1 Buruk 3 mutsuz Ergin Aslan
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Yine bir sürü kargaşanın, tozun dumanın ortasından çıkarak sezonun sonunu görebildik. Tabi bu sezona has bir şey değildi bu durum. Uzun yıllardır futbol sezonlarımız böyle kargaşa ve kaosla geçiyor. Yöneticilerin kulüpleri soktuğu ekonomik çıkmaz, yarışı daha da kızıştırıyor. Asıl kavga buradaki elde edilecek şampiyonluk meselesinden ziyade, Şampiyonlar Ligi’nden elde edilecek gelire sahip olma odaklı çıkıyor. Galatasaray; şampiyon olarak tamamladığı sezonda 5. yıldızı taktı. Yıldız meselesi kulüp rekabetinin sosyal medyaya, dijital dünyaya amansız bir şekilde taşındığı bu dönemde, yeni jenerasyon için büyük öneme sahip. Bu yüzden özellikle Fenerbahçe’ye karşı alınan bu başarı camiayı oldukça mutlu etti. Ancak bir yandan Avrupa’da gelmeyen başarılar ve bu kadar harcamaya rağmen kolay elenmeler camianın içinde bir ukde olarak kaldı. O yüzden bir yanları sevinç yaşarken, bir yanlarında Avrupa burukluğu var. Okan Buruk’un yeni sezonda bunu telafi etmesi gerekiyor artık. Yazının başlığını bu yüzden 1 buruk 3 mutsuz diye attım. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un ruh hali ise pek iç açıcı değil…
F.BAHÇE KARAR VERMELİ
Fenerbahçe, sezonun uzun bir kısmında rekabetin içinde kalsa da sezon boyunca ne kendi taraftarını ne de kamuoyunu, oynadığı futbol ölçüsünde tatmin edebildi. Büyük beklentilerle getirilen Jose Mourinho ise her kulvardan kolayca elendi. Ve bu maçlarda genel olarak teknik direktörün oyun ve oyuncu tercih hataları ön planda idi. Kulübün yıllardır Galatasaray’ı ilk meselesi yaparak bu yükle yol yürümeye çalışması, camianın 11 yıldır şampiyon olamama yüküyle birleşince işleri daha da zorlaştırıyor. Fenerbahçe için öncelik, Galatasaray odağından çıkarak, direkt sahaya odaklanıp kendi işini yapması. Aksi takdirde sürekli yapıdan şikâyet edip, yapıyı da değiştiremiyorsanız yönetim olarak kendiniz değişeceksiniz. Başkan Ali Koç’un hem kongre hem de teknik direktör konusunda acil karar vermesi gerekiyor. Liderler için en kötü tercih, kararsızlıktır.
BEŞİKTAŞ HEDEF BÜYÜTMELİ
Beşiktaş’ın içinden geçtiği süreç sadece bu sezonun sorunu değil elbette. Sergen Yalçın ile şampiyonluğa ulaştıktan sonra o süreci iyi yönetemeyen kulüp, 2021 Haziran ayında girdiği korku tünelinden hala çıkabilmiş değil. Ahmet Nur Çebi’nin son senesinde gösterdiği kötü idari performans, Hasan Arat ile birlikte hem maddi hem de idari olarak kulübü iyice dibe çekti. Serdal Adalı ise, devre arası transfer sürecini başarılı geçemese de yeni seçilmiş olmanın verdiği kredi ile kendisi için artık kriter kabul edilecek bir döneme girdi. Elbette kazanılan derbiler taraftara iyi hissettiren şeylerdir ancak koca Beşiktaş, zirveden 30 puan geriye düştüğü bir sezonda derbileri başarı olarak gösterip, yönetim tarafından takımın tesis kapısında karşılanacağı bir kulüp olmamalıdır. Beşiktaş, kendi büyüklüğünün ve çapının farkında olarak hareket etmek zorundadır. Hem başkan hem de teknik direktör böyle düşünmeye mecburdur. Yoksa yukarıdaki 2 takımın konumunu kabul edip, onlara yaklaşmaya çalışma hedefinde olan hiç kimsenin bu koltuklarda oturmasına gerek yok! Onu herkes yapar.
TEKKE’YE TOLERANS
Trabzonspor da sezon boyunca kısmen Beşiktaş’ın yaşadığı benzer sorunları yaşadı. Sezon başında Abdullah Avcı’nın tercihleri ve oyun planına göre kurulan kadro, akan sezon içerisinde, bambaşka bir tarza sahip Şenol Güneş’e oradan da yine diğer ikiliden farklı bir tarza sahip Fatih Tekke’ye teslim edildi. Öncelikle istikrarı yakalamak, bir sistem teknik direktörü olan Fatih Tekke’ye ideal bir kadro teslim etmek, bunu da mümkünse kamp döneminde gerçekleştirmek gerekiyor. Bordo-mavili kulübün genleri ve tarihi zaten onu ayakta ve yarışta tutmaya yeter. Son iki sezonda kupa finali oynamak mühimdir. Kazanılır, kaybedilir ancak bir yarışta esas olan o yarışı sonuna kadar sürdürmektir. Yeni sezonda, İstanbul takımlarının bütçelerini ve kadrolarını düşününce Fatih Tekke’den beklentiyi ona göre ayarlamak gerekiyor. Şampiyon olmayı herkes ister ancak esas olan istikrarlı bir şekilde her sezon şampiyonluk yarışının içerisinde olmaktır. Yoksa günü kurtarmak adına kulüp gerçekliğinin dışına çıkmak belki dönemsel olarak iyi hissettiriyor ama ceremesi yıllarca sürüyor!


