Zeynep Sönmez: 3. turu değil, şampiyonluğu hayal ettim
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Wimbledon'ın hemen hemen her sporcunun hayallerini süsleyen çim kortlarında bu yıl sadece bir maç kazanılmadı... Bir ulusun hayali gerçek oldu. Zeynep Sönmez, Wimbledon’da tek kadınlarda 3. tura çıkan ilk Türk kadın tenisçi oldu. Şimdi gözler, bugün oynanacak 3. tur maçına çevrildi. Çünkü bu başarı sadece kişisel bir seviye yükselişi değil... Bu, bir ülkenin spor kültüründe ritim değiştiren bir başlangıç oldu.
TARİH YAZACAĞIMI BİLMİYORDUM
Wimbledon'da 3. tura yükselerek Türk tenis tarihinde bir ilke imza atan Zeynep, başarısının ardındaki zihinsel yaklaşımı şu sözlerle ifade etti: “Birinci tur, sonra ikinci tur... Üçüncü turu çıkarım, tarih olur gibi düşüncelerim yoktu. Sadece maçlarıma odaklandım.” Wimbledon’daki yolculuğun henüz başında olduğunu vurgulayan Sönmez, hedeflerinin ne kadar büyük olduğunu ise şu cümlesiyle ortaya koydu: “Burada 3. tur elbette büyük bir adım gibi görünüyor ama ben üçüncü turu değil, turnuvayı kazanmayı hayal ettim.” Sönmez’in bu sözleri yalnızca yüksek hedeflerini değil, aynı zamanda korttaki cesaretini, tevazu içindeki özgüvenini ve stratejik bakış açısını yansıtıyor. Turnuva boyunca maç maç ilerlemeyi tercih ettiğini belirten genç raket, şimdi üçüncü tur öncesinde fiziksel ve zihinsel olarak en iyi halinde sahaya çıkmaya hazırlanıyor.
MAÇ BOYU SADECE SAKİN KALMAYA ÇALIŞTIM
Zeynep'in 3. tur bileti aldığı karşılaşma yalnızca skor anlamında değil, duygusal yoğunluğu açısından da zorluydu. Sönmez, maçın son anlarında yaşadığı çarpıcı gerilimi şu sözlerle anlatıyor: “Gerçekten çok stresli bir maçtı. Setler gidip geldi, 4-0’dan geri döndü, berabere oldu, her şey yaşandı. Maç puanlarında 0-40 gerideydim. Ne yapacağımı bilemedim, sadece sakin kalmaya çalıştım. Maç bittiğinde önce inanamadım, sonra çok mutlu oldum.”
EN İYİ İÇİN ÇABALIYORUM, İŞİM HENÜZ BİTMEDİ
Zeynep Sönmez, Wimbledon’da Türk tenis tarihine adını altın harflerle yazdırırken, mütevazı ama kararlı duruşundan da ödün vermiyor. Kazandığı zaferin anlamının farkında ancak, bunun yalnızca bir başlangıç olduğunun da bilincinde: “Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. İşim henüz bitmedi.” Sönmez, üçüncü tura yükselmenin gurur verici olduğunu belirtse de, turnuvada hâlâ tamamlanmamış bir hikâye olduğunu vurguluyor. Sahadaki varlığını yalnızca bugüne değil, geleceğe de yazmak isteyen genç raket, yolculuğunun henüz en başında olduğuna inanıyor. Bu sözleri, yalnızca sportif hedeflerini değil, aynı zamanda profesyonel bilincini ve sarsılmaz kararlılığını da gözler önüne seriyor.
GEÇMİŞİ UNUT, HER PUANI SON PUAN GİBİ OYNA
Zeynep Sönmez, korttaki başarısını yalnızca teknik becerilerine değil, güçlü zihinsel duruşuna da borçlu. Özellikle maç anlarında kendine sürekli tekrar ettiği bir cümleyle öne çıkıyor; “Geçmiş puanı unut. Ne olursa olsun, her puanı sanki son puanmış gibi oyna.” Zeynep, stresli anlarda sakinliğini korumasını, geriden gelip maçı çevirmesini ve baskı altında soğukkanlı kalabilmesini bu bakış açısına borçlu olduğunu ifade ediyor.
