SonTurkHaber.com
close
up
Menu

KAP açıklaması geldi! İstanbul un dev hastanesi resmen satıldı

(ÖZET) Kairat Almaty tarih yazdı! Celtic i devirerek Şampiyonlar Ligi ne yükseldi Kairat Almaty Celtic maç sonucu: 3 2 Fanatik Gazetesi Şampiyonlar Ligi Haberleri Spor

Joao Pereira: Dengede kalmamız gerekiyordu

2 kişiden binlerce sentetik uyuşturcu çıktı

Beşiktaş Lausanne rövanş maçı ne zaman, saat kaçta? Beşiktaş FC Lausanne Sport maçı hangi kanalda canlı yayınlanacak?

Bankaya 750 bin lira atan her ay asgari ücret kadar para alıyor Sözcü Gazetesi

Tuzla KİPTAŞ Konutları’nda ek bütçe krizi

KIRTASİYE YARDIMI BAŞVURULARI 2025: Eğitim desteği başvuruları ve ödemeleri ne zaman? Kırtasiye yardımı E Devlet başvuru ekranı Son Dakika Haberleri

Bursa da eşi tarafından bıçaklanan kadın öldü

Inter, sezonu 5 gollü galibiyetle açtı!

Beşiktaş genç yıldızına gelen sürpriz teklifi reddetti! Serdal Adalı dan net yanıt Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

Bakan Yerlikaya, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği ni ziyaret etti

Zeynep Sönmez in ABD Açık ta 2. turdaki rakibi belli oldu

Çocuklara okumayı sevdiren yazar: Muzaffer İzgü

Sömürgeciliği kanıksatılmış yalanlarla meşrulaştırmak Ömer Lekesiz

Yoğun bakımın 73’üncü yılı: Yoğun bakımda yatak değil ekip hayat kurtarır

Resmi Gazete kararları 26 Ağustos 2025 Salı: Resmi Gazete yayımlandı mı, alınan kararları neler?

Putin, Trump’tan sonra Çin liderine gidiyor

Caterpillar, İsrail bankalarından parasını çekti Yaşar Süngü

Gaziantep haberleri Başkan Şahin, Kamil Ocak Millet Bahçesi ndeki çalışmalar hakkında bilgi aldı 27 Ağustos 2025

15 Temmuz’un yıl dönümünde cemaat olgusunu yeniden düşünmek Mahmut Ay

15 Temmuz’un yıl dönümünde cemaat olgusunu yeniden düşünmek Mahmut Ay

Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.

1995 yılının sonbaharıydı. Memleketimiz olan Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde büyük bir deprem meydana gelmiş; pek çok bina yıkılmış ve onlarca insanımız deprem nedeniyle vefat etmişti. Rahmetli pederim, yöre halkını teselli etmek ve onlara manen destek olmak amacıyla Dinar’a gitmiş; bizi de beraberinde götürmüştü. Dinar’ın merkezî camilerinden birinde öğle namazını kendi aramızda kılmıştık. Namazı bendeniz kıldırmıştım. Namazdan sonra cami içerisinde bekleyen kişiler, bizim Dinarlı olmadığımızı

