180 gün ara verdiler, ABD den Suriye ye yaptırım molası

Suriye’ye yönelik yaptırım rejiminde önemli bir değişikliğe giden ABD, geçen ay sonu itibarıyla Sezar Yasası'nı altı aylığına yürürlükten kaldırma kararı aldı. Karar Suriye'ye geniş çaplı istisnaları içeren bir muafiyet sağlıyor. Muafiyeti "olumlu bir adım" olarak karşılayan Suriye yönetimi ekonomik canlanma ve para transferlerinde yaşanan sıkıntıların hafiflemesini umut ediyor. 20 Aralık 2019'da imzalanan Sezar Yasası, 17 Haziran 2020'de yürürlüğe girmişti. Yasaya göre Suriye hükümetiyle iş yapan kişi, şirket veya devletlere dönük "ikincil yaptırımlar" uygulanıyor.

20 Aralık 2019'da imzalanan Sezar Yasası, 17 Haziran 2020'de yürürlüğe girmişti. NASIL İŞLİYOR?

2020’de OFAC, Sezar Yasası kapsamında 39 kişiyi ve 24 kurumu yaptırıma tabi tuttu.
Ek olarak, bazı kişiler hakkında uyuşturucu kaçakçılığı ve finansman sorunlarından dolayı yaptırımlar genişletildi. Bu operasyonlar, Sezar Yasası'nın yaptırım kapsamının çeşitlendirildiğini gösteriyor. 5 Haziran 2024'te ise SySR (Syrian Sanctions Regulations), Sezar Yasa maddelerini dahil eden kapsamlı düzenlemelerle güncellendi.

YENİ DÖNEM BAŞLIYOR

Yapılan değişiklikle, Suriye devlet kurumları, Merkez Bankası ve altyapı projeleri için öngörülen yaptırımların uygulanması 180 gün boyunca askıya alındı. Bu muafiyet, insani yardım ve DEAŞ karşıtı operasyonlar gibi uluslararası taahhütlü faaliyetleri desteklemek amacıyla verildi. Ancak hukuki süreç devam ederken yaptırımlar tamamen kaldırılmadı.

NE BEKLENİYOR?

ABD yönetimi, bu adımı "adım adım yaptırımların kaldırılması" stratejisinin bir parçası olarak görüyor. Şam hükümetinin, DEAŞ ile mücadele, güvenlik reformları, insani erişim ve İsrail ile ilişkiler konusunda taahhütler vermek zorunda olduğu belirtiliyor. Tasarı, Suriye'de iş yapmayı düşünen şirketler için önemli riskleri ortadan kaldırarak, ülkeye yıllardır süren ekonomik durgunluğun ardından ekonomik toparlanma fırsatı verecek.

TÜRKİYE'YE ETKİSİ

Türkiye, AB ve diğer ülkeler de süreci yakından izliyor. Çünkü Suriye’de siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma hem bölgesel hem küresel güvenlik açısından kritik önem taşıyor. Sezar Yasası, Suriye rejimini savaş suçu ve baskıcı uygulamalar nedeniyle hedef alarak, ülkenin yeniden inşasını ve yatırımını ciddi şekilde kısıtlıyordu. Son istisnalar ise; altyapı, insani yardım ve DEAŞ gibi öncelikli alanlarda muafiyet sağlayarak, Suriye'nin krizden çıkmasını amaçlıyor. Ancak şartlar karşılanmazsa yaptırımların geri dönebileceği belirtiliyor.

Türkiye, AB ve diğer ülkeler de süreci yakından izliyor. SWİFT'E KATILIM 

Küresel finans ağlarından büyük ölçüde kopuk olan Suriye bankaları için, transfer ve muhabir bankacılık ilişkilerinin raporlanması için Swift sistemine yeniden katılmak gündemin ilk sırasında. ABD kararı uluslararası finans çevrelerinde de yankılanıyor. Arap Bankalar Birliği'nde araştırma başkanı olan Ali Avdeh, "Suriye pazarı çok umut verici; neredeyse bakir" açıklaması yaparken, "Ama dürüst olmak gerekirse, Arap bölgesinden veya başka bir yerden hiçbir banka ABD yaptırımları tamamen kaldırılıncaya kadar bu pazara girmeye cesaret edemeyecek" ifadelerini kullanıyor. 

KISITLAMALAR SÜRER Mİ?

Öte yandan Avrupa Konseyi ise geçtiğimiz ay, petrol üretimi, tarım, finans, inşaat, telekomünikasyon ve medya gibi önemli sektörlerde faaliyet gösteren birkaç Suriyeli şirkete yönelik yaptırımları kaldırdı. Suriye'deki durumun nasıl gelişeceğine bağlı olarak, önümüzdeki aylarda diğer şirketlerin borsadan çıkartılabileceği gelen bilgiler arasında. Ancak silah satışı gibi güvenlik endişeleri oluşturan sektörler için kısıtlamaların devam edeceği belirtiliyor.
[email protected] 

Kaynak: Web Özel