41 yıla sığan asırlık ömür: Enver Paşa
Trthaber kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
41 yıllık ömrüne büyük savaşlar, büyük idealler ve bir şehadet sığdırdı...
Asıl adı İsmail Enver olan ve İstanbul Divan yolunda doğan Enver Paşa, Manastırlı Surre Emini Ahmet Bey ile Ayşe Hanım’ın oğlu olarak 1881 yılında dünyaya geldi.
Enver Paşa, 41 yıla sığdırdığı mücadeleyle, bir milletin kaderini omuzlamış, yüzyıllık idealleri yüreğinde taşımış bir vatan sevdalısıydı.
33 yaşında Harbiye Nazırı oldu28 yaşında Osmanlı Devleti’nin Berlin Askerî Ataşesi oldu. 30 yaşında Mısır, Bingazi ve Tobruk’ta Arap liderlerle temaslarda bulundu. Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı direnişi örgütledi.
32 yaşında Edirne’ye giren ilk Osmanlı kuvvetlerinin başında yer alan Enver Paşa, "Edirne Kahramanı" olarak anıldı.
[Çizim: TRT Haber/ Nursel Cobuloğlu Çoban]
Henüz 33 yaşındayken hem Harbiye Nazırı oldu hem de Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini üstlenn Enver Paşa, 37 yaşındayken 1918’de Kafkas İslam Ordusu’nu kurdu.
41 yaşında ise şehit oldu...
Dualarında her zaman vatanı, milleti vardıAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zakir Avşar ve Doç. Dr. Alper Alp, Türk tarihine adını vatan sevgisiyle yazdıran Enver Paşa'yı TRT Haber'e anlattı.
Prof. Dr. Zakir Avşar, Enver Paşa için "atak, cevval, çalışkan, bilgili, vatanperver" ifadelerini kullandı.
"Enver Paşa, askerlik mesleğini severek ve bilinçli bir şekilde seçmiş birisi." diyen Doç. Dr. Alper Alp, Enver Paşa'nın her zamanettiği duasını anlattı:
"Allah her zaman vatanımıza, milletimize, devletimize güzel hizmetler yapmayı nasip etsin."
Enver Paşa
"Enver Paşa cephede bile namazını kılıyor, Kur'an-ı Kerim'i okuyordu"Prof. Dr. Avşar, Enver Paşa'nın hem bilgili hem de çok inançlı bir insan olduğunun altını çizdi:
"Enver Paşa cephede bile namazını kılıyor, Kur'an-ı Kerim'i okuyordu. Muazzez bir hayat yaşayan Enver Paşa, namuslu bir insan olarak yaşadı ve öldü."
Berlin’deki Askeri Ataşeliği döneminde Alman bürokratlar ile yakın ilişkiler kuran ve Osmanlı-Alman ilişkilerinin gelişmesi için çaba harcayan Enver Paşa, Almanya’nın Balkan Savaşları esnasındaki Osmanlı politikalarından memnun değildi.
İttihat ve Terakki’nin fiili gücü sayesinde genç yaşta, 3 Ocak 1914’te Mirliva rütbesine yükselen Enver Paşa, aynı tarihte Ahmet İzzet Paşa’nın yerine Harbiye Nazırı oldu. Henüz 33 yaşında genç, enerji dolu, orduda kahraman olarak bilinen bir yeteneğin Harbiye Nazırı olması, Osmanlı Devleti’nin genç entelektüellerini, Osmanlı Devleti’nin kurtuluşu konusunda ümitlendirdi.
Enver Paşa'nın Makedonya’da çetelere, Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı ve 1908 Meşrutiyeti için göstermiş olduğu cesur çabaları, genç subayları etkiledi.
[Mustafa Kemal Atatürk (solda) ve Enver Paşa (sağda) Kızılay Heyeti ile Derne'de.]
Harbiye Nazırı olduktan hemen sonra 8 Ocak 1914 tarihinde Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini de üstlenen Enver Paşa, ilk iş olarak Osmanlı ordusunun yeniden düzenlenmesi için çalıştı.