1995 yılının sonbaharıydı. Memleketimiz olan Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde büyük bir deprem meydana gelmiş; pek çok bina yıkılmış ve onlarca insanımız deprem nedeniyle vefat etmişti. Rahmetli pederim, yöre halkını teselli etmek ve onlara manen destek olmak amacıyla Dinar’a gitmiş; bizi de beraberinde götürmüştü. Dinar’ın merkezî camilerinden birinde öğle namazını kendi aramızda kılmıştık. Namazı bendeniz kıldırmıştım. Namazdan sonra cami içerisinde bekleyen kişiler, bizim Dinarlı olmadığımızı anlayıp yanımıza geldiler. Sanırım henüz 16 yaşındaki bir genç olarak düzgün bir şekilde imamlık yaptığımı görünce nerede okuduğumu, hangi cemaate bağlı olduğumu merak etmişlerdi. Önce biri yanıma usulca sokuldu; “Hoş geldiniz yavrum; nereden geldiniz?” dedi. “İstanbul’dan” dedim. “Nerede okuyorsun?” Marmara İlahiyat Fakültesi’nde okuduğumu söyleyince hemen heyecanla kendi cemaatine ait bir yurt ismi ve şahıs isimlerinden bahsetti. “Tanıyor musun onları?” dedi. “Hayır.” deyince, morali bozuldu; hiçbir şey demeden gitti. Onun gittiğini gören bir başkası benzer heyecanla aynı soruyu sordu. O da cemaatinden olmadığımı öğrenince yine morali bozulup gitti. Köşede bekleyen sakallı hacı amca, muhtemelen içinden “Bu oğlan, diğer ikisinin cemaatinden değilse kesin bizim cemaattendir.” diye geçirmiş olmalı ki diğerlerinden daha büyük bir heyecanla geldi. Ancak “Ailemin yanında kalıyorum. Hiçbir cemaate mensup değilim.” cevabını alınca onun da morali bozuldu ve hemen konuşmayı kesti. Türkiye’deki ‘cemaat’ olgusuyla işte o zaman çok net bir şekilde tanışmıştım. 16 yaşında gencecik bir İlahiyat talebesi olarak karşılaştığım bu trajikomik manzarayı hafızama öyle kaydetmişim ki ne zaman ‘cemaat’ olgusuyla ilgili bir tartışma olsa hafızamda o gün yaşadıklarım canlanır. O gün yanıma gelirken güler yüzle ve heyecanla gelen hacı abilerin, cemaatlerinden olmadığımı anladıklarında moralleri bozuk bir şekilde dönüp gitmeleri, kendisini cemaatçiliğe kaptırmış kimselerde ümmetçilik bilincinin nasıl zayi olduğunun çok çıplak bir tezahürüydü.

İnsan, toplumsal bir varlık. Bir topluluk ya da toplum içinde varlığını sürdürebiliyor ve varlığına anlam katabiliyor. Bulunduğu toplum içinde kendi duygu ve düşüncelerine yakın hissettiği insanlarla daha özel gruplar kurarak onlarla aynı heyecanı paylaşmayı seviyor. Siyasi partiler, spor kulüpleri ve STK’lar bunun en güzel örnekleri. Bunlardan hiçbiriyle ilgilenmeyen insanlar ise, yakın arkadaş gruplarıyla bir şekilde ‘sosyalleşme’ ihtiyacını gideriyor. Benzer şekilde, aynı dinî inanca sahip insanlar da bir araya gelmek suretiyle hem inançlarının heyecanını birlikte paylaşmanın hazzını yaşıyor hem inandığı şeylere başka pek çok insanın inandığını görerek inancını pekiştirmiş ve kendini tatmin etmiş oluyor hem de sosyalleşme ihtiyacını gidermiş oluyor. Bu nedenle, sosyolojik bir gerçeklik olarak dinin olduğu her toplumda mutlaka cemaatler de vardır. Bu cami cemaati de olabilir; örgütlenmiş bir dinî yapı da olabilir. Bunun aksini beklemek; yani “Din olsun, ama cemaat olmasın” demek, sosyolojik gerçekliğe ve tarihî tecrübeye aykırı beyhude bir beklentidir. Dindar insanların var olduğu bir toplumda cemaatlerin var olması kaçınılmaz bir sonuç olduğuna göre devletlere ve bireylere düşen görev; bu cemaatlerin, toplumların huzurunu ve devletlerin varlığını tehdit etmeden kendi sınırları içinde bireylerin ve toplumların yararına olacak şekilde faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamaktır.

