500. Yıl Vakfı amacını unuttu mu! Hüseyin Likoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Siyonist terör örgütü İsrail, dünyayı büyük bir felakete sürüklemeye devam ediyor. İslam dünyasının kalbine hançer gibi saplanan bu terör devletinin kurulduğu günden beri bölgeden kan ve gözyaşı eksik olmuyor.
7 Ekim 2023’ten bu yana her gün Gazze’de, Filistin’in diğer şehirlerinde, özellikle çocuk ve kadınları hedef alan katliamlar gerçekleştiren Siyonist terör örgütü, son olarak küresel çapta büyük sonuçları olacak İran’a yönelik savaş başlattı.
Son 1000 yıllık dünya tarihine baktığımızda Yahudilerin merkezde olduğu çok büyük olayların olduğunu görürüz. Özellikle Avrupa tarihi Yahudiler ile her mezhepten Hristiyanların çatışma olaylarıyla dolu. İnsanlık tarihi açısından da ibretlik hadiseler yasanmış, bu iki medeniyet arasında.
Roma İmparatorluğu döneminde başlayıp, 1096’da 1. Haçlı Seferi’nde Almanlar ile Yahudiler arasında devam eden çatışmalar İngiltere, Fransa ve İspanya örnekleriyle zirveye çıktı. Yahudilerin Batı’da huzur içerisinde yaşadıkları tek devlet ve dönem, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’da hakimiyeti başlayan dönemdir.
EVANJELİKLERLE İŞ BİRLİĞİ YAPAN YAHUDİLER DÜNYADA HUZUR BIRAKMADI
İspanya’dan kovulan Yahudilere II. Bayezid, Osmanlı devletinin kapılarını açtı. Bu sayede Avrupa’nın muhtelif ülkelerinde haksızlığa uğrayan Yahudiler, sığınacakları güvenli topraklar buldu. Osmanlı topraklarında yaşayan Yahudiler ile Müslümanlar arasında yıllarca hiçbir gerilim yaşanmadı.
Emperyalist devletler Osmanlı’yı zayıflattıkça, Yahudilerin içindeki Siyonistler, kendilerine sahip çıkan devlete karşı, özellikle Evanjelik sapkınlarla iş birliği halinde gizli saldırılara geçti. Filistin topraklarına yerleşme hedeflerine, emperyalistlerle yaptıkları iş birliği neticesinde 1. Dünya Savaşı sonrasında ulaştılar. O günden beri bölgede huzur kalmadı, kan ve gözyaşı dinmiyor.
Osmanlı devletinin Yahudileri Avrupalıların saldırılarından kurtarması dolayısıyla Türkiye’de yaşayan Yahudi cemaati, 1992 yılında 500. yıl dolayısıyla bir vakıf kurdu. Vakfın kuruluş amacında şu ifadeler yer alıyor: “Türklerin devlet ve toplum olarak üstün insanlık vasıflarını her türlü olanaktan yararlanarak tüm dünyaya tanıtmak, din ve vicdan hürriyetlerini korumak için bağnazlık ortamından kaçarak Türk toprağını vatan seçen Musevilere kucak açan Türk Milleti’nin insancıl yaklaşımını en geniş şekilde yurt içinde ve yurt dışına duyurmak ve Musevi yurttaşlarımızın şükran ifadelerinin açıklanmasına yardımcı olmak... tır.”
NETANYAHU ZALİMİNE “DUR” DEMEK ÖNCELİKLE YAHUDİLERİN GÖREVİDİR!
Bir dönem 500. Yıl Vakfı Başkanlığı yapan Silvyo Ovadya, bir demecinde İspanya’dan kovulan Yahudilere kapılarını açan Osmanlı için şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Padişah II. Bayezid'in çabalarıyla, gemi göndermesiyle ciddi sayıda Yahudi, Osmanlı'ya gelmiştir. Bazıları Kuzey Afrika'ya giderken, Portekiz'den sonra özellikle Maranos dediğimiz gizli olarak Yahudiliğini sürdüren ve Hristiyan görünümünde olanlar da ağırlıklı olarak Hollanda'ya gitmiştir. Sonraları Osmanlı'ya gelmişlerdir çünkü hiçbir Hristiyan ülkesi Osmanlılar kadar Yahudilere dini özgürlüklerini vermemişlerdir, en geniş dini özgürlük Osmanlı'da olmuştur. Kültürel olarak belki çok ileriye gitmemişlerdir ama dini özgürlüklerini hep yaşamışlardır.”
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük insan kasabı, soykırımın bir numaralı sorumlusu terör devleti İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Bazıları benimle aynı fikirde olmasa da Osmanlı İmparatorluğu'nun yakın zamanda geri döneceğini düşünmüyorum, dönmeyecek" ifadelerini kullandı.
Bu iadeler karşısında suskun Yahudilere soruyorum: “500. Yıl Vakfı’nın kuruluş amacını mı unuttunuz?.. Niye bu katile gereken cevabı vermiyorsunuz?” Dünyayı felakete sürükleyen ve Gazze’de 600 gündür katliam yapan Netanyahu zalimine “Dur” demek öncelikle Yahudilerin görevidir. Susan herkes zulmün ortağıdır.


