19 Mart, Düzen Siyaseti ve Sokak
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
19 Mart aslında, hem muhalefeti hem iktidarı fark etmeksizin artık siyasetçilere "yeter" demek isteyen öğrencileri sokağa dikti.
18 Mart'ta İstanbul Üniversitesi, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını usulsüzlük gerekçesiyle iptal etti.
19 Mart sabah saatlerinde İmamoğlu, yolsuzluk, PKK ve suç örgütü liderliği iddialarıyla evinden gözaltına alındı…
Türkiye genelinde geniş çaplı protesto gösterileri yapıldı.
Bu gösteriler ve eylemlerde polis müdahalesiyle karşılaşan, protesto sırasında çatışan veya hiçbirşey yapmadığı halde götürülenler oldu.
Toplamda 1900 kişi gözaltına alındı.
***
Evlerinden alınıp cezaevine gönderilen iki genç öğrenci arkadaş, Mart 19 Platformu isimli camianın organize ettiği bir online panel ile Amerikalı Türklerle buluştu…
Mart 19 Grubu, İmamoğlu ve belediyelere yönelik soruşturmalara dair olayları yurtdışında duyurmayı misyon edinmiş durumda.
İşte bu platform 26 Temmuz’da “Kampüslerden Sokaklara: Türkiye Siyasetinde Gençlik Hareketi” adlı paneli organize etti.
Hüseyin Arif Sarıyaşar ve Melih Can isimli genç öğrencilerden, körü körüne ana muhalefet partisine veya İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bağlılık yok.
Türkiye'de bugünkü iklime dair öncelikli kaygılarını gözlemledim.
Sokağa çıkmak isteyenler için her şey bir bahane olabilir…
Zira gençler aslında başka şeylere karşı zaten dolu durumda.
Yurt sorunu, ekonomik sorunlar zorlarken, diploma iptali, ardından operasyonlar zinciri onları sokağa döktü.
Aslında iki genç de CHP ile aynı siyaset fikrinde değiller…
İleride siyasete girmek isteyenlerin partiye geldiği bir örgüt olarak niteledi Hüseyin Arif, CHP’yi…
Bugünkü siyasi iklime bir Müslüman olarak ve bu kimliğiyle karşı çıktığının altını çizdi.
CHP gençliğini sokakta aktif olma kültüründen uzak buluyorlar.
TİP’e de uzaklar…
***
Sicilleri, geleceklerini riske atarak, neden dışarıda olup gözaltına alınmayı göze aldıkları sorusuna “asıl geleceğimiz için dışarıdaydık” cevabını veriyorlar.
Bugün gelinen noktada ise 19 Mart Hareketi’nin artık bittiğini, şimdilik yeniden canlanmasını beklemediklerini söylediler.
Yani gençlerin ve sokağın öncelikli derdi şu veya bu şahıs değil de, günümüz siyasetini dönüştürmek ve enerjiyi buraya harcamak.
Bu bağlamda ana muhalefet partisinin süreci götürme şeklinde olumlu ve olumsuz buldukları yönleri ortaya koydu panelistler.
***
Yani gençler hiçbir şeyi yemiyor.
Yutturamazsınız.
İktidar partisinin laik-dindar ayrımı üzerinden kapitalist sermaye ile emek kısmında tuttuğu yer nasıl örtbas ediliyorsa, muhalefetin de “mış” gibi yapmalarından mutlu değiller.
Gençler gerçek bir işaret fişeği bekliyor.
Yanlarında olacak siyasetçilerin arkasında dahi koşulsuz hızlanmaz bu gençler.
Onları kendi hizalarına getirirler.
Önemli ve tartışmalı bir zemine temas eden panelde her türden hassasiyet ve eleştirel düşüncenin harmanlandığını gördüm.
Gençler, yani örgütlü sokağın gücüne inanan, bedel ödemeye hazır gençler, günümüz muhalefetinin şovmenleşmesinden rahatsızlık ifade ettiler.
***
Kurucu değerlere dönerek bir kurtuluşta çok şeyi sorgulayarak bugüne gelişi iyi anlamak gerektiğine dikkat çektiler.
İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk iddiaları, siyasi yasak, muhalefetin kazanacak aday sorunsalı ile; gençlerin siyasal mücadeleleri tam aynı hizada değil.
Gençlerin “kör bir sadakat” ile hareket etmekten çok, etik sorgulama refleksini koruduğunu gördüm.
Elbette İmamoğlu’na yönelik soruşturmanın hukuki zemininden çok, siyasi bağlamı bize çok şey söylüyor.
Türkiye'de uzun süredir muhalefet figürlerine karşı açılan soruşturmaların büyük kısmı, adalet sisteminin bağımsızlığı konusundaki soru işaretleriyle birlikte değerlendiriliyor.
Gençler belki de bu soruşturmalara körü körüne karşı çıkmıyor; ancak yargının araçsallaştırıldığı bir ortamda bu iddiaların gerçekten hukuk çerçevesinde mi yürütüldüğü, yoksa siyasal bir baskı unsuru olarak mı gündeme geldiği sorusunu soruyor.