Naciye Sultan ile evlendi, Osmanlı sarayına damat oldu
Enver Paşa, 5 Mart 1914 tarihinde Sultan Abdülmecid’in torunu ve Şehzade Süleyman Efendi’nin kızı Naciye Sultan ile evlendi ve Osmanlı sarayına damat oldu.
Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’na fiilen girdikten hemen sonra Harbiye Nazırı Enver Paşa, aynı zamanda Osmanlı III. Ordu Komutanı olarak Sarıkamış Kuşatma Harekatını yürüttü.
Enver Paşa’nın bizzat kendisinin de belirttiği gibi burada ordu sadece düşmana karşı değil “havanın ve yerin” gösterdiği muhalefete karşı da mücadele etmek zorunda kaldı.
Enver Paşa Almanya'nın Osmanlı topraklarına ilişkin projelerinden rahatsız olduBalkan Savaşları esnasında ve sonrasında Almanya’nın “Osmanlı topraklarını paylaşma projelerine ortak olma politikası” takip etmesi Enver Paşa'yı rahatsız etmişti.
Enver Paşa, Rusya’daki Bolşevik İhtilali’nden sonra Kafkasya’da ortaya çıkan Osmanlı- Alman çıkar çatışmasında hiçbir şekilde taviz vermek istemiyordu. Çünkü Kafkasya hem Turan’a giden yoldu hem de Türkler yaşıyordu.
Azerbaycan Enver Paşa'dan yardım istediAzerbaycan lideri Mehmet Emin Resulzade, Haziran 1918'de Enver Paşa'ya müracaat ederek yardım istedi.
Mehmet Emin Resulzade Enver Paşa'ya, "Bizim ordumuz yok, bizim gücümüz yok biz kendimizi koruyamayız. Bakü'de Bolşevik Sovyetler var onları temsil eden Ermeniler var ve Bakü'ye İngilizler girdi. Hatta Gürcüleri de Almanlar destekliyor. Bizi kim destekleyecek" dediğinde Enver Paşa derhal bölgede bir yeni ordu kurulmasını emretti.
Almanya ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması'nda bir kural var. Almanya ile Osmanlı orduları kendi sınırlarının dışına çıkmayacak. Yani Osmanlı Devleti öyle bir ordu kurmalı ki bu ordu Osmanlı ordusu olmalı ama Osmanlı ordusu gibi de görünmemeli. İşte o nedenle ordunun adı Kafkas İslam Ordusu olarak belirlendi ve sanki Azerbaycan Türkleri bu orduyu kuruyormuş gibi bir görüntü verildi.
"Kafkas İslam Ordusu Müslüman katliamının Kafkaslar'da önüne geçti"Enver Paşa kardeşi Nuri Paşa'yı ordunun komutanı yaptı. Nuri Paşa komutasındaki Filistin'deki 3. Piyade Birliği hemen bölgeye kaydırıldı. Nuri Paşa Gence'ye bu birliklerle girdi.
Prof. Dr. Zakir Avşar, Kafkas İslam Ordusu'nun tarihi bir vazife gördüğüne işaret etti:
"Silahların dağıtıldığı, ordularımızın dağıtıldığı bir süreç içerisinde bu kişiler Osmanlı Ordusu'ndan istifa ettirilerek, o vazifeyi üstlendi. Bakü'nün kurtuluşunu beraberinde getiren bu kahraman ordu, Müslüman katliamının Kafkaslar'da önüne geçti. Onun için bu ordu büyük ve önemli bir ordu."
Osmanlı Devleti, temmuz-ağustos ayları boyunca Almanya'yı bunun bir Osmanlı Ordusu olmadığına ikna etmek için diplomatik girişimlerde bulundu. Bu arada Almanya ile Sovyet Rusya yakınlaşması söz konusuydu.
Osmanlı Almanların Bakü'ye girmesine seyirci kalamazdıOsmanlı Devletinin bu olanbiteni seyretmesi söz konusu olamazdı.
