Bitti sanırsak ülke biter Hüseyin Likoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün en büyük ihaneti 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. Yarım asırlık bir ihanet şebekesi şüphesiz 9 yılda etkisiz hale getirilemez. Yarım asır sadece örgütün geçmişi. Bu ihanet şebekesinin çok daha öncesi var...
Osmanlı Devleti’ni yıkılışa sürükleyen tüm ihanet merkezlerinin kokteylidir FETÖ.
1800’lerin başında başlayan sinsi sızma hareketlerinin neticesidir FETÖ.
Haçlıların silahla yapamadığını misyonerlik yöntemiyle yapmaya yeltenmesinin neticesidir FETÖ.
Eğitim yoluyla ihtiyaç duyulan alanlara sızan misyonerlerin yardımcı unsurudur FETÖ.
Türkiye düşmanı tüm istihbarat teşkilatlarına insan yetiştiren merkezdir FETÖ.
Yerli ve milli olan her şeyi yok etme dürtüsüyle hareket eden mahfillerin aklıdır FETÖ.
Dini hassasiyetleri taşır gibi görünürken, İslam’ın en büyük düşmanıdır FETÖ.
Her kılığa girip, ülke düşmanlarına istihbarat sağlamanın kimliksizidir FETÖ.
Fetullahçı Terör Örgütü’nü tarif etmek için kelimelerin yetersiz kaldığı bir örgüttür FETÖ.
FETÖ TEHLİKESİNİ ANLAMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER!
Örgütü anlamak için şu üç noktaya dikkatle eğilmek gerekir:
-Fetullahçı Terör Örgütü, insan yetiştirip kamuya yerleştirme tezi üzerine kuruldu. Pensilvanya’daki elebaşı, 60’lı yıllarda tanıştığı ve ilişki kurduğu karanlık yapıların emelleri doğrultusunda ilk olarak 1976 yılının ortalarında Türkiye Öğretmenler Vakfı’nı kurdu. Öğretmenlik, Fetullahçı Terör Örgütü’nün ana yapı taşıdır.
-İkincisi, 1986 yılında patlak veren askeri okullardaki soru çalma hadisesi ve soruşturması. Bir örgüt soru çalmaya karar verdiyse, öğrencileri hazır hale getirmiş demektir. Dolayısıyla 1986 yılında yakalanan öğrencilerin ne zamandan beri hazırlandığına bakmak lazım. Bu durumda 1980 darbesinden hemen sonra çalınacak sorular için öğrenci yetiştirilmeye başlandığını görmemiz lazım.
1986 yılında yapılan soruşturmanın kimler tarafından nasıl kapatıldığını ve pişmanlık göstererek, sistemde kalan o zamanın askeri öğrencilerinin neticesini iyi araştırmak lazım. Bu konuda bir araştırma yapılmış, ancak çok az askerle ilgili tespitlere varılmış. Oysa 15 Temmuz ihanetinin ana iskeletini 1986 yılındaki soruşturmada adı geçen askerler oluşturdu. Kurumsal taassup kriptolar için büyük bir saklanma haline dönüştü.
Aynı şekilde Emniyet’te de böyle bir durum söz konusu. 1991 yılında polis okulu ile ilgili yapılan bir soruşturmada önemli neticeler elde edilmiş. Lakin sonuç yine birileri tarafından örtbas edilmiş. Yine 91 soruşturmasında adı geçen çok sayıda isim 17-25 Aralık ihanet sürecinde karşımıza 1. sınıf emniyet müdürü olarak çıktı.
FETÖ ANADOLU İNSANININ GÖZÜNDE NASIL MUTEBER KILINDI!
Her iki soruşturmanın raporlanma bölümünde ise tarihi bir hata ya da büyük bir kasıt var. Hem askeri öğrenciler soruşturmasında hem de polis okulu soruşturmasında Fetullah Gülen ve örgütü dindar gösterildi. Bu öylesine büyük bir hataydı ki, bu sayede Anadolu insanının gözünde Fetullah Gülen muteber bir insan olarak lanse edildi. Zaten din konusunda despot olan devlete karşı mesafeli duran Müslümanlar, Fetullah Gülen’in müesseselerine çocuklarını gönüllü göndermekte beis görmedi. Dinle problemi olanlar, dindar ailelerin çocuklarını kasıtlı bir şekilde FETÖ’ye yönlendirdi.
-Üçüncüsü, 28 Şubat süreci. Fetullahçı Terör Örgütü’nün ülkemizin büyük felakete sürüklendiği 1990’lı yıllar açısından çok iyi irdelenmesi gerektiği en temel hareket noktası olmalı. 1990’lardaki bütün karanlık eylemlerin bir numaralı sorumlusunun FETÖ olduğunu kabullenmemiz lazım.