Şu iki gerçeğin altını çizelim: 1. Tarih boyunca ve dünya genelinde, din ve siyaset hiçbir zaman birbirinden tamamen bağımsız olmamıştır; olması da mümkün değildir. 2. Cehaletin ve lider otoritesinin çok güçlü olduğu dinî gruplar, çok kolay bir şekilde siyasî manipülasyonlara alet edilebilecek yapılardır. Bu sebeple, Müslümanların kurduğu pek çok dinî cemaat, düşman devletler tarafından kullanılmaya müsait olmuş ve maalesef zaman zaman onların kontrolüne kolayca geçmiştir. Bu iki gerçeğin bir yansıması olarak, 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşadığımız FETÖ kalkışması, aslında ‘cemaat’ meselesinin bireyler, sivil toplum kuruluşları ve nihayet devlet kurumları tarafından dikkatli olunmadığı takdirde ne kadar vahim boyutlara varabileceğini çok acı bir şekilde hepimize göstermiştir. Türkiye’de ‘cemaat’ olgusuyla ilgili tartışılacak çok mesele vardır. Burada, şu iki temel sorunu vurgulamak isteriz: 1. Bazı cemaatlerin hormonlu bir şekilde büyümesi, dinde tekelciliğe ve dinî gücün zamanla siyasî güce evrilmeye çalışmasına neden olmaktadır. 2. Yanlış kurgulanan cemaat yapısı, zamanla aşırı bir taassuba götürmekte ve neticede o cemaati ümmetin bütünlüğünden koparmakta; ümmetin devasa sorunlarına çare üretmeyi bırakıp cemaat mensuplarının kendi içlerinde basit tartışmalarla enerjilerini tüketmelerine sebebiyet vermektedir. Peki çözüm nedir? Çözüm, Osmanlı’nın uygulamasıdır. Osmanlı Devleti, başta Simavna Kadısı Bedreddin olmak üzere pek çok dinî liderin başını çektiği isyanlarla epey uğraşmıştır. Bendenizin anladığı kadarıyla çözümü şu şekilde bulmuştur: Devlet, neredeyse her mahalleye bağımsız bir tekke açmış ya da açılmasına müsaade etmiştir. Osmanlı’daki tekkeler, aralarında gönül bağı olmakla birlikte genellikle birbirinden bağımsız faaliyet göstermekteydi. Osmanlı’nın son dönemlerinde İstanbul’daki tekke sayısı 250, Müslüman ahali sayısı da 250 bin civarındadır. Bu, her bin kişiye müstakil bir tekkenin düşmesi demektir. Devlet, çok sayıda bağımsız ve küçük tekkenin açılmasını teşvik ederek, bazı dinî cemaatlerin aşırı şekilde büyümesinin önüne geçmiştir.

Dinî cemaatlerin aşırı şekilde büyümesi, bizatihi dinin kendisine de zarar verebilmektedir. Zira böyle bir durumda belirli bir cemaatin din anlayışı, hâkim ve belirleyici olmakta ve diğer dinî anlayışlar marjinal ve heterodoks gibi görülmektedir. Ayrıca yapı büyüyünce kaçınılmaz olarak ticaret ve siyaset işin içine girmekte; böyle olunca da samimiyet zayıflamakta ve yönetici kadrolarda güç ve yetkiyi elinde tutma hırsı daha da artmaktadır. Bu da toplum nezdinde ‘dindar’ imajını zedelemekte ve dine yönelimi olumsuz etkilemektedir. Bu noktada şöyle bir soru sorulabilir: Dindar insanların güçlü sivil kuruluşlara ihtiyacı yok mudur? Cevap: Elbette ki vardır. Burada ‘cemaat’ ile ‘sivil toplum kuruluşu’nun yapısal olarak farklı olduklarına dikkat çekmek gerekir. STK’ların güçlü olduğu toplumlar, özgürlüğün hâkim olduğu medenî toplumlardır. Dolayısıyla STK’lar büyük organizasyonlar yapabilecek kadar güçlü olmalıdır; gerektiğinde siyasî ve ticarî nüfuz kullanmalıdır. Ancak dinî cemaatler, ticarete ve siyasete girdikçe kendi doğasına aykırı davranmış olur. Bu sebepledir ki aşırı şekilde büyüyen cemaatler, zaten cemaatten çok STK gibi hareket etmektedir.