Nuri Paşa Gence'de karargahını kurdu ve ardından beşinci Kafkas Tümeni olarak anılan 5. Osmanlı Tümeni bölgeye kaydırıldı. Bu askerlerin, Azerbaycan askeri olduğu söylendi ve kanıtlandı. Kafkas İslam Ordusu içersinde yer aldılar. Temmuz sonunda hazırlıklar tamamlanmasına rağmen Almanya'yı ikna etme çabaları sebebiyle harekatın başlatılması biraz zaman aldı. Almanya'ya razı eden konu ise İngiltere'nin Bakü'ye girmesi oldu.
İngiltere'nin Bakü'ye girmesiyle Kafkas İslam Ordusu'nun harekatına ses çıkaramayan Almanlar, harekatta yer almak istedi ve bir birliğini yola çıkardı.
Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı'nda ittifakı olan Almanya'ya karşı Azerbaycan Türklerinin yanında oldu.
Enver Paşa’nın kurduğu Kafkas İslam Ordusu, Almanların Azerbaycan'a girmesine izin vermedi. Almanların geçeceği yollar köprüler tahrip edildi ve Almanlar gelene kadar Türk ordusu Bakü'de Harekat başlattı.
"Devlet halinde Azerbaycan'ın ortaya çıkmasında Enver Paşa'nın da merkezi rolü var"Gence, Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir’i Bolşevik ve Ermenilerden temizleyen ordu, 30 saatlik muharebeden sonra Bakü’yü özgürlüğüne kavuşturdu.
"Bir bütün devlet halinde Azerbaycan'ın ortaya çıkması, bir ideal olarak, tarihi miras olarak kalması da Kafkas İslam Ordusu'nun önemli başarılarından birisi. Bu başarıda da Enver Paşa'nın merkezi rolü var."
Doç. Dr. Alper Alp
Bolşeviklerin Kafkasya üzerinde söz sahibi olmaya başlamasıyla birlikte, Enver Paşa önce Moskova’ya oradan da Bolşevikler ile anlaşarak Güney Kafkasya’ya geçmek istedi.
Enver Paşa Berlin’den Moskova’ya gidebilmek için Nisan 1919 ile Ağustos 1920 tarihleri arasından tam dört defa yola çıktı, her defasında engellerle karşılaştı ve ancak dördüncü denemesinde Moskova’ya ulaşabildi. Moskova’dan, Bolşevik ihtilalciler olan Radek ve Zinovyev ile Bakü’ye geçen Enver Paşa, burada Birinci Doğu Halkları Kurultayı’na katıldı.
.jpg)
Enver Paşa, Teşkilat-ı Mahsusa’nın eski liderlerinden Kuşcubaşı Hacı Sami ve bir kısım eski ittihatçılarla birlikte Bakü’den Buhara’ya geçti. Amacı Türkistan bağımsızlık hareketini yürüten Basmacılara destek vermekti. Bu amacına ulaşmak için Rus Bolşeviklerle mücadeleye girdi.
Varlığını Türkistan Türklerinin bağımsızlığına ve birliğine armağan eden Enver Paşa, Abıderya Köyü yakınlarındaki Çegan Tepesi’nde Kurban Bayramı'nın birinci gününde 4 Ağustos 1922'de Ruslar tarafından şehit edildi...
Namaz için kalkmıştı, kalbinden vurularak şehit edildi...Prof. Dr. Zakir Avşar, Enver Paşa'nın şehadetini şu sözlerle anlattı:
Enver Paşa ve arkadaşları namaz için kalkıyorlar fakat Bolşevik ordusunun yaklaştığını görüyorlar. Enver Paşa yanındaki muhafızlarıyla birlikte bu orduya karşı büyük bir huruç hareketine giriyor ve o esnada da şehit oluyor. Paşanın Kalbinden vurulduğu ifade ediliyor...
Prof. Dr. Zakir Avşar
Enver Paşa, şehadetinin ardından Türkistan’dan ve Rusya’nın diğer bölgelerinden gelen on binlerce insanın iştirakiyle Çegan Tepesi’ne defnedildi. Enver Paşa’nın mezarı Türkistan Türkleri tarafından her vesileyle ziyaret edilmeye başlandı.
