesi Milli Savunma Bakanlığı’nın ilgili birimleri listeleri hazırlarken, devletin ilgili kurumlarından yazılı ve resmî bilgi-belge almak zorunda. Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç’a, eğer bu belgeler alınmadan hazırlanan listeler olursa bunun sonucunun ne olacağını sordum. Şunları sıraladı:
- Kul hakkı açısından büyük bir vebal doğurur.
- Hukuki olarak suç teşkil eder.
İŞLEMLER USULÜNE UYGUN YAPILMAZSA
- Üniformasının üzerine cübbe giyen, sarık veya takke takan,
- Doktora tezinde FETÖ’ye methiyeler dizen,
- Kod adı bilinen,
FETÖ iltisaklı kişilerin terfi etmesi kaçınılmaz hâle gelir.
Bu kişiler, en kritik görevlerde ve kurullarda yer alır, işlem tesis ederler.
9 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN
15 Temmuz 2016’da darbe girişiminde bulunuldu. Bunun üzerinden 9 yıl geçti. Ancak bakıyorsunuz çok kritik
görevlerde bulunan askerlerin FETÖ bağlantısı nedeniyle tutuklanıyor olması bir tesadüf değildir.
Unutulmamalıdır: TSK, devletin ve milletin bekası ile güvenliğinin teminatıdır. Liyakat dışında herhangi bir ölçüte göre yapılacak terfiler, devlete ve millete karşı yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olacaktır.
ASKERİ YARGI NEDEN KALDIRILDI?
Askerlik, mutlak itaate dayalı emir-komuta içinde yürütülen, disiplinin sağlanması ve sürdürülmesi için bazı ilave düzenlemeler yapmayı gerektiren bir meslektir. Askeri Yargı, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, kararname ile kaldırılmıştı. O zamana kadar askeri personelinin askerlik hizmetine ilişkin suçları Askeri Yargı, Disiplin Mahkemeleri ve Askerî Mahkemeler tarafından yargılanıyordu.
Askeri Mahkemeler, ihtisas mahkemeleri olarak görev yaparken, TSK’nın özelliklerini ve kültürünü göz önünde bulundurarak en adil kararları en kısa sürede vermiş; böylece askerliğin temeli olan disiplinin kurulmasına ve sürdürülmesine büyük destek sağlamıştı.
Bu mücadelede aralarına sızmış FETÖ mensuplarından temizlenmek yerine, Askeri Yargı Sistemi tamamen kapatıldı ve böylece TSK’nın disiplin değerlerine zarar verildi.”
GELENEKLERİ EROZYONA UĞRADI
TSK’dan geçen yıl tümgeneral rütbesiyle emekliye ayrılan Rafet Kılıç’ın, bu konuda önerileri de var. İşte onlardan bazıları:
“Eskiden Askeri Mahkemeler ve Disiplin Mahkemeleri tarafından görülen davalara, bu konuda deneyimi ve ihtisası olmayan mahkemeler bakmaktadır. Bu durum, yargılamaların gecikmesine yol açmaktadır. Ayrıca, kültür ve geleneklerimizin erozyona uğramasına da neden olmaktadır.
Askeri mahkemelerin kaldırılmasından sonra, Yüksek Disiplin Kurulları hem yapısı hem de kararlarının ilgili komutanın onayına bağlı olması nedeniyle işlevsiz kalmıştır. Ortadan kaldırılan Askeri Yargıdan dolayı oluşan zafiyeti gidermeye yönelik etkili olamamıştır.
TSK’nın etkinliğini ve saygınlığını azalttığı düşünülen bu uygulamanın yol açtığı tahribatın bir an önce giderilmesi elzemdir.
Bu kapsamda: Tüm muhataplarıyla koordine edilerek, Anayasal Düzen içinde devletine ve milletine hizmet edecek ‘Kanun Ordusu’ olarak TSK’nın ihtiyaç duyduğu Askeri Yargı Sistemi yeniden oluşturulmalıdır.”
Sağlıkta atamalar hep böyle mi oluyor?Sağlık Bakanlığı bir dönem “Menzil Tarikatı” tarafından yönetildi. Menzilcilerin izleri hâlâ silinmiş değil. Sağlık Bakanı Kemal Memiş rahat bırakılsa atamalarda daha adil davranacağına ilişkin kanaat vardı. Ancak, bazı sendikalar, vakıflar güç gösterisinde. AKP’nin il teşkilatlarının da desteğiyle istedikleri kişileri “sadakat” ölçüsünde önemli görevlere getiriyor.
Bu durum adeta “sendika-siyaset” koalisyonunu akla getiriyor. Sağlık-Sen yönetiminden dört isim kritik görevlere getirildi. Atandıkları görevleri ve sendikadaki görevlerini yazalım:
SİYASİ SADAKAT
-İdris Aydın: Sağlık Sen Başkanı ve Trabzon Cihannüma Başkanı. İl Sağlık Müdür Yardımcısı.
-Selim Seyis: Sağlık Sen Başkan Yardımcısı, aynı kurumda başkan yardımcısı.
-Çetin Köse: Sağlık Sen Başkan Yardımcısı, Kanuni Hastanesi Otelcilik Müdürü.
- Sağlık Sen Başkan yardımcısı Kemal Karagüzel’in eşi: Ahi Evran Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü.
Bu gelişmeler. AKP Trabzon İl Teşkilatının yönlendirmeleriyle yapılıyor. Trabzon’da milletvekilinin eşinin nasıl jet hızıyla yükseldiğini yazdığımda Trabzon’da bazı yayın organlarının hedefi olmuş, açılan yüklü tazminat cezasını alkışlamışlardı. Yazanlara hatırlatalım: O dava çoktan bitti ama sonucunu yazma gereği bile duymamıştınız.
Anlaşılan şu: Bürokratik kadrolar liyakat esasına göre değil, sendikal ve siyasi sadakat temelinde paylaşılıyor.


