96 yaşında ve 4 yıl öncesine kadar göz ameliyatı yapıyordu! Ünlü doktor sağlıklı ve uzun ömrünün 3 sırrını anlattı
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Dr. Ira Eliasoph göz doktorluğunu bıraktığında 92 yaşındaydı ancak kendini işine devam edebilecek kadar enerjik hissediyordu.
Bugün 96 yaşında olan Eliasoph, Business Insider'a yaptığı açıklamada, "Çalışmayı bırakmamın nedeni kendimi zayıf hissetmem değildi. Halen ellerim titremeden ameliyat yapabiliyordum. Genç asistanlar benden daha gergindi" dedi.
Eliasoph, birçok ünlü ismi tedavi ettiği 70 yıllık tıp kariyerinin ardından zamanının önemli bir kısmını resim yaparak ve arkadaşlarını ziyaret ederek geçirmeye başladı. Eliasoph'un emeklilikteki bir diğer uğraşı da 95 yaş ve üstü kişilerin uzun ömür sırlarını keşfetmeye odaklanan Süper Yaşlılar Aile Çalışması oldu.
BABASI DA ÇOK ÖNEMLİ BİR DOKTORDU
Aileden doktor olan Eliasoph'un babası, 1921'de oksijen çadırının tasarımına öncülük eden Dr. Benjamin Eliasoph'tu. Babasının kahramanı olduğunu belirten Eliasoph, "Beni 6 yaşındayken düşük yağlı diyete soktu. Ondan sağlık konusunda çok şey öğrendim. Bunca yıldır diyetime dikkat ettim ve risk almadım" dedi.
Babasından öğrendiklerini dört çocuğuna, beş torununa ve iki torun çocuğuna da öğrettiğini söyleyen Eliasoph, "Birkaç basit kuralımız var: Vücutlarını dinlemeleri ve stresi kontrol altında tutmaları. Hayattaki tek gerçek acil durum, evinizin yanmasıdır. Bunun dışında, hemen hemen her şey birkaç saat veya bir gün bekleyebilir" ifadelerini kullandı.
Bu felsefenin uzun ve zengin bir yaşam sürmesine yol açtığını belirten Eliasoph, "Zihnim berrak gibi görünüyor, bunun için mutluyum. Bazı ameliyatlarda birkaç zorluk yaşadım, neyse ama iyiyim" dedi.
MERAK VE GÖZLEM ÇOK ÖNEMLİ
Eliasoph, küçük yaşlardan itibaren yeni şeyler keşfetmeye ve kendine meydan okumaya meraklı bir insan oldu. Bunun uzun yaşamasını sağlayan en önemli faktörlerden biri olduğunu belirten Eliasoph, "Her gün bir şeyleri merak etmek ve gözlem yapmak çok önemlidir" dedi.
Gittiği yaz kamplarında yüzmeyi, ata binmeyi, kürek çekmeyi, kano kullanmayı ve tüfek atmayı öğrenmek Eliasoph'u heyecanlandırıyordu.
Kariyerinde babasının izinden giden Eliasoph, okuldan sonra tıp fakültesine girdi ve önce genel cerrah oldu ardından da New York Üniversitesi ve Mount Sinai Hastanesinde oftalmoloji eğitimi aldı.
"Yeteneklerime ve ilgi alanlarıma uygun bir uzmanlık seçtim" diyen Eliasoph, bu sayede yıllar boyunca işine bağlılığını ve heyecanını kaybetmedi.
EMEKLİ OLDU AMA BOŞ DURMUYOR
Geriye dönüp baktığında kariyeriyle gurur duyduğunu da sözlerine ekleyen Eliasoph, 1955'te, ABD Donanması'nda sağlık subayı olarak riskli bir hayat kurtarma misyonuna katıldı, göz ameliyatlarında kullanılmak üzere yeni cerrahi aletler geliştirdi ve hakemli dergilerde makaleleri yayımlandı.
Eliasoph, birkaç yıl önce emekli kararı almasının ardından çocukluğundan beri sürdürdüğü resim ve çizim hobilerine daha fazla zaman ayırmaya başladı. Bunun yanı sıra iki kitaba başlayan Eliasoph şu an hem anılarını ve babasının biyografisini kaleme aldığını söyledi.
DÜŞÜK YAĞLI BESLENME ONUN İÇİN BİR YAŞAM BİÇİMİ
Babasının düşük yağlı beslenme kuralına ömrü boyunca sadık kalan Eliasoph, genellikle hindi eti ve konserve dana eti gibi yüksek proteinli yemekler yediğini; bu yemeklere taze fasulye ve tatlı patates gibi sebzelerin de bol miktarda eklendiğini ifade etti.
Şeker tüketimini de sınırlandıran Eliasoph, tatlı ihtiyacını gidermek için ya "iki veya üç tatlı kaşığı" dondurma veya böğürtlenli bir tatlı olan Woodford pudingi yediğini vurguladı.
Ek olarak her sabah takviye aldığını belirten Eliasoph, "C vitamini benim için çok önemli" dedi ve iskorbütün uzun tarihini hatırlattı. Eliasoph ayrıca yeni kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olan ve hafıza kaybını önleyen B12 vitamini ile beyin fonksiyonlarını destekleyen sentetik B9 vitamini türevi folik asidi de her gün aldığını sözlerine ekledi.
AİLESİYLE BAĞLARI ÇOK GÜÇLÜ
Uzakta yaşayan oğlu ve üç kızıyla düzenli olarak telefon görüşmesi yapan Eliasoph, coğrafi olarak en yakındaki akrabasının birkaç kilometre uzakta yaşayan üvey oğlu olduğunu vurguladı. Eliasoph, üvey oğlu ile eşinin, haftada birkaç kez paket servis yemeklerle kendisini ziyarete geldiğini de söyledi.
Yalnız yaşayan Eliasoph, "Erken yaşlardan itibaren kendime yeten ve bağımsız bir hayat sürdüm" dese de uzun ömrünün sırlarından birinin de güçlü aile bağları olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.
"PSİKİYATRİSTE İHTİYACIM YOK"
Eliasoph, şimdilerde günlerinin önemli bir kısmını merhum eşiyle sık sık gittikleri, evine 20 dakika uzaktaki spor kulübünde geçirdiğini de sözlerine ekledi. İki yıl önce geçirdiği bir sakatlık nedeniyle tenis oynamayı bırakmak zorunda kalsa da halen tenisçi arkadaşlarıyla sosyalleştiğini ifade eden Eliasoph, mutluluk sırlarından birinin de evcil hayvanı olduğunu ifade etti.
2015 yılında büyük bir ameliyat geçirdikten sonra Bandit adında bir kedi sahiplendiğini söyleyen Eliasoph, "Küçük Bandit harika bir şey. Psikiyatriste ihtiyacım yok" dedi.


