130 yıl sonra bulundu hala canlı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Şişelerin üzerindeki etiketlerde, tereyağı üretiminde kullanılan laktik asit bakterisi kültürlerinin bulunduğu yazılıydı. Yapılan analizlerde, şişelerin içinde Lactococcus cremoris türüne ait bakterilerin varlığı doğrulandı. Bu bakteriler, tarih boyunca süt ürünlerinde hem dayanıklılığı artırmak hem de tat ve aroma geliştirmek amacıyla kullanıldığı ortaya çıktı.
130 YIL BOYUNCA CANLI KALMAYI BAŞARDIAraştırma ekibinin lideri, keşfi “mikrobiyolojik bir kutsal emanet” olarak nitelendirdi. 130 yıl boyunca kapalı ortamda canlı kalmayı başaran bakterilerin genetik bilgisinin elde edilmesinin, “olağanüstü bir bilimsel başarı” olduğunu vurguladı.

Bilim insanları, şişelerdeki DNA örneklerini çıkararak modern veri tabanlarıyla karşılaştırdı. Sonuçlar, günümüzde Danimarka mandıralarında hâlâ kullanılan bakteri soylarının 19. yüzyıldaki örneklerle büyük benzerlik taşıdığını gösterdi.
Bu bakterilerin, sütün pastörize edilmesinden sonra asitlenme sürecini hızlandırarak zararlı mikropları engellediği ve ürünlerin daha uzun süre dayanmasını sağladığı belirtildi. Ayrıca bakterilerin, süt ürünlerinde tercih edilen hafif tereyağı tadı gibi aromaların oluşumunda etkili genler taşıdığı tespit edildi.
GIDA TARİHİ AÇISINDAN EŞSİZ BİR KEŞİFKeşif, yalnızca mikrobiyoloji alanında değil, aynı zamanda gıda tarihi açısından da büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bu bakterilerin genetik yapısının incelenmesinin, günümüzde daha doğal ve geleneksel süt ürünleri üretimi için yeni bir yol açabileceği belirtildi.


