Adalete karşı çocuk kalkanı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İstanbul Kartal’da bir mühendisin evinden yaklaşık 493 bin liralık ziynet eşyası çalındı. Güvenlik kameraları sayesinde kimlikleri tespit edilen iki kadın, 1 Temmuz’da Başakşehir’de yakalandı. Şüphelilerden biri, 18 yaşındaki Hülya Sucu’ydu. Diğeri ise 38 yaşındaki Pınar Ura. Ura’nın tam 167 evden hırsızlık kaydı, 2 başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, 1 resmi belgede yalan beyan suçu olmak üzere toplam 170 suç kaydı bulunuyordu. Ayrıca 4 konut dokunulmazlığını ihlal ve 7 hırsızlık dosyasından toplam 11 aranması bulunuyordu.
DEFALARCA YAKALANIP SERBEST BIRAKILDI
Ura, geçmişte de defalarca yakalanmış ancak birçok kez serbest kalmıştı. 2022’de hamile olduğu gerekçesiyle hakkında çıkarılan yakalama kararı kaldırılmış, kısa süre sonra yeniden yakalanmasına rağmen yine salıverilmişti. 2025’te tekrar gözaltına alındığında ise bu kez 12 çocuğu olduğunu, en küçüğünün henüz birkaç aylık olduğunu söyleyerek tutuklanmaktan kurtuldu. Ardından sırasıyla Anadolu, İstanbul, Bakırköy ve Gaziosmanpaşa adliyelerine sevk edilen Ura, her dosyada ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Yalnızca yanında yakalanan Hülya Sucu, kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu vakası, daha önce Hürriyet’in özel haberle gündeme getirdiği Ceylan Çiçek dosyasını hatırlattı. Çiçek de hakkında verilen toplam 472 yıl hapis cezalarına rağmen, hamilelik gerekçesiyle defalarca serbest bırakılmıştı. Şimdi benzer bir senaryoyu Pınar Ura yeniden sahneliyor. Ancak bu kez yalnızca hamilelik değil, ‘Küçük çocuğum var’ bahanesi de yargıdan korunmanın aracı hâline gelmiş durumda.
‘ÇOCUĞUN YÜKSEK YARARI GÖZETİLİYOR’
Hamilelik sebebiyle verilen koşullu serbestlikleri değerlendiren avukat Gizem Gonca, şöyle konuştu: “Kanuna göre, gebelik süreci cezaevi koşullarında olumsuz etkileniyorsa ve suçun ya da cezanın niteliği açık ceza infaz kurumunda dahi kalmayı engelliyorsa, cezanın dışarıda infazına karar verilebiliyor. Bu erteleme sadece hamilelik için değil; akıl hastalığı, ciddi sağlık sorunları veya çocuğun hastalığı gibi gerekçelerle de verilebiliyor. Özellikle küçük çocukların cezaevinde büyümemesi, annesinin bakımına ihtiyaç duyması gibi durumlarda, çocuğun yüksek yararı gözetiliyor. Yargı mercileri, hamileliğin yalnızca cezaevinden kaçış aracı olarak kullanılıp kullanılmadığını da dikkate alıyor. Suç tekrarları ve her seferinde aynı gerekçenin sunulması hâlinde, mahkemeler takdir yetkisini kullanarak tutuklama kararı verebilir. Bu gibi durumlarda sağlık raporları ve hastane belgeleri de dikkatle inceleniyor. Eğer annesi cezaevindeyse ve çocuğun velayetini üstlenecek bir aile bireyi yoksa, çocuk devlet koruması altına alınıyor. ”


