ABD’de İsrail “bölücü unsur” oldu Abdullah Muradoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
ABD’de İsrail’e koşulsuz destek genç seçmenler arasında giderek daha fazla kan kaybediyor. İsrail’e destek daha çok iki partinin yaşlı seçmenleri tarafından veriliyor. Bu gelişme istikbalde Amerikan siyasetinin İsrail bakımından nasıl şekilleneceği hakkında ipuçları veriyor.
“İsrail meselesi” partilerini değiştirmek isteyen gençler için aşılması gereken bir barikat haline geldi. Amerikalı gençler bu barikatı fena halde zorluyorlar. Liderlik takımlarıysa bu zorlamaya göğüs germeye çalışıyorlar. Genç Demokratlar 2026’daki seçimlerde aday olmayı bekleyen İsrail yanlısı vekilleri, senatörleri her etkinlikte köşeye sıkıştırıyorlar. Gençler “İsrail Lobisi”yle bağlantılı
kuruluşlardan bağış alan siyasetçileri “soykırım ortağı” ilân ediyorlar.
ABD’de 2026’da yapılacak olan seçimlerde İsrail yanlısı lobi gruplarıyla İsrail’e desteğe son verilmesini isteyen adaylar arasında müthiş bir savaş yaşanacak. Birçok Demokrat aday, İsrail yanlısı adaylara karşı yarışmak için sahaya çıktı. Örnek vermek gerekirse, 1996’dan bu yana Senatör olan İsrail yanlısı Cumhuriyetçi Senatör Susan Collins kendi eyaletinde ciddi bir rakiple yarışacak. Collins’e meydan okuyan isimse eski bir asker olan Graham Platner idi.
Platner, Senatör Bernie Sanders ile birlikte katıldığı etkinlikte yaptığı konuşmada “Vergi mükelleflerimizin parasıyla Amerika’da okullar ve hastaneler inşa edilebilir, Gazze’de onları yok edecek bombalar değil” diyordu. Mitingi izleyenlerse Platner’i ayakta alkışlamıştı.
İsrail yanlısı adaylarla mücadele sadece iki parti arasında değil, aynı partinin adayları arasında da yaşanıyor. İsrail yanlısı lobiler, Demokrat kampta İsrail’i eleştiren siyasetçilerin sayılarının artması sebebiyle 2024 seçimlerinde daha önceki seçimlere kıyasla çok daha fazla para saçmıştı. Lobiler 2026’da çok daha fazla para dağıtacak, ancak daha az karşılık bulacak gibi gözüküyor. Zira Demokrat seçmenlerde İsrail’den duyulan rahatsızlık geçici bir durum değil.
İsrail’e Amerikan desteği her platformda protesto ediliyor. Geçtiğimiz günlerde iki eski subay ABD Senatosu’nda “Dış İlişkiler Komitesi”nin bir oturumunu kısa bir süre çalışamaz hale getirdi. Yarbay rütbeli Anthony Aguilar ile ordu istihbaratında görev yapmış olan yüzbaşı rütbeli Josephine Guilbeau ABD Hükümetini ve Komite üyelerini İsrail’in Gazze’deki soykırımına ortak olmakla suçladılar. Protesto sırasında oturumu yöneten “Dış İlişkiler Komitesi”nin Cumhuriyetçi Parti’li Başkanı James Risch ise iki eski subayın hapse girmesini istiyordu. Risch İsrail yanlısı lobi gruplarından yüklü miktarda kampanya bağışı alan bir isim.
Aguilar, Trump Hükümeti tarafından kurulan “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın(GHF) paralı askerlerinin yardıma ulaşmak isteyen sivilleri katlettiklerine dair görüntüler yayınlamıştı. Aguilar, bu sözde yardım vakfının Gazzeliler için ölüm tuzakları olarak işlev gördüğünü ifşa etmişti. Kendisi de GHF’de çalışan Aguilar, tanık olduğu olaylar sebebiyle görevini bırakmıştı.
İsrail’le ilgili bir diğer gelişmeyse, “Trumpçı Kamp”ın ideolojik çerçevesini oluşturan kanatlar arasında yaşandı. Geçtiğimiz günlerde Washington’da gerçekleşen “Ulusal Muhafazâkârlık Konferansı” ilginç tartışmalara sahne oldu. Batı dünyasında ‘Yeni Sağ’ için fikir üreten bu platform İsrail’li Yoram Hazony tarafından 2019’da başlatılmıştı. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance başta gelmek üzere birçok ünlü isim konferansın destekçileri arasında yer alıyor.
Bu yıl yapılan konferansın katılımcılarını bölen konuysa “ABD-İsrail ittifakı” idi. “The American Conservative” dergisinin icra direktörü Curt Mils “Önce İsrail mi, Önce Amerika mı?” başlıklı konuşmasında İsrail’in savaşlarına ABD’nin iştirak etmesini eleştiriyordu. “Neden bunlar bizim savaşlarımız? Neden İsrail’in bitmek bilmeyen sorunları Amerika’nın yükümlülükleri?” diye soran Mils, ABD’nin bunu kabul etmemesi gerektiğini savunuyordu.
Curt Mils ayrıca İsrail’in savaşlarına tam destek veren Trump yönetimine eleştirilerin ‘anti-semitizm’ kisvesiyle bastırılmasına yönelik girişimleri de eleştiriyordu. İsrail yanlısı konuşmacılardan akademisyen Max Abrahms ise İsrail ile ittifakı eleştiren Trumpçı muhafazâkârları ABD’yi kısıtlamak isteyen “izolasyonistler” olarak etiketliyordu.
Yaşanan gelişmeleri özetlemek gerekirse ABD’de İsrail’e koşulsuz destek, Sağ’da ve Sol’da her platformu enine boyuna bölen bir unsur haline geldi. Dış politikada giderek batağa saplanan Amerikan siyasetinin dönüşümünü isteyenler için “İsrail” aşılması gereken bir çizgi oldu.


