3. Dünya Savaşı çıkarsa ilk işgal edilecek yer
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Kanarya Adaları biraz da şansıyla geçmişte hiçbir zaman doğrudan çatışmalara karışmamış olsa da, Atlantik’teki konumu her zaman stratejik olarak değerlendirildi. Amerika kıtasından Avrupa ve Afrika’ya ilk kapı olması ve çeşitli ticaret yolları için kilit bir geçiş noktası olması nedeniyle takımadalar geçmişte arzu edilen bir hedef olmuştur. Çin için bile adalar kilit bir yerdir ve Xi Jinping’in Kanarya bölgesine yaptığı ziyaretler endişeye neden oldu.
İkinci Dünya Savaşı’ndan Soğuk Savaş’a kadar Kanarya Adaları, birinci dereceden jeostratejik bir üs olarak görüldü; Avrupa, Afrika ve Amerika’yı bağlayan deniz, hava ve iletişim yollarının kontrolünde paha biçilmez bir değer taşıdı. Bu durum anekdot düzeyinde kalmayıp 20. yüzyılın en etkili güçlerinin askerî, diplomatik ve istihbarat kararlarına etki etti.
İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) sırasında İspanya resmî olarak tarafsız bir konum sürdürdü, ancak coğrafi konumu, özellikle de takımadalarınki, bariz bir stratejik ilgi yarattı.
Hem Nazi Almanyası hem de Birleşik Krallık, Kanarya Adaları’nı Orta Atlantik’i kontrol etmek için deniz ve hava üsleri kurmak adına ayrıcalıklı bir yer olarak gördü; bu bölge deniz operasyonlarının gelişimi, ikmal taşımacılığı ve düşman konvoylarının engellenmesi için kritik bir alandı.
ULPG’nin doktora sonrası araştırmacısı ve Berlin Özgür Üniversitesi misafir araştırmacısı Marta García Cabrera’nın “Uluslararası bir savaş için operasyonel bilgi: Amerikan askerî istihbaratı ve Kanarya Adaları'nın tanımlanması (1941-1945)” adlı çalışmasında açıkladığı gibi, bu dönemde birçok ülke takımadalarda casusluk ve istihbarat ağları kurdu.


