22 bin kilometrelik Avrupa metrosu geliyor: Duraklar arasında İstanbul da var!

Danimarkalı düşünce kuruluşu 21st Europe, Avrupa’yı farklı bir şekilde birleştirmek istiyor. Sürdürülebilir hareketliliğe odaklanan proje, vatandaşları Lizbon’dan Kiev’e taşıyacak bir sistem öngörüyor. Starline adı verilen bu ağın 2040 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor. Amaç, Avrupa’nın “parçalı, eşitsiz ve çoğu zaman yavaş” demiryolu altyapısını yeniden tasarlamak ve hava yoluyla rekabet edebilecek ultra hızlı bağlantılar sunmak.

Grup, sınır ötesi ağ için birleşik bir tasarımın kilit önemde olduğunu düşünüyor:
“İstasyonlar kopuk görünüyor, trenlerin tasarımı büyük farklılıklar gösteriyor ve yolculuk neredeyse hiç deneyimin bir parçası olarak görülmüyor” diyorlar. “Japon hızlı trenlerinden İskandinav havaalanlarına kadar diğer ulaşım araçları, hareketliliğin hem işlevsel hem de sembolik olabileceğini kanıtladı.”

Proje, 400 km/saat hıza çıkacak hatlarla destekleniyor.

Projeyi destekleyen veriler
2023’te 8 milyar yolcu hızlı trenle seyahat etti; ancak bunun yalnızca %9’u sınır ötesi yolculuktu.

AB’nin TEN-T planlarıyla 424 büyük şehrin limanlara, havaalanlarına ve demiryollarına bağlanması hedefleniyor.

Kısa mesafeli uçuşların hızlı trenlerle değiştirilmesi emisyonları %95 azaltabilir.

Çin’de her yeni hızlı tren hattı, şehirlerin GSYİH’sına %7,2’ye kadar katkı sağladı.

Demiryolu yük taşımacılığı, karayoluna göre 4 kat daha verimli; ancak günümüzde malların yalnızca %18’i trenle taşınıyor.

Danimarkalı uzmanlara göre gerçek anlamda entegre bir hızlı tren ağı, milyonlarca kişiye istihdam sağlayacak ve Avrupa ekonomisi için büyük bir katalizör olacak. Çin örneğini hatırlatıyorlar: “Yüksek hızlı trenle bağlanan şehirlerde GSYİH %14,2 arttı. Avrupa’da benzer ölçekli bir proje, bölgesel ekonomileri güçlendirebilir ve tek pazarın yalnızca ekonomik değil, fiziksel olarak da tek bir pazar gibi algılanmasını sağlayabilir.”