18 yıl boyunca çocuk sahibi olmak için her şeyi yapmışlardı.. Yeni bir teknoloji sayesinde imkânsız görülen gerçek oldu: Bebek aralık ayında geliyor!
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bebek sahibi olabilmek için 18 yıl boyunca ellerinden geleni yapan bir çift, yıllarca doktor doktor ülke ülke gezdi ancak bir sonuç elde edemedi. Zira baba adayında nadir görülen bir sorun olan ve erkeklerde kısırlığa yol açan azospermi vardı.
Tüp bebek (in vitro fertilizasyon yani IVF) tedavisinde kadının yumurtası erkeğin meni örneğinden alınan spermlerle laboratuvar ortamında birleştirilerek bir embriyo üretiliyor. Ardından embriyo kadının rahmine yerleştiriliyor. Normal bir meni örneğinde yüz milyonlarca sperm bulunuyor ancak azospermili erkeklerde sperm sayısı çok düşük olduğundan, mikroskopla saatlerce aransa bile sperm bulunamıyor.
Bu nedenle adlarının açıklanmasını istemeyen çift son çare olarak yeni bir yaklaşımı denemek için Columbia Üniversitesi Doğurganlık Merkezi'ne başvurdu.
CNN International'ın aktardığına göre, söz konusu yeni yaklaşıma "STAR metodu" adı veriliyor. STAR metodunda, yapay zekâ yardımıyla sperm sayısı sıfır olduğu düşünülen erkeklerdeki gizli spermler tespit ediliyor. Baba adayından sadece araştırma ekibine bir meni örneği vermesi isteniyor.
Anne adayı e-posta yoluyla yaptığı açıklamada, "Çok sayıda hayal kırıklığı yaşadığımız için bu kez umutlarımızı minimumda tuttuk" dedi.
BEBEK ARALIK AYINDA DÜNYAYA GELECEK
Doğurganlık merkezindeki araştırmacılar, meni örneğini yapay zekâ sistemiyle analiz etti. Bunun sonucunda üç gizli sperm bulundu, toplandı ve yumurtayla birleştirilerek anne rahmine nakledildi. Böylece STAR metoduyla ilk kez başarılı bir hamilelik gerçekleşmiş oldu.
Bebeğin aralık ayında dünyaya geleceğini belirten anne, "Gerçekten hamile olduğuma iki gün boyunca inanamadım. Halen sabahları uyandığımda durumun gerçekliğini sorguluyorum. Taramaları görene kadar hamile olduğuma inanamıyorum" ifadelerini kullandı.
Yapay zekânın üreme sağlığında kullanılması, ABD'de günden düne yaygınlaşıyor. Yumurta kalitesini ölçmek veya IVF tedavisi alan hastalarda sağlıklı embriyoları izlemek için yapay zekâdan faydalanan kurumların sayısı artıyor. Halen daha fazla araştırmaya ve teste ihtiyaç var ancak yapay zekânın özellikle erkek kısırlığın tedavisinde ilerlemeleri beraberinde getireceği düşünülüyor.
TEKNİKERLERİN 2 GÜNDE YAPAMADIĞINI 1 SAATTE YAPTI
Columbia Üniversitesi Doğurganlık Merkezi Direktörü Dr. Zev Williams ve çalışma arkadaşları, STAR metodunun azospermi olan erkeklerin meni örneklerinden sperm elde edilmesi amacıyla kullanılabilmesi için 5 yıldır çalışıyor.
Sistemden elde edilen sonuçların kendilerini şoke ettiğini belirten Williams, "Bir hasta bir örnek verdi ve üst seviyede eğitimli teknikerler 2 gün boyunca bu örnekte sperm aradı ancak başarılı olamadı. Ardından aynı örneği yapay zekâ tabanlı STAR sistemine analiz ettirdik. STAR, bir saat içinde 44 sperm buldu. O anda bu teknolojinin oyunun kurallarını değiştireceğinin ve hastalar için çok büyük bir fark yaratacağının farkına vardık" diye konuştu.
Bir meni örneği, özel olarak tasarlanmış bir çipin üzerine konup mikroskobun altına yerleştirildiğinde, açılımı "Sperm Tracking and Recovery" olan STAR sistemi mikroskobu yüksek hızlı bir kameraya ve çok güçlü bir görüntüleme teknolojisine bağlıyor. Sperm hücrelerini tanıyacak şekilde eğitilmiş olan sistem, 1 saatten daha az sürede 8 milyon kareden fazla fotoğraf çekerek menideki spermleri tespit ediyor.
SPERM HÜCRELERİNE HİÇBİR ZARARI YOK
Sistem gördüğü sperm hücrelerini anında ayrıştırıyor. Bu sayede embriyoloji uzmanları kendi gözleriyle baktıklarında bulup tanımlayamadıkları hücreleri toplayıp tüp bebek için kullanabiliyor.
