ABD devreye girdi iddiası, Şam ile YPG karşı karşıya!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Suriye'nin başkenti Şam'da geçtiğimiz hafta Mar İlyas Rum Ortodoks Kilisesi’nde düzenlenen ve 25 kişinin yaşamını yitirdiği intihar saldırısı, başkentteki yeni hükümet için büyük bir güvenlik zafiyeti oluşturdu. Saldırı sonrası Suriye Genel İstihbarat Servisi (GIS / el Muhaberat) Başkanı Hüseyin es-Selame yönetimindeki birimler alarma geçerken, saldırının sorumlularının kuzeydoğu Suriye’deki El-Hol kampından kaçan DEAŞ'lı mahkumlar olduğunu öne sürdü. Ancak kampı kontrol eden terör örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bu iddiaları kesin bir dille reddederek, Şam yönetimini suçlamaya başladı. Bölgedeki istihbarat kaynaklarına göre karşılıklı suçlamalar, 3 Haziran’da başlayan ve SDG’nin Suriye devlet yapısına entegrasyonunu hedefleyen kırılgan müzakereleri ciddi biçimde tehlikeye atmış durumda. Kaynaklar, CIA'in kırılma noktasına gelen süreç için devreye girdiğini ve tarafları anlaşmaya bağlı kılmaya çalıştığının da altını çiziyorlar. İşte ülkede yaşanan ve Şam ile Kuzey Doğu'daki silahlı yapılanma arasında büyük bir krize neden olan olayların arka planı:

El-Hol kampı, 2019’dan beri DEAŞ'ın eski kontrol bölgelerinden getirilen yaklaşık 30 bini aşkın teröristi ve ailelerini barındırıyor. Kamp, Şam ile SDG arasındaki en büyük sorun başlıklarından birisi durumunda. 15 Haziran tarihinde 40 Suriyeli tutuklunun SDG tarafından doğrudan Suriye istihbarat birimlerine teslim edilmesi, taraflar arasında güven inşa etmek için önemli bir adım olarak görülmüştü. Fakat Şam’ın kampın kötü yönetildiği ve radikallerin kaçmasına göz yumulduğu iddiası, halen kampta tutulan 15 binden fazla Suriyeli tutuklunun akıbetini ve yeni tutuklu transferlerini de belirsiz hale getirdi.
BAĞLAR SARSILDIBölgedeki istihbarat kaynaklarına göre, saldırının DEAŞ'ın işi olduğu yönündeki Şam’ın resmi açıklaması saldırganlık olarak değerlendiriliyor. Şam'daki kiliseye saldırıyı ise 24 Haziran tarihinde Saraya Ensar el-Sünne isimli yeni bir cihatçı grup üstlendi. Bu grup, 9 Mayıs’ta Humus ve Halep’te düzenlenen suikastların yanı sıra, Şubat ayında Hama yakınlarında da saldırılar gerçekleştirdiğini ilan etmişti. Şam’daki istihbarat birimlerine göre Saraya Ensar el-Sünne taktiksel olarak DEAŞ'dan ayrılmasına karşın halen örgütün bir paravanı durumunda. Örgütün Telegram kanalları üzerinden hedef belirleyip takip edilmemek adına daha dağınık bir yapılanma izlediği ifade ediliyor.

Kilise saldırısı hükümet içinde de büyük bir krize yol açtı. Saraya Ensar el-Sünne'nin köklerinin ülkenin İçişleri Bakanı Anas Hattab’ın geçmişte kontrol ettiği İdlib’e dayanıyor olması. Bazı Saraya Ensar el-Sünne üyelerinin, Hattab’la o dönemde yakın ilişkileri bulunduğu iddiaları, Şam’ın şimdiden hem iç kamuoyunda hem uluslararası düzeyde zor duruma düşmesine neden oluyor. İstihbarat kaynaklarına göre Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın ülkedeki radikal fraksiyonları sisteme entegre ederek ulusal barış sağlamayı hedefleyen planı da ciddi darbe almış durumda. Kaynaklara göre kilise saldırısında İçişleri Bakanı Hattab'ın affettiği isimlerin yer alabileceği de ifade ediliyor.
İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ Mİ?Suriye'nin ordu kanadında ise ülkede güvenlik boşluğu oluşabileceği tedirginliği yaşanıyor. el Muhaberat'a gelen bilgilere göre Şam'daki en ufak bir güvenlik boşluğunda radikal dinci örgütlerin eylemlerinin başlayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Böylesine bir güvensizlik ortamının ise Şam-SDG arasındaki süreci keskin şekilde sonlandırabileceği de iddia ediliyor.
Kaynak: Web Özel


