200 den fazla kişi hayatını kaybetmişti: O uçak kazası milatları oldu! Yeni umut dev hava yastıkları...
SonTurkHaber.com, Mynet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Haziran ayında Hindistan'ın Gucerat eyaletinin Ahmedabad kentinden, İngiltere'nin başkenti Londra’ya giden bir Air India uçağı, havalandıktan sadece 30 saniye sonra felaketle karşılaştı. Ön raporlar, uçağın yakıt kontrol anahtarlarının kalkıştan hemen sonra anlamsız şekilde kapatıldığını, bu nedenle motorlara yakıt akışının kesildiğini ve tam güç kaybı yaşandığını gösterdi. Kokpit kayıtlarında, iki pilotun bu ölümcül kararı kimin verdiğini şaşkınlıkla birbirine sorduğu duyuldu. Kaosun ortasında uçak düşerek yere çakıldı ve uçaktaki sadece bir kişi hayatta kaldı. Bu olay, son 10 yılın en ölümcül hava felaketi olarak kayıtlara geçti.
Hindistan’daki Birla Teknoloji ve Bilim Enstitüsü'nden iki havacılık mühendisi ise benzer kazaları önlemeye yardımcı olabilecek bir sistem geliştirdiklerine inanıyor.
UÇAKLAR İÇİN DEVASA HAVA YASTIKLARIPopular Science'ta yer alan habere göre, iki mühendisin geliştirdiği sistem, yapay zekâ kontrollü dev dış hava yastıklarını içeriyor.

"Project REBIRTH" (YENİDEN DOĞUŞ Projesi) adı verilen bu çok katmanlı güvenlik sistemi, uçaklara sürekli uçuş koşullarını izleyen sensörler yerleştirilmesini öneriyor. Eğer sistem, 3.000 feet altındaki bir yükseklikte çarpışmanın kaçınılmaz olduğunu belirlerse, dev hava yastıkları devreye giriyor ve darbeyi emmek üzere koruyucu bir koza oluşturuyor.
Ayrıca çarpışma sırasında kızılötesi işaret fişeği ve yanıp sönen ışıklar da aktif hale geliyor, böylece enkazın acil yardım ekipleri tarafından daha kolay bulunması amaçlanıyor.
"DÜNYANIN İLK YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ KAZA KURTARMA SİSTEMİ"Mühendisler 2025 James Dyson Ödülü’ne aday gösterilen bu tasarımı, "dünyanın ilk yapay zekâ destekli kaza kurtarma sistemi” olarak adlandırıyor.
Henüz erken test aşamasında olmasına rağmen, bilgisayar simülasyonlarının bu sistemin kaza kuvvetlerini %60’tan fazla azaltabileceğini gösterdiği belirtiliyor.

Popular Science dergisine konuşan bir havacılık uzmanı, konseptin umut verici olduğunu söyledi; ancak özellikle hava yastıklarının ek ağırlığıyla ilgili birçok sorunun hala cevaplanmamış olduğu konusunda uyardı.
REBIRTH’in arkasındaki beyinler olan Eshel Wasim ve Dharsan Srinivasan, bu konseptin Air India kazasına doğrudan bir tepki olduğunu söyledi.
"O ÇARESİZLİK BİZİ RAHATSIZ EDİYORDU"Wasim, “Annem uyuyamıyordu. Yolcuların ve pilotların kaçışın mümkün olmadığını bilerek yaşadığı korkuyu düşünüp duruyordu. O çaresizlik bizi rahatsız ediyordu.” dedi.
İkili, havayolu güvenliği ile ilgili akademik araştırmaları incelemeye başladı ve önemli bir eksiklik keşfetti:
Mevcut sistemler çoğunlukla kazaları önlemeye odaklıydı, ama kazalar kaçınılmaz olduğunda hayatta kalmayı iyileştirmeye yönelik çözümler oldukça sınırlıydı.
Bu nedenle üç hedefe odaklanan bir yöntem geliştirmeye karar verdiler:
Kaza öncesinde uçağın hızını azaltmak, Darbenin etkisini emmek, Kurtarma ekiplerinin kazaya daha hızlı ulaşmasını sağlamak. SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?REBIRTH sistemi, patlamış mısır şekilli hava yastıkları devreye girmeden çok önce çalışmaya başlıyor.
Uçak genelinde yerleştirilen sensörler; irtifa, hız, motor durumu, yön ve pilot tepkilerini izliyor.
Bu sensörler, verileri bir yapay zekâ sistemine aktarıyor. Bu sistem bilgileri analiz ediyor ve olası bir kazanın yaklaşıp yaklaşmadığı belirleniyor. Sistem 3.000 feet ve altındaki yüksekliklerde bu kararı verirse, hava yastıklarını devreye sokuyor.
Pilotların, sistemin devreye girmesini kısa bir süreliğine iptal etme imkânı da bulunuyor, ancak bu sürenin ne kadar olduğu henüz net değil.
Eğer pilot iptal etmezse, uçağın burnundan, gövdesinden ve kuyruğundan dev hava yastıkları açılıyor.
Tüm bunların 2 saniye içinde gerçekleşmesi planlanıyor.