Williams, "Binlerce samanlıkta bir iğne aramak gibi bir iş, bir saatten daha kısa sürede tamamlanıyor. Üstelik sistem bunu çok narin bir biçimde yapıyor. Herhangi bir zararlı lazer ya da boyar madde kullanılmıyor. Bu sayede spermin yumurtayı döllemek için kullanmasında bir sakınca olmuyor" dedi ve ekledi: "Tipik bir meni örneğinde 200-300 milyon sperm bulunur. Bu hastalardaki sperm sayısı ise 2 ya da 3 oluyor. 2-3 milyon demiyorum, yazıyla iki ya da üç. Ancak STAR sisteminin hassasiyeti ve embriyologlarımızın uzmanlığı sayesinde, bu kadar az sayıdaki sperm bile bir yumurtayı başarılı bir şekilde döllemek için kullanılabiliyor."
ABD'de yapılan araştırmalar, tüm kısırlık vakalarının yaklaşık yüzde 40'ının erkeklerden kaynaklandığını, kısır erkeklerin yüzde 10'unda ise azospermi olduğunu gösteriyor.
Williams, bu teşhisin çoğu zaman üzücü, şoke edici ve beklenmedik olduğunu belirterek, "Azospermisi olan erkeklerin çoğu kendilerini tamamen sağlıklı ve normal hissediyor. Cinsel fonksiyonlarında bir bozukluk olmadığı gibi menileri de normal görünüyor. Ancak mikroskop altında baktığınızda yüzen yüz milyonlarca sperm yerine hücre enkazı ve parçacıklar görüyorsunuz ama sperm bulamıyorsunuz" dedi.
ZORLU AMELİYATLAR TARİH OLABİLİR
Azosperminin geleneksel tedavisinde, spermin hastaların testislerinden doğrudan alınabilmesi için rahatsızlık verici bir ameliyat uygulanıyor. Testisin bir kısmı vücuttan alınıp açılarak içinde sperm aranıyor. Williams bu ameliyatın invazif bir yöntem olduğunu belirterek, "Birkaç kez uygulandıktan sonra testislerde kalıcı bir iz ve hasar bırakır. Üstelik acı vericidir" diye konuştu.
Yanı sıra hormon ilaçlarıyla da tedavi uygulanabiliyor ancak bu yöntem sadece hormon dengesizlikleri olan kişilerde işe yarıyor.
Williams STAR metodunun yeni bir seçenek olabileceğini belirterek, "Bu sistem bir takım çalışmasıyla geliştirildi ve ekibimizi motive eden şey başka türlü çocuk sahibi olma fırsatı bulunmayan çiftlere yardım edebilmek oldu" ifadelerini kullandı.
STAR metodu şimdilik sadece Columbia Üniversitesi Doğurganlık Merkezi'nde kullanılıyor ancak Williams ve meslektaşlarını çalışmayı yayımlatıp diğer doğurganlık merkezleriyle de paylaşmak istiyor.
Williams, STAR metodunu kullanarak spermi ayrıştırıp dondurmanın hastalara 3.000 dolara mal olacağını belirterek, "Kısırlık insanlığın geçmişi kadar eski bir tecrübe. Tüm insanlık tarihi boyunca başa çıkmak zorunda kaldığımız bir şey. Şu an elimizdeki en ileri teknolojilerin bu çok eski sorunu çözmek için kullanılabileceğini düşünmek gerçekten inanılmaz" dedi.
YAPAY ZEKÂ ÜREME SAĞLIĞININ GELECEĞİ OLACAK
Öte yandan yapay zekânın azospermisi olan erkeklere yardım etmek için kullanıldığı tek örnek bu değil. Kanada'daki bir araştırma ekibi de bu sorunu yaşayan erkeklerin meni örneklerinde bulunan az sayıda spermi arama sürecini otomatize edip hızlandıran bir yapay zekâ modeli kurdu.
Mayo Clinic'te erkek kısırlığı ve iktidarsızlığı konusunda çalışan ürolog Dr. Sevann Helo, parçası olmadığı iki çalışmayı CNN International'a değerlendirerek, "Yapay zekânın bu işe çok uygun olmasının sebebi öğrenme temelli olması. Yapay zekâya bir spermin neye benzediğini, şeklinin ne olduğunu ve hangi özelliklere sahip olduğunu gösterdiğinizde, öğrenme algoritması aradığınız görseli bulmanıza yardım ediyor" dedi.
Helo, "Çok heyecan verici. Genel olarak yapay zekânın en azından sağlık alanında yeni bir sayfa açtığını ve tıptaki sorunlara bakışımızda devrim yaratacağını düşünüyorum" diye konuştu.
San Francisco'da yaşayan üreme endokrinoloğu Dr. Aimee Eyvazzadeh de "Yapay zekâ gözlerimizin göremediğini görmemize yardım ediyor" dedi. Örneğin Stork-A isimli bir algoritma, erken evredeki embriyoların görüntülerini analiz edip hangilerinin sağlıklı olduğunu "şaşırtıcı bir isabetle" tespit edebiliyor. CHLOE isimli yapay zekâ aracı ise dondurulmadan önce yumurtaların kalitesini belirleyebiliyor.
STAR sisteminin oyunun kurallarını değiştirdiğini vurgulayan Eyvazzadeh, "Yapay zekâ sperm yaratmıyor, var olan ama neredeyse görünmez durumdaki spermleri bulmamıza yardım ediyor. Bu insanın uzmanlığının yerine geçecek bir gelişme değil, güçlendirecek bir gelişme ve üreme sağlığının geleceği bu" diye konuştu.