Uğur Mumcu cinayeti, Turgut Özal’ın ölümü, Sivas olayları başta olmak üzere, karanlık yılların bir numaralı aktörü FETÖ’ydü. Ve tabii siyasi olayları unutmamamız lazım. Fetullah Gülen’in Necmettin Erbakan’a düşmanlığını artık bilmeyen yok. Düşmanlığının ana nedenini ise tıpkı laikçi yobazlar gibi, Erbakan’ın dindarlığının olduğunu da bilmeyen yok.
FETÖ 28 ŞUBAT’IN EN BÜYÜK ORTAĞI
Bu yüzden Fetullah Gülen, 1995 seçimlerinde 1. parti çıkan Refah Partisi’nin hükümette yer almaması için gizli-açık siyasi ziyaretlerde bulundu. Seçimden hemen sonra Refah’ın hükümette yer alamamasında örgütün önemli katkısı oldu.
‘Refah’sız hükümet tutmayınca da bu kez Refah-Yol hükümetine en büyük saldırılar, Fetullahçı örgütten geldi. Fetullah Gülen, televizyon televizyon dolaşıp, 28 Şubat’ın darbeci generallerine övgüler dizerken, Erbakan’a “Bırak git!” çağrıları yapıyor. Bütün bunları hatırlatıyorum çünkü 28 Şubat’taki FETÖ etkisini anlamadan 15 Temmuz ihanetinin perdesini aralamayız.
Devletin müfredatını okutan ve devletin öğretmenlerinin ders verdiği imam hatipler kapatılırken, Müslüman aileler, çocuklarını Fetullah’ın okullarına gönderme mecburiyetinde bırakıldı. FETÖ 28 Şubat’ın en büyük ortağıdır.
Aynı şekilde 2002’den sonra AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından yaşanan bazı karanlık olaylarda da FETÖ’yü mutlaka aramak gerekir. Hrant Dink’in öldürülmesi, Danıştay Cinayeti, 27 Nisan Muhtırası, Cumhuriyet Mitingleri gibi... Zaten Deniz Baykal’a Kaset Kumpası, 7 Şubat MİT Krizi ve Gezi Kalkışmasının FETÖ’nün eseri olduğunu hepimiz biliyoruz.
FETÖ elebaşı 1 yıl önce öldü, buna rağmen örgüt faaliyetlerine devam ediyor.
İpleri uluslararası istihbarat servislerinin elinde. Devletin kılcal damarlarına kadar sızan tehlikeli bu yapının tehdidi devam ediyor.
15 TEMMUZ’U YAPTIRAN AKIL İHANETİNDEN VAZGEÇMEDİ!
FETÖ'yü hâlâ tehlikeli kılan şey, örgütün devlet içindeki ve dışındaki uyuyan hücreleri.
Bugün bile kritik kurumlarda, yargıda, emniyette, orduda ve diğer alanlarda gizlenmiş, fırsat kollayan FETÖ'cü unsurlar var.
Ayrıca, örgütün finansal kaynakları ve uluslararası bağlantıları devam ediyor.
Örgüt bir merkezden yönetiliyor. Farklı ülkelerdeki istihbarat örgütleri, bazı siyasi yapılar ve finans kuruluşlarının bulunduğu uluslararası bir ağa sahip. FETÖ'nün yeniden yapılandırılma gayretleri sözünü ettiğim uluslararası ağ üzerinden yürütülüyor.
Bu hainler, Türkiye'nin düşmanı olan her ülkeyle, her örgütle, her toplulukla iş birliği yapıyor.
15 Temmuz’u yaptıran akıl ihanetinden vazgeçmedi. 16 Temmuz’da yeni ihanet planlarını uygulamaya koydu. Son zamanlarda çıkarılmak istenen sokak olaylarının ardında da FETÖ'nün ve ipini elinde bulunduran istihbarat örgütlerinin parmağı var.
15 Temmuz hain darbe girişimiyle ülkemizi işgal etmeye kalkan bu alçak örgüt devletin kurumlarına sızmaya çalışma, kamuoyunu manipüle etme, uluslararası alanda Türkiye'yi karalama gibi çeşitli yöntemlerle faaliyetlerini sürdürüyor.
FETÖ beynelmilel bir örgüt. Türkiye karşıtlığında aldığı görevi hiçbir zaman bırakmayacak. Kılıktan kılığa, şekilden şekle girerek ihanetini sürdürecek. FETÖ’nün bittiğini düşündüğümüz anda ülke biter. İhanetin üzerinden 9 yıl geçti, 10. yıla daha az FETÖ tehdidiyle girmemiz için kimsenin gözünün yaşına bakmadan çok çetin bir mücadele yürütmemiz gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın FETÖ ile mücadele için dile getirdiği şu ifade çok önemli: “Acırsak acınacak hale geliriz.” Unutmayalım ki, en sofistike, en profesyonel ve en tehlikelileri hâlâ kripto olarak sistemde…