Tüm bunlardan sonra insaf gereği şunu da ifade edelim: FETÖ’nün hain kalkışmasının yıldönümünde ‘cemaat’ olgusunu konuşurken, bu kısa yazı çerçevesinde meselenin yalnızca bazı olumsuzluklarına değindik. Fakat Türkiye’deki dinî cemaatlerin hem ülkemiz hem de tüm dünya için yaptıkları pek çok olumlu faaliyet de vardır. Dolayısıyla ‘Tüm cemaatler, dinin de devletin de milletin de başına beladır.’ şeklindeki bir söz, hiçbir açıdan vakıaya uygun değildir. Önemli olan, bir cemaatin cemaat olarak kalabilmesi ve insanlığa hizmet etmeyi amaçlamasıdır. Meselenin bu boyutunu, müstakil yazılarda ele almak gerekir.

Önemli haberleri ve güncellemeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:72
embedKaynak:https://www.yenisafak.com
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 18 Temmuz 2025 04:03 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

KAP açıklaması geldi! İstanbul un dev hastanesi resmen satıldı

26 Ağustos 2025 09:48see177

(ÖZET) Kairat Almaty tarih yazdı! Celtic i devirerek Şampiyonlar Ligi ne yükseldi Kairat Almaty Celtic maç sonucu: 3 2 Fanatik Gazetesi Şampiyonlar Ligi Haberleri Spor

26 Ağustos 2025 22:59see166

Joao Pereira: Dengede kalmamız gerekiyordu

25 Ağustos 2025 22:22see165

2 kişiden binlerce sentetik uyuşturcu çıktı

26 Ağustos 2025 00:29see145

Beşiktaş Lausanne rövanş maçı ne zaman, saat kaçta? Beşiktaş FC Lausanne Sport maçı hangi kanalda canlı yayınlanacak?

26 Ağustos 2025 00:56see119

Bankaya 750 bin lira atan her ay asgari ücret kadar para alıyor Sözcü Gazetesi

26 Ağustos 2025 08:13see117

Tuzla KİPTAŞ Konutları’nda ek bütçe krizi

26 Ağustos 2025 07:09see117

KIRTASİYE YARDIMI BAŞVURULARI 2025: Eğitim desteği başvuruları ve ödemeleri ne zaman? Kırtasiye yardımı E Devlet başvuru ekranı Son Dakika Haberleri

27 Ağustos 2025 00:13see117

Bursa da eşi tarafından bıçaklanan kadın öldü

27 Ağustos 2025 01:22see116

Inter, sezonu 5 gollü galibiyetle açtı!

26 Ağustos 2025 01:13see116

Beşiktaş genç yıldızına gelen sürpriz teklifi reddetti! Serdal Adalı dan net yanıt Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor

25 Ağustos 2025 19:27see115

Bakan Yerlikaya, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği ni ziyaret etti

26 Ağustos 2025 21:59see115

Zeynep Sönmez in ABD Açık ta 2. turdaki rakibi belli oldu

26 Ağustos 2025 20:57see115

Çocuklara okumayı sevdiren yazar: Muzaffer İzgü

25 Ağustos 2025 21:10see115

Sömürgeciliği kanıksatılmış yalanlarla meşrulaştırmak Ömer Lekesiz

26 Ağustos 2025 04:09see114

Yoğun bakımın 73’üncü yılı: Yoğun bakımda yatak değil ekip hayat kurtarır

26 Ağustos 2025 09:06see114

Resmi Gazete kararları 26 Ağustos 2025 Salı: Resmi Gazete yayımlandı mı, alınan kararları neler?

26 Ağustos 2025 01:56see113

Putin, Trump’tan sonra Çin liderine gidiyor

27 Ağustos 2025 07:25see113

Caterpillar, İsrail bankalarından parasını çekti Yaşar Süngü

27 Ağustos 2025 04:08see112

Gaziantep haberleri Başkan Şahin, Kamil Ocak Millet Bahçesi ndeki çalışmalar hakkında bilgi aldı 27 Ağustos 2025

27 Ağustos 2025 17:35see111
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları