24 dakika ölü kaldıktan sonra, hayata dönen kadın ezber bozdu: Ne tünel gördüm ne de ışık ama... Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
2024 yılının Şubat ayında ABD'nin Virginia eyaletindeki evinde aniden yere yığılan Lauren Canaday, tam 24 dakika boyunca klinik olarak ölü kaldı.
Eşinin ilk müdahalesi ve sağlık ekiplerinin dört kez elektroşok uygulaması sonrası kalbi yeniden çalıştırılan Canaday, bu inanılmaz deneyimin ardından hayata hasarsız bir şekilde geri döndü ve o 24 dakikada yaşadıklarını tüm dünyayla paylaşıyor.
Lauren Canaday, hastaneye kaldırıldığında Covid testi pozitif çıktı ve kalbinin durmasına neden olan durumun miyokardit (kalp kası iltihabı) olduğu anlaşıldı.
Herkesi hayrete düşüren ise, beyni 24 dakika oksijensiz kalmasına rağmen sadece dokuz gün sonra hiçbir bilişsel hasar olmadan taburcu edilmesiydi.
Peki, yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide neler yaşadı?
"Işık tüneli yoktu, sadece huzurlu bir çözülme vardı"Ölümden dönme deneyimi yaşayan pek çok kişinin aksine Canaday, bilinen "ışık tüneli" veya ruhani varlıklar gibi vizyonlar görmediğini belirtiyor.
Sosyal medyada deneyimini paylaşan kadın, o anları şu sözlerle tanımlıyor:
"Bir tünel ya da ışık görmedim ama hoş bir çözülme hissiyle dolmuştum ve kendimi iyi hissediyordum. Dostane ve huzurlu bir andı. Artık ölümden korkmuyorum."
Önceliklerini tamamen değiştirdiYaşadığı bu sarsıcı deneyim sonrası hayatını "ikinci hayat" olarak tanımlayan Lauren, önceliklerini tamamen değiştirdi.
İşinden ayrılarak "Independence Ave" adında bir kitap yayınladı ve vaktini doğa yürüyüşleri, meditasyon ve sevdiklerine ayırmaya başladı.
Başarı veya statü gibi kavramların önemini yitirdiğini belirten Canaday, yeni yaşam amacını, "Kocamı sevmek ve tanıştığım insanların hayatını kolaylaştırmak için buradayım" diyerek özetliyor.
Lauren Canaday'in vakası, bilimin ve tıbbın sınırlarını zorlayan pek çok soruyu da beraberinde getiriyor.
Kendi kendine canlanma olgusuLauren Canaday'in durumu, bilimsel olarak "Lazarus etkisi" veya "otoresüsitasyon" (kendi kendine canlanma) olarak bilinen nadir bir olguyla açıklanıyor.
Bu terim, öldüğü ilan edilen bir kişinin dakikalar sonra kendiliğinden dolaşımının geri dönmesini ifade eder. Kayıtlara göre 1982-2018 arasında belgelenen 65 vakadan sadece 18'i, Lauren gibi kalıcı hasar yaşamadan hayatta kalabildi.
Kalp durduğunda beynin ve vücudun oksijensiz kalması (anoksi), normalde beyin, böbrek ve sinir sisteminde ağır hasarlara yol açar.
Lauren Canaday'in hiçbir bilişsel hasar olmadan kurtulması, uzmanlar tarafından "tıbbi bir mucize" olarak nitelendiriliyor. Bu durum, özellikle eşinin anında kalp masajına başlamasının ve acil müdahalenin ne kadar hayati olduğunun altını çiziyor.
Dr. Iris Gorfinkel gibi uzmanlar, "beyin ölümü" tanımının bile evrensel olmadığını, bu durumun organ bağışı gibi konularda etik ve tıbbi tartışmalara yol açtığını belirtiyor.
Canaday'in vakası, yaşam ve ölüm arasındaki çizginin ne kadar hassas olduğunu ve modern tıbbın sınırlarını ne denli zorladığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Lauren Canaday, yaşadığı bu deneyimle kimseyi bir dogmaya ikna etmeye çalışmıyor; sadece hikayesini paylaşarak herkesi düşünmeye davet ediyor: "Her günü son gününüz gibi yaşasaydınız, neyi değiştirirdiniz?"


