Kim kime benzeyecek? Ergin Aslan
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Süper Lig’de büyük takımların sürrealist rakamlarla yaptıkları transferler, puan kayıpları yaşandıkça daha da tartışılır hale geliyor. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne girememesi ve ardından ligde 6 maçta 3 kez puan kaybetmesi; Galatasaray’ın Devler Ligi için kurduğu kadroyla ilk maçta büyük bir hezimet yaşaması ve Beşiktaş’ın hem Avrupa’da hem ligde sezona beklentinin çok uzağında girmesi… Çok kariyerli isimler geliyor Süper Lig’e… Dünya Kupası’nı almış oyuncu mu dersin, Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış oyuncu mu dersin… Ne ararsan var. Elbette çok büyük bütçelerle geliyorlar. Çok kazanıyorlar. Bundan zaten kaçış yok. Başka türlü gelmeleri de pek mümkün değil.
Mesele şu ki; madem geldiler ve bu paraları ödüyoruz, geri dönüş olarak ne alıyoruz. Bizi yukarı mı çekiyorlar yoksa bir süre sonra bize mi benziyorlar? Ya da biz mi onları kendimize benzetiyoruz? Fenerbahçe’nin Kasımpaşa’ya karşı yaşadığı puan kaybından sonra Ederson ve Semedo’nun verdiği demeçler bu yazıyı yazmamda etkili oldu.
Ederson: "Kendimi çok kötü hissediyorum. Rakip kırmızı kart gördükten sonra çok fazla rahat oynadık. Bu bizler açısından kötü bir durum oluşturdu. Böyle bir rekabet içerisindeyseniz bu şekilde rahat oynamanız imkânsız, kabul edilemez. Rakip 1 kişi de olsa 11 kişi de olsa böyle oynayamayız” dedi. Semedo ise; "Kendi oyunumuzu, yanlışlarımızı analiz etmeliyiz. İyi bir iş çıkarmadık. İkinci yarı iyi oyun ortaya koyamadık. Çok fazla şey söyleyemiyorum şu anki hislerimle. Herkesin aynaya bakması gerekiyor. Çok daha iyisini yapabilmek adına düşünmeliyiz. Bu tarz puan kayıpları imkânsız. Böyle bir puan kaybı yaşayamayız. Çok daha fazla istememiz gerekiyor. Çok daha fazla savaşmalıyız. Bugünkü oyuna devam edersek bu şekilde çok ama çok zor. Kendimi kötü hissediyorum” sözlerini kullandı. Birisi Manchester City’de, birisi Barcelona’da yıllarca üst düzey oynamış isimler. Bunlara bir de rakibinin kırmızı kart gördüğü pozisyonda Skriniar’ın arada kalan topa nasıl kendini sakınmadan girdiğini ekleyelim. O da PSG oyuncusuydu. Diyeceğim o ki; bu demeçler ve oyuna bakış açısı aslında çok kıymetli… Neden büyük seviyelerde yıllarca oynayabildiklerini gösteren bir hal… Yerli oyuncuların ya da sadece sözleşme odaklı diğer yabancıların bakış açılarını buraya çevirmek zorundayız. Yönetimler ve teknik heyetler olarak bunu yapamadığınızda, bir süre sonra; Edersonlar, Semedolar da buranın iklimine uyum sağlıyor. Biz onlara benzemezsek, onlar bize benzemeye başlıyor… Soru şu; kim kime benzeyecek?