(24).jpg)
Doç Dr. Alper Alp, "Enver Paşa yine bildiğiniz üzere kahramanca bir mücadeleyle burada da o kahramanlık ruhunu, asil ruhunu gösterdi ve burada şehit oldu." dedi.
Naaşı 1996'da Abıderya'dan Abide-i Hürriyet Tepesi'ne getirildiEnver Paşa’nın naaşı 3 Ağustos 1996 tarihinde Tacikistan’dan Türkiye’ye getirilerek bir gün sonra Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in katıldığı birinci sınıf askeri törenle Abide-i Hürriyet Tepesi’nde Mahmut Şevket Paşa, Talat Paşa ve Bahattin Şakir gibi eski mücadele arkadaşlarının yanında toprağa verildi.

Enver Paşa’nın şehit olduğu yerde, Türkistan coğrafyasında, İslam coğrafyasında ve Balkanlar'da çocuklara Enver adının verilmesi oldukça yaygın.
Doç. Dr. Alper Alp, vatansever bir kahraman Enver Paşa'nın adının verilmesinin bir idealin gerçekleşmesinin ümidi olduğunun altını çizdi:
"Hürriyet kahramanı olması onun, Rusya Türkleri arasında, diğer İslam dünyasında, İran'da, diğer ülkelerde, bu gençlik cereyanında büyük bir kahraman olarak kabul edilmesini sağladı. Jön Türkler, Genç Türkler, Genç Buharalılar gibi farklı Osmanlı Devleti'ndeki bu ittihatçılara özenen çevreler de oluştu. Enver Paşa'nın posterleri hürriyet kahramanı olarak basıldı. Çarlık basınında Türk veya Rusya Müslümanları basınının matbaalarında, gazetelerinde bu yönüyle çok işlendi. Dolayısıyla bu vatansever ve Osmanlı Devleti için bu mücadeleleri veren bir kahraman olduğundan, hürriyet aşığı olan Türk milletinin yeni nesillerine bu isim, bu ideallerin gerçekleşmesi ümidiyle konuluyor."
"Enver ismi sadece Türkistan ile sınırlı değil İslam coğrafyasının her tarafında var"Prof. Dr. Zakir Avşar, Enver isminin sadece Türkistan ile sınırlı olmadığını İslam coğrafyasının her tarafında var olduğuna işaret etti.
"Türkistan'da Enver adı verilmesi özellikle Balkanlar'daki kahramanlığından dolayı başladı. Bu 1916'lara tesadüf ediyor. Mustafa Çokay'ın çıkardığı Yaş Türkistan yani Genç Türkistan dergisinde bu bilgileri görüyoruz. Orada Enver Paşa'nın mücadelesini anlatırken Türkistan'daki bu Enver isminin yaygın olmasına değiniyor. Halifenin adını, padişahın adını kimse bilmezken herkes Enver'in adını biliyordu. Keza Enver Paşa'nın yine orada Basmacı hareketiyle birlikte olması, orada şehit düşmesi de elbette ki Enver isminin yaygınlaşmasını beraberinde getirdi. Ama Enver ismine baktığınız zaman sadece Türkistan ile sınırlı falan değil, İslam coğrafyasının her tarafında var. İttihatçıların etkisini söylemek gerekirse; Mısır'da Cemal Abdümnasır, Enver Sedat var. Bunlar tesadüfen ortaya çıkmış hadiseler değil."

Türkistan bozkırlarında, elinde silahı, dilinde duası, gözlerinde Türk’ün istiklaliyle şehadete yürüyen Enver Paşa orada, yabancı bir dağ yamacında değil, büyük bir ülkünün kalbinde ebedileşti.
Sadece bir asker değildi Enver Paşa, 41 yıla bir asrı sığdırdı ve ardında sadece bir isim değil, hala diri kalan bir ülkü bıraktı.
Erdal Demirhan
Kurgu
Nursel Cobuloğlu Çoban
Çizim


