ABD her yıl askeri teknolojiye 997 milyar dolar harcıyor: 8’i sanki bilimkurgudan fırlamış Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
ABD, 2024 yılı itibarıyla yıllık 997 milyar dolarlık askeri harcamasıyla küresel savunma yatırımlarının başını çekiyor. Bu dev bütçe yalnızca geleneksel silah sistemlerine değil, aynı zamanda ileri düzey yapay zeka, elektromanyetik savaş, nano-drone ve otonom savunma teknolojilerine de aktarılıyor.
Bazıları sessizce gökyüzünde süzülüyor, bazıları ise elektromanyetik alanları silah gibi kullanıyor. İşte ABD ordusunun geliştirdiği ve çoğumuzun daha önce hiç duymadığı, bilimkurgu filmlerini aratmayan 8 askeri teknoloji…
1. RAILINKYeni nesil görev ekipmanları için geliştirilen RAILINK, baş üstü sistemlerin enerji ihtiyacını karşılamak üzere tasarlandı.
Işıklar, kameralar, sensörler gibi cihazların tümünü tek bir merkezi batarya üzerinden besleyerek, çoklu küçük bataryalara duyulan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Bu sayede hem ağırlık hem de kablo karmaşası en aza indiriliyor.
Askerlerden arama-kurtarma ekiplerine kadar pek çok profesyonelin görev kıyafetlerine entegre edilebilen RAILINK, güvenilir ve sade bir enerji altyapısı sunarak operasyonel verimliliği artırıyor.

BuddyStrap, yaralı personelin taşınmasını kolaylaştıran yenilikçi ve eller serbest bir taşıma sistemi olarak öne çıkıyor. Zorlu arazilerde veya acil durum anlarında klasik taşıma yöntemlerine kıyasla çok daha pratik bir çözüm sunan bu sistem, kullanıcının ellerini serbest bırakmasına olanak tanıyor.
BuddyStrap, özellikle askeri personel, arama-kurtarma ekipleri ve ilk müdahale görevlileri için hayati zaman kazancı sağlayarak tahliye süreçlerini daha güvenli ve etkili hale getiriyor.

Teledyne FLIR tarafından geliştirilen Black Hornet 3, sadece 33 gramdan daha hafif yapısıyla sınıfının en hafif insansız hava araçlarından biri olarak dikkat çekiyor.
Sessiz uçuş kabiliyeti sayesinde adeta gökyüzünde bir fısıltı gibi hareket eden bu nano-İHA, gerçek zamanlı savaş alanı istihbaratı sunarak operasyonel üstünlük sağlıyor.
Gizlilik ve taşınabilirlik esas alınarak tasarlanan Black Hornet 3, özellikle keşif, gözetleme ve hedef tespiti gibi kritik görevlerde düşük riskli, yüksek etkili çözüm olarak öne çıkıyor.

Teledyne tarafından geliştirilen FLIR Rogue 1, savaş sahasında üstünlük sağlamak üzere tasarlanmış yeni nesil dikey kalkış ve iniş yapabilen (VTOL) insansız hava sistemi (LUAS) olarak öne çıkıyor. Hız, hassasiyet ve taşınabilirlik alanlarında fark yaratan Rogue 1™, modern çatışma ortamlarında taktik avantaj sunmayı hedefliyor.
Öne çıkan özellikler:
Hızlı konuşlanma kabiliyetiyle ani görev değişimlerine uyum
Minimum yan hasarla yüksek hassasiyetli vuruş imkanı
Saatte 70 milin üzerindeki etkileyici maksimum hızı
30 dakikaya varan havada kalma süresi
10 kilometrelik operasyonel menzil

Yeni nesil savunma sistemlerinden BANS, uçaklara entegre edilen füze uyarı ve tespit teknolojisiyle hava savunma kapasitesinde önemli bir sıçrama sağlıyor. Gelişmiş sensör ve analiz kabiliyetleriyle donatılan sistem, yaklaşan tehditleri anında algılayarak pilotlara kritik zaman kazandırıyor.
BANS, özellikle yüksek riskli bölgelerde görev yapan hava unsurlarına gelişmiş koruma sağlarken, modern savaş doktrinlerinde hava platformlarının hayatta kalma şansını önemli ölçüde artırıyor.

Yeni nesil savunma teknolojileri arasında öne çıkan Pulsar, tehditleri rekor sürede tespit edip etkisiz hale getirebilen yapay zeka destekli elektromanyetik savaş sistemi olarak dikkat çekiyor.
Gelişmiş analiz kabiliyetleri sayesinde sahadaki potansiyel tehditleri anlık olarak değerlendiren Pulsar, yüksek hızda tepki vererek düşman unsurlarını hedef alınmadan önce bertaraf etme kapasitesine sahip.
Bu teknoloji, modern harp alanında elektromanyetik üstünlüğü sağlamak isteyen kuvvetler için oyun değiştirici bir sistem olarak konumlanıyor.

Savunma teknolojilerinde çığır açan Legion platformu, doğrudan kalkan sistemlerine entegre edilerek çevik, çok yönlü ve öldürücü olmayan müdahale kabiliyeti sunuyor. Güvenlik güçlerinin yakın temaslı çatışma ortamlarında avantaj sağlaması hedeflenen bu sistem, sahadaki kuralları değiştirmeye aday.
Platform, 18,5x45 mm kalibreli öldürücü olmayan mühimmatla donatılmış durumda. Aynı zamanda:
Flaş etkisi yaratarak geçici körlük sağlayabiliyor
Düşürücü (knockdown) etkisi ile hedefi fiziksel olarak etkisiz hale getirebiliyor
Tahriş edici bileşenlerle kalabalık kontrolü ve alan baskısı oluşturabiliyor
Sistemin kalbinde yer alan 12 atışlık çok yönlü küme fırlatıcı, bu üç mühimmat tipiyle de tam uyumlu çalışarak görev esnekliğini artırıyor.

Yeni nesil mobil havan sistemlerinden AKREP, hem yüksek atış kapasitesi hem de hareket kabiliyetiyle sahada fark yaratıyor. Gelişmiş dijital ve otomatik ateşleme sistemleriyle donatılan AKREP, sadece 2 dakika içinde 8 mermi atabiliyor ve ardından hızla mevzi değiştirerek karşı saldırılardan kaçınabiliyor.
Sistemin canlı atış gösterilerinde sergilediği performans, özellikle hızlı konuşlanma ve ani müdahale gerektiren operasyonlarda sağladığı avantajları gözler önüne seriyor.
AKREP, modern savaş doktrinlerine uyum sağlayan, yüksek tempolu operasyonlar için geliştirilmiş etkili bir ateş destek platformu olarak öne çıkıyor.



