Adliyede 202 bin 758 çocuk, ailelerin hiç mi suçu yok?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Kadıköy'de öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinin ardından suça sürüklenen çocuk tartışmaları sürüyor. Türkiye'de 0-12 yaş arasındaki çocukların ceza sorumluluğu yokken, 12-15 yaş arasındaki çocuklar suç işlediklerinde, fiilin anlam ve mahiyetini kavrayabilecek derecede olup olmadığına ilişkin Adli tıp raporu çerçevesinde çocuğa ceza veriliyor. 15-18 yaş grubunun ise ceza sorumluluğu bulunuyor ve ağırlaştırılmış hapis cezasını gerektiren bir suç varsa 24 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Toplumun büyük kısmı, ceza yaşının düşürülmesini istiyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, diğer ülkeleri incelediklerini 16-18 yaş arasında yeni bir kategori yapılma durumunun sinyallerini verdi. Türkiye İstatistik Kurumu 2024 yılına ilişkin Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, güvenlik birimlerine getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2024 yılında, 2023 yılına göre yüzde 9,8 oranında artarak 612 bin 651 oldu. Bu olaylarda çocukların 279 bin 620'si mağdur olarak 202 bin 785'i suça sürüklenme sebebiyle geldi veya getirildi.

Avukat Hadi Dündar, Ahmet Minguzzi'nin 14 yaşında olduğunu sanıkların ise 15 ve 16 yaşında olduğunu belirterek, "Sanık 15 yaşından küçük ise en fazla 12 yıl ceza verilebiliyor. Ağırlaştırılmış müebbet alırlarsa 30 yıl ceza evinde kalma durumu var. Müebbet alırlarsa 24 yıl hapiste kalma durumları söz konusu. 12-15 yaş arasındaki çocukların cezaevinde geçirdiği bir gün 3 gün olarak hesaplanır. 15-18 yaş arasındaki çocuğun ise ceza evinde geçirdiği 1 gün, 2 gün olarak hesaplanır. Yani 24 yıl ceza alan biri 7-8 yıl içinde tahliye olur" açıklamalarında bulundu.
AİLELERE DE İŞ DÜŞÜYOR"Yeni düzenleme ile amaçlanan çocukların suçta kullanılmasının önüne geçmektir" diyen Dündar, "Eğer yukarıdaki düzenlemeler değişime uğrayıp daha fazla cezaevinde zaman geçirme durumu söz konusu olursa, o zaman çocukların suçta kullanılmasının önüne geçilebilir. Bazı ülkelerde ailelerine de ceza verilme yoluna gidiyorlar ki aile çocuğa sahip çıksın ve çocuk suça sürüklenmemiş olsun. Bizim hukukumuzda suça sürüklenmiş çocuk denilmiş, eğer çocuğun ortamı doğru düzgün hazırlanmış olursa suçtan kurtulma ya da suça buluşmama durumu olur" diyerek değerlendirmelerini noktaladı.

Avukat Gizem Gonce de suça sürüklenen çocuklara dair şunları söyledi:
"Özellikle 15-18 yaş grubu çocuklar için, TCK’nın 31. maddesinde öngörülen ceza indirim oranlarının gözden geçirilmesi konusu gündeme alınacağı bilgisi verilmiştir. Aile yükümlülüklerinin ihlaline dair suçların yaptırımlarının güçlendirilmesi, sosyal inceleme raporlarının çocuk davalarında zorunlu hale getirilmesi ve gerekçesiz olarak alınmamasının önlenmesi ve çocuk hükümlülerin cezalarının çocuk kapalı cezaevlerinde infaz edilmesi ve iyileşme durumunda eğitim evlerine ayrılabilmesi de düzenlemeler arasında olacağı söylenmektedir. Çocuklar hakkında verilen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin etkin uygulanması için kurumlar arası koordinasyonun artırılması, ihmal veya gecikme gösteren kamu görevlilerine yaptırım öngörülmesi de düzenlemelerde bulunmaktadır.
SSÇ İFADESİNİN TEMELİ“Suçlu” değil de “Suça Sürüklenen” çocuk olarak tanımlanmasını hem pedagojik hem de hukuki gerekçelere dayanmak gerekir. Çocukların içinde bulundukları sosyal çevre, aile yapısı, eğitim düzeyi, suça iten etmenlerin çokluğu nedeniyle bir çocuk çoğu zaman suçu bilinçli olarak değil, koşulların zorlamasıyla işler. Bu nedenle hukuk sistemi onu fail değil, suça sürüklenen, yani suça itilmiş birey olarak değerlendirmektedir. Bu kavram seçimi, çocuğun cezalandırılmasından ziyade korunmasına vurgu yapar ve sistemin amacı olan rehabilitasyonun önünü açmaktadır."
Kaynak: Web Özel

