63 yılın en büyük krizi! Cezayir Fransa ya ateş püskürüyor
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Fransa ile Cezayir arasındaki diplomatik ilişkiler, Batı Sahra anlaşmazlığı, karşılıklı tutuklamalar ve vizelere yönelik kısıtlamalar nedeniyle 1962’den bu yana yaşanan en büyük kriz noktasına ulaştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2024’te Batı Sahra konusunda Fas’ın egemenlik planına dolaylı destek vermesi, Cezayir’de öfkeye yol açarak ilişkileri sertleştirdi. Kriz, Cezayir’in Fransız kökenli yazar Boualem Sansal ile gazeteci Christophe Gleizes’i tutuklayarak sırasıyla beş ve yedi yıl hapis cezasına çarptırmasıyla derinleşti. Paris yönetiminin Ağustos 2025’te Cezayirli diplomatlara yönelik vize kısıtlaması kararı alması ve Schengen ortaklarına yeni tedbirleri bildirmesi ipleri kopma noktasına taşıdı. Karşılıklı olarak diplomatların sınır dışı edilmesiyle kriz tam bir çıkmaza girmiş durumda. Uzmanlar Cezayir ve tüm Kuzey Afrika'da Fransa'ya karşı öfkenin büyüdüğünü ifade ediyorlar.

Cezayirli diplomatların Fransa'ya girişlerde “normal vatandaşlar gibi vize almak zorunda kalmaları” ülkede büyük bir aşağılanma olarak algılanıyor. Bölge kaynaklarına göre Cezayir bu durumu “onur kırıcı” olarak değerlendiriyor. Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun Schengen ortaklarını da yeni kısıtlamalar konusunda bilgilendirmesi, Cezayirli bir diplomatın tatil için gittiği İspanya’ya girişinin engellenmesine yol açtı. Bu adımlar, karşılıklı misillemelerle sonuçlanarak iki ülke arasındaki güven krizini büyüttü.
KUZEY AFRİKA ÖFKELİCezayir’in 8 yıl süren bağımsızlık savaşı, iki ülke arasındaki ilişkilerin en belirleyici faktörü olmaya devam ediyor. Bölge uzmanlarına göre Cezayir’in dış politikası “anti-kolonyal mücadele ve devlet güvenliğini koruma refleksi” üzerine kurulu. Bağımsızlık sonrası dönemde Cezayir, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Batı Sahra’daki Polisario Cephesi gibi hareketlere ev sahipliği yaparak anti-emperyalist mücadelenin Kuzey Afrika'daki merkezi haline de geldi. Fransa ise, 1970’lerden itibaren Cezayir’in Fransız şirketlerini millileştirmesi ve Paris’in 2000’lerde sömürgeciliğin “olumlu yanlarını” öğreten yasalar çıkarmasıyla gerilimi artırdı. Cezayirli tarihçilere göre yaşananlar tüm Kuzey Afrika'daki anti-kolonyal öfkeyi de ayağa kaldırmış durumda.
Krizin odak noktalarından birisi de Batı Sahra. Batı Sahra, 1975’te İspanya’nın çekilmesinden sonra Fas tarafından ilhak edildi. Cezayir’in ayrılıkçı Polisario’ya verdiği destek, 50 yılı aşkın süredir Rabat ile ilişkilerin temel çatışma noktası oldu. Paris, uzun yıllar iki taraf arasında denge gözetmeye çalıştı. Ancak Macron’un Rabat’a yakın duran son adımı, Cezayir’de “ihanet” olarak algılandı ve krizin patlak vermesinde de belirleyici rol oynadı. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, Paris’in kararını sert biçimde protesto ediyor. Fransız akademisyenler ise Macron’un Fransız aşırı sağına karşı kendi konumunu güçlü kılmak için Cezayir’i hedef aldığını savunuyor.

İki ülke arasında 2017’de Macron’un “Fransa'nın Afrika'da gerçekleştirdiği insanlığa karşı suçlar” çıkışıyla başlayan umutlu dönem ise çok kısa sürdü. Cezayir basınındaki analizlere göre gelinen noktada, karşılıklı suçlamalar ilişkileri donma noktasına getirmiş durumda. Paris, diplomatları sınır dışı etmeyi ve vizeleri kısıtlamayı sürdürürken, Cezayir de Fransız şirketlerine baskıyı artırıyor. Cezayir basınında ise halk nezdinde Fransa'ya karşı büyüyen tepki dikkat çekiyor. Cezayirli uzmanlara göre Kuzey Afrika'da yalnızca Fransa değil İtalya'ya karşı da kolonyal ve emperyalist geçmişe yönelik öfke giderek büyüyor.
Kaynak: Web Özel


