ABD yerin 1600 metre altına 10 tonluk bir cihaz yerleştirdi

Bilim insanlarına göre, evrenin kütlesinin yaklaşık %85’i görünmeyen bir maddeden oluşuyor. Bu madde ışık yaymıyor, yansıtmıyor ve mevcut teleskoplarla doğrudan gözlemlenemiyor. Ancak galaksilerin hareket hızları ve kütleçekim etkileri, karanlık maddenin varlığını dolaylı olarak kanıtlıyor.

ABD’deki yeraltı laboratuvarında kurulan bu cihaz, dünyanın en büyük karanlık madde dedektörlerinden biri olarak tanımlanıyor. 

Derin yeraltı ortamı, kozmik radyasyondan uzak ve sessiz olduğu için cihaz son derece hassas ölçümler yapabiliyor.

Bilim insanları, bu koşullarda karanlık madde parçacıklarının (WIMP’lerin) sıradan maddeyle çok nadiren etkileşime girmesini tespit etmeyi umuyor. Bu tür bir sinyalin yakalanması, fizik dünyasında yeni bir çağın başlangıcı anlamına gelebilir. Bu deneyin adında ise LUX-ZEPLIN (LZ) deniliyor.

Dedektör, sıvı xenon dolu dev bir tanktan oluşuyor. Xenon atomları, karanlık madde parçacıklarıyla çarpıştığında ışık (foton) ve elektriksel sinyal üretiyor. Bu sinyaller, çevredeki sensörler tarafından algılanıyor ve kayıt altına alınıyor.

Bu dev yapı, “gürültü” olarak adlandırılan çevresel etkilerden korunmak için özel bir izolasyonla çevrilmiş durumda. Ayrıca, ölçümleri bozabilecek her türlü titreşim veya radyasyon kaynağı da ortadan kaldırılmış.

Proje, evrendeki görünmeyen maddeyi anlamaya yönelik bugüne kadarki en gelişmiş girişimlerden biri olarak kabul ediliyor.

Bilim insanları, bu araştırmanın yalnızca karanlık maddenin doğasını değil, aynı zamanda evrenin nasıl oluştuğunu da aydınlatabileceğini düşünüyor.