30 Ağustos yok Malazgirt var Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Sevgili okurlarım, memleketin her köşesinden fışkırtılan particilik rezaletleri artık iyice su koyverdi. İşin ilginç yanı bu particilik artık ulusal bayramlarımıza bile sokuşturuldu.
Geçmişi anımsayın, Fetö henüz çökmemişti ve AKP iktidarı döneminde devleti olanca hızıyla yönetmeyi sürdürüyordu.
23 Nisan kutlamaları yapılacaktı. Bunların akıllı kadroları yeni bir keşifte bulundu! 23 Nisan aslında Peygamberimizin doğum günü imiş!..
Ve bunlar ulusal bayramımız olan 23 Nisan kutlamalarını tu kaka ilan ettiler, rafa kaldırdılar ve Peygamberimizin kutlu doğum haftası ilan ettiler. Okullarda yapılan 23 Nisan kutlamaları iptal edildi ve kutlu doğuma dönüştürüldü!
Amaçları bir ulusal bayramımızı daha yok etmek, belleklerden silinmesini sağlamaktı!
Ne zaman ki FETÖ-AKP flörtü son buldu, işte o zaman 23 Nisan kutlamaları zoraki bile olsa yeniden başlatıldı.
★★★
30 Ağustos yaklaşıyor....
Ve onu da çeşitli atraksiyonlarla unutturmak gerekiyor!..Çünkü isteseler de istemeseler de o ulusal bayram da Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini ve imzasını taşıyor.
Bu durumda bir şey yapmaları gerekiyordu!
Düşündüler, AKP-MHP çerçevesinde karar aldılar.
Zafer haftası 26 Ağustos günü başlıyordu. Ama takvimlerinde aynı gün, 1071 yılında Malazgirt meydan savaşı vardı.
Atatürk’ün yerine 954 yıl öncesinin Malazgirt savaşını koydular!
Malazgirt, Van Gölü kıyısındaki Ahlat ilçesine yakındı. Zafer kutlamalarını orada yapmaya karar verdiler. Bu amaçla Ahlat’ta durup dururken görkemli bir ‘Saray’ inşa ettiler. Devletin ve milletin paraları yılın 363 günü boş duran o saraya oluk gibi akıtıldı.
Devreye aynı zamanda Recep Tayyip’in oğlunun başında olduğu Okçular Vakfı sokuldu. Ahlat’da mitingler düzenlendi. Üstelik geçen yıl kabine toplantısını da Ahlat’ta Malazgirt bahanesiyle yaptılar.
Program bu yıl da değişmedi. Kabineleri bugün yine Ahlat’ta toplanacak!
Güler misiniz ağlar mısınız!
★★★
Önümüz 30 Ağustos...
Bakalım bunlar o gün protokol gereği bile olsa Anıtkabir’e gidecek mi? Bu soruyu Ahlat’da sahne alan Recep Tayyip’le birlikte Devlet Bahçeli’ye de soruyorum.
Bunlar bir yanda milliyetçilikten söz eder, öbür yanda ise ulusal bayramlarımızı unutturmak ve milletin belleğinden silmek için ellerinden geleni artlarına koymazlar.
Bu gibileri iyi tanımak ve sahneledikleri oyunları hiç unutmamak gerekir.
Maaş artışları da Recep Tayyip’in elinde!Sevgili okurlarım, şu anda milyonlarca insanımız kendilerine verilecek maaş artışlarını sabırsızlıkla bekliyor.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da son kararı Recep Tayyip verecek.
Onun onayı, emri ve talimatı olmadan herhangi bir karar verilmesi asla söz konusu değil. Siz bakmayın “Kararı hakem heyeti verecek” palavralarına.
Hiç ilgisi yok.
Varsayalım kararı Hakem Heyeti verecek...Peki kimlerden oluşuyor bu Kurul?
Çoğunluk her zaman olduğu gibi yine Tayyip’in emrindeki bürokratlardan. Onlar devlet memuru, verilecek emri uygulamakla görevli.
Bugün bir kez daha toplanacaklar ve kendilerine hükümet tarafından el altından iletilen zam miktarını uygun görecekler!..
Ve iş böylece bitecek.
Sonra bir takım eleştiriler yapılacak, belki sokaklarda falan bazı gösteriler düzenlenecek ama sonuç değişmeyecek.
Sonra hükümetten açıklama gelecek...
“Bir kalkınma hamlesi içindeyiz. Biraz sabırlı olalım! Memurlara ve emeklilere verilecek zamlar önümüzdeki yıllarda inşallah daha da artacak, hayat pahalılığı yok edilecek ve içinde bulunduğumuz Türkiye yüzyılı herkese refah getirecektir!”
★★★
Hakem Heyetini falan bırakın bir yana...
Ancak şu bizim meşhur Saray’da ikamet etmekte olanların sadece dünyadan değil fiyatlardan da haberi yok.
Karpuzun artık dilimle, şeftalinin, limonun taneyle satıldığı ortamı onlar bilmezler çünkü her biri krallar gibi yaşıyor. Onların geçim derdi yok. Keyifleri gıcır.
Amaçları verilmesi yasal açıdan zorunlu olan zamları mümkün olduğunca düşük tutup bir yıl daha kazanmak. Seneye Allah kerim!
Onlar şimdi Ahlat Sarayında Malazgirt zaferini kutluyor, toplama kalabıklara mitingler düzenletip nutuk atıyor...
Ve işin ilginç yanı, bu gibi rezaletlere her gün tanık olan milyonlarca memur ve emeklimizden bazıları bunlara hâlâ ve ısrarla oy vermeye devam ediyor!
Kime ne demeli. ,


