10 yıl boyunca 51 erkeğin tecavüzüne uğramıştı: Türk sanığın Kandırıldım savunması ters tepti
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
H.D, geçen aralık ayında 9 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak bu hafta mağdurun da katıldığı temyiz duruşması sonucunda cezası 1 yıl artırıldı. Karar, dokuz kişilik jüri (beş erkek ve dört kadından oluşan), iki profesyonel yargıç ve mahkeme başkanı Christian Pasta’nın yer aldığı heyet tarafından yalnızca üç dakika içinde alındı.
44 yaşındaki H.D, duruşmada 2019 yılında Dominique Pelicot tarafından “kandırıldığını” iddia etti ve onu “manipülatif biri” olarak tanımladı.
H.D, Gisèle’in kocasına onu uyutması için izin verdiğine inandığını ve her şeyin bir “cinsel oyun”un parçası olduğunu söyledi.
Ancak hem ilk davada hem de bu hafta mahkemede izletilen videolarda Gisèle’in rızasının olmadığı açıkça görüldü.
Savcı perşembe günü yaptığı son konuşmada “Tabii ki hayır” diyerek, H.D'yi ağırlaştırıcı nedenlerle işlenen tecavüz suçundan tamamen sorumlu tuttu.
Savcılık, mağdurun videolarda hareketsiz olduğunu, davada dinlenen uzmanların ve diğer sanıkların da herhangi bir rıza bulunmadığını teyit ettiklerini hatırlattı.
Bu nedenle savcı, H.D için 13 yıl hapis cezası talep etti; bu, savcılığın ilk davada da istediği cezayla aynıydı.
Gisèle’in avukatları, daha duruşmalar bitmeden H.D'nin yeniden mahkûm edileceğinden emin olduklarını belirtti.
Avukatlardan Stéphane Babonneau, “Bu davada suçun işlendiğini saptamakta hiçbir zorluk yok” dedi ve saldırının eski koca tarafından çekilen video ve fotoğraflarla belgelenmiş olduğunu hatırlattı.
Bir diğer avukat Antoine Camus ise “Bu videolar Gisèle Pelicot’nun hayatını kurtardı” dedi.
Gerçekten de toplam süresi yaklaşık yarım saat olan 14 video, H.D'nin suçluluğunu kanıtlamakta belirleyici oldu.

Gisèle Pelicot, çarşamba günü duruşmada H.D'ye dönerek onun kendisini eski kocası Dominique’in “kurbanı” olarak göstermesini sert biçimde eleştirdi:
“Neyin kurbanı? Bu salondaki tek kurban benim. Yaptıklarının sorumluluğunu al ve korkaklığının arkasına saklanmayı bırak.”
Perşembe günü duruşma sonrası mahkeme binasından çıkarken, dışarıda toplanan kalabalık Gisèle’i alkışlarla karşıladı. Kadın, elini kaldırarak teşekkürle karşılık verdi.
PELICOT OLAYININ GEÇMİŞİOlay Haziran 2019’da Fransa’nın güneyindeki Mazan kasabasında yaşandı. Mağdur Gisèle Pelicot, o dönemde Dominique Pelicot adlı biriyle evliydi. Dominique, karısına uyuşturucu etkisi yapan ilaçlar vererek onu bilincini kaybetmiş hâle getirdi ve ardından kadını başka erkeklere cinsel ilişkiye zorladı. Bu erkeklerden biri de Türkiye kökenli H.D'ydi. Dominique, bu saldırıları videoya kaydetti. Toplamda 14 video bulunuyor. Videolarda Gisèle’in bilinçsiz ve tepkisiz olduğu açıkça görülüyor.
Gisèle Pelicot, kocasının kendisine bir “cinsel oyun” oynadığına dair şüphelenmeye başladı.
Sonrasında bilgisayarda gördüğü videolarla gerçeği öğrendi. Uyuşturulmuşken kocası ve başka erkekler tarafından tecavüze uğramıştı. Kadın hemen polise giderek suç duyurusunda bulundu. Kocası Dominique Pelicot ve diğer sanıklar gözaltına alındı.
Aralık 2024’te, Nîmes Ceza Mahkemesi (Fransa) kararı açıkladı:
Dominique Pelicot (koca): 13 yıl hapis cezası
Türkiye kökenli H.D: 9 yıl hapis
Diğer bazı sanıklar: 7–10 yıl arasında değişen cezalar
Mahkeme, cinsel birleşmelerin “rızasız” olduğunu ve mağdurun “tamamen savunmasız durumda” bulunduğunu belirtti.
Sanıklardan yalnızca H.D cezaya itiraz etti. Ancak temyiz başvurusu ters tepti. Dava yeniden görüldü, videolar tekrar incelendi, mağdur bizzat duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme, H.D'nin savunmasını (“kandırıldım, rızası vardı”) inandırıcı bulmadı. Cezası 9 yıldan 10 yıla çıkarıldı. Karar sadece üç dakikalık müzakere sonunda alındı.
Dava, Fransa’da “kadına yönelik şiddet ve cinsel suçlarda mağdurun rızasının sınırları” konusunda geniş yankı uyandırdı. Feminist dernekler bu kararı “adaletin yerini bulması” olarak nitelendirdi. Mahkeme salonundan çıkan Gisèle Pelicot, alkışlarla karşılandı ve “Artık sessiz kalmayacağım” dedi. Fransız basını, onun mücadelesini “Fransız MeToo hareketinin sembolü” olarak yorumladı.
Fransız vatandaşı, olay zamanında 50’li yaşlarındaydı. Eşiyle 20 yılı aşkın süre evli kaldı. Olay sonrası ülke çapında kadın dayanışması kampanyalarının simge ismi hâline geldi. 2024’te yayımladığı otobiyografik kitabında (“Mon corps, leur crime” – Benim bedenim, onların suçu) yaşadıklarını anlattı.