“Akıllı hava yastıkları” olarak adlandırılan bu yastıklar, Kevlar, TPU, Zylon ve STF gibi enerji emici özelliklere sahip katmanlardan oluşuyor. İç kısımları ise Newtonsal olmayan akışkanlar (non-Newtonian fluids) ile güçlendiriliyor; bu sıvılar darbe emilimini daha da artırıyor.
Eğer motorlar hâlâ çalışır durumdaysa, sistem otomatik olarak ters itişi devreye sokuyor. Mühendisler, bu yöntemle çarpışma öncesinde uçağın hızının %8 ila %20 oranında azaltılabileceğini belirtiyor.
Uçak hava yastıklarıyla kaplı hâlde yere indiğinde, sistem otomatik olarak kızılötesi işaret fişeği, GPS koordinatları ve ışıklar gönderiyor; böylece kurtarma ekiplerinin uçağı hızlıca bulması sağlanıyor.
Wasim ve Srinivasan, şimdiye dek sistemlerinin bilgisayar simülasyonlarından umut verici sonuçlar aldıklarını ve 1:12 ölçekli bir prototip ürettiklerini söyledi. İkili, daha büyük çaplı testleri başlatmak için politikacılar, uçak üreticileri ve devlet kurumlarıyla temas kurmaya başladı. Onlara göre REBIRTH, kapsamlı testlere hazır durumda.
FAZLA AĞIR HAVA YASTIKLARI FAYDADAN ÇOK ZARAR GETİREBİLİRHavacılık uzmanı Jeff Edwards ise sistemin uygulanabilirliğini değerlendirmek için daha fazla test verisine ihtiyaç olduğu görüşünde. Edwards, sistemin gerçek etkinliğinin, uçaktaki ağırlığına bağlı olabileceğini belirtiyor.
Her ne kadar hava yastıkları ve ters itiş sistemi çarpma kuvvetini azaltmak için tasarlanmış olsa da, sistem çok ağırsa ve önemli ölçüde ağırlık ve sürtünme ekliyorsa bu avantaj ortadan kalkabilir.
Ayrıca, ticari uçaklar çok büyük ağırlığa sahip, bu nedenle çarpma kuvvetini azaltacak hava yastıklarının gerçekten devasa boyutlarda olması gerekiyor.
Yapay zekâ tabanlı izleme sisteminin etkinliği konusunda da hâlâ bazı belirsizlikler bulunuyor.
Yapay zekâ, uçağın yere yakınlığını tespit edip güvenlik önlemlerini devreye sokabilir, ancak Edwards, havaalanı dışında iniş yaparken dikkate alınması gereken gerçek zamanlı çok sayıda değişkenin de olduğunu söylüyor.
REBIRTH, bugüne kadar önerilen pek çok alışılmadık hava güvenliği fikrinin izinden gidiyor.
Örneğin, bazı küçük çift motorlu uçaklar, motor arızası durumunda güvenli iniş için bütün uçağı kapsayan paraşüt sistemlerine sahip.
2011 yılında NASA tarafından desteklenen bir projede ise yıldırıma, aşırı sıcaklığa ve elektromanyetik parazite karşı dayanıklı olan ve kendi kendini onaran bir kaplama geliştirilmesi amaçlanmıştı. Bu teknoloji, uçağın dış yüzeyine iletken film ve enerji emici köpük kaplamayı ve zarar gördüğünde kendi kendini onarmasını içeriyordu.
ÖDÜL KAZANIRSA, SIRA DIŞI FİKİRLER KULÜBÜNE KATILACAKREBIRTH, 5 Kasım’da açıklanacak James Dyson Ödülü’nü kazanırsa, sıra dışı ve yenilikçi projeler kulübüne katılmış olacak. James Dyson Ödülü'nü kazananlara ise 40.000 dolarlık para ödülü veriliyor.