NOTLARINDAKİ GÜÇ: SAKİN KAL 'NEDEN BURADASIN'I HATIRLA
Wimbledon'daki karşılaşmalar sırasında Zeynep Sönmez’in kenarda çantasından çıkardığı küçük defter, dikkatli izleyicilerin gözünden kaçmadı. Mola anlarında hızlıca göz attığı notlar, onun korttaki en önemli destekçilerinden biri. Sönmez, bu notlarla yalnızca taktik hatırlatmalar yapmıyor; aynı zamanda kendi iç sesini diri tutuğunu söylüyor. “Her maçta farklı şeyler yazıyorum. Rakibe göre bir oyun planı belirliyoruz ve onu not alıyorum. Ama en çok kendime pozitif kalmayı, sakin olmayı ve burada, Wimbledon’da oynayabildiğim için minnet duymayı hatırlatıyorum.” Bu kişisel satırlar, genç bir sporcunun sadece fiziksel değil, zihinsel gücünü de nasıl yapılandırdığını ortaya koyuyor. Kortta yalnız olmadığını kendine sık sık hatırlatan Sönmez, bu iç motivasyonla en kritik anlarda bile soğukkanlı kalmayı başardığını söylüyor.
BUGÜN BURADAYSAM ANNEM SAYESİNDE
“Annem her zaman yanımdaydı. İnişler, çıkışlar, sakatlıklar... Ne olursa olsun hep yanımda durdu. Bugün buradaysam, onun sayesinde” diyen Sönmez, başarısını en çok annesi Esra Özdoğan’a borçlu olduğunu ifade ediyor. Zeynep’in tenise olan ilgisini ilk fark eden de yine annesi olmuş. Esra Özdoğan o günleri şöyle anlatıyor: “Kızımı küçükken yüzmeye götürüyordum. Ama o hep tenis kortlarına kaçıyordu. Daha 6 yaşındaydı. O gün bugündür raketi elinden bırakmadı.” Bugün Wimbledon’da kızının tarihi zaferine tanıklık eden Esra Özdoğan’ın gözlerindeki gurur, yıllar süren emeğin ve sabrın bir yansımasıydı.
ÇOCUKLUK KAHRAMANI: LI NA
Bir idolü olup olmadığı sorduğum Zeynep, belli bir isme hayranlık beslemediğini ama yıllar boyunca Çinli raket Li Na’yı büyük bir dikkatle izlediğini söyledi. Onu bu kadar etkileyen ise yalnızca başarıları değil, oyun anlayışıydı: “Ben de çok uzun değilim, büyük servislerim yok. Ama Li Na’nın kort içindeki zekâsı... Onu izleyerek çok şey öğrendim.”
ŞİMDİ 3. TUR İÇİN KENETLENME ZAMANI
Zeynep Sönmez, bugün, Wimbledon 3. tur maçında Ekaterina Alexandrova ile karşı karşıya gelecek. Bu sadece bir tenis maçı değil; Türk tenisinin en büyük sahnedeki yükselişinde kritik bir viraj olabilir. Wimbledon’da bir Türk raketin varlığına tanıklık etmek, sadece kort kenarında değil, ekran başında da büyük bir heyecan ve birlik duygusu yaratıyor. Şimdi destek zamanı. Zeynep için, Türkiye için.
MEHMET BAYRAKTAR: İNANANLAR KAZANIR
Zeynep'in yükselişinde saha içi performansı kadar, onu bu seviyeye taşıyan emeğin ve uzun soluklu çalışmanın da büyük payı var. Bu sürecin en önemli yapı taşlarından biri ise antrenörü Mehmet Bayraktar İkili, küçük turnuvalardan dün . yanın en prestijli tenis sahnesine - uzanan bu yolculuğu inançla ve kararlılıkla birlikte yürüttü. Bu başarı, yalnızca bir sporcunun değil, bir ekibin ortak emeğinin ve inancının sonucu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.


