Afet raporunda yer aldı! İzmir de kaçacak yer kalmadı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Planlama Ajansı, "Afete Dirençli İzmir Raporu" hazırladı. "İzmir’de Afet Toplanma Alanlarının Erişilebilirliğinin Mekansal Analizi" başlıklı çalışmada, muhtemel bir afet sonrasında İzmir'in ilçelerindeki toplanma alanlarının durumu analiz edilirken yaşanan sorunlar tespit edildi. Yapılan analizler sonucunda, afet toplanma alanlarının büyük ölçüde şehir merkezinde yoğunlaştığı, bazı bölgelerde erişim sıkıntısı yaşandığı tespit edildi.

BORNOVA'YA DİKKAT!

İlçe bazlı analizlere yer verilen raporda şunlar kaydedildi: "Afet toplanma alanlarına erişimde dezavantajlı konumda bulunan bölgeler içerisinde özellikle Bornova ilçesi dikkat çekmektedir. İlçede belirli bir bölge afet toplanma alanlarına erişim sağlayamamakta, bu durum afet sırasında tahliye ve güvenli toplanma sürecinin daha zor hâle gelebileceğini göstermektedir. Özellikle merkez ilçelerde yoğun yapılaşma, nüfus baskısı ve sınırlı açık alan stoku nedeniyle kişi başına düşen afet toplanma alanı büyüklüğünün kritik eşiklerin altına düştüğü tespit edilmiştir.

İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde çok sayıda bina yıkıldı, 117 kişi hayatını kaybetti. İLÇE İLÇE ANALİZ

Bazı ilçelerde mevcut alanların kapasitesinin yetersiz olduğu vurgulanarak eksiklikler tek tek anlatıldı.

Karabağlar ve Balçova: Kişi başına düşen alan büyüklüğü 2 metrekarenin altında kalmakta, bu da afet anı için öngörülen fiziksel toplanma kapasitesinin mevcut nüfusa yetemeyeceğini göstermektedir. Öte yandan kırsal ilçelerde kişi başına düşen toplanma alanı büyüklüğünün görece yüksek olması, erişim sorunlarının tamamen çözüldüğü anlamına gelmemektedir.

Menderes, Dikili ve Torbalı: Yeterli açık alan varlığına rağmen, bu alanlara erişim sağlayamayan yapı kümelerinin ve yüksek nüfusun varlığı dikkat çekmektedir. Bu durum, yalnızca toplanma alanı tanımlamanın yeterli olmadığını; aynı zamanda bu alanların konumsal uygunluğu, ulaşım sürekliliği ve nüfusla mekânsal ilişkisinin dikkate alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Merkez ve kırsal ilçeler arasındaki yapısal farklılıklar, afet toplanma alanlarının planlanmasında farklı yaklaşımları gerekli kılmaktadır. Merkez ilçelerde kompakt ve yoğun yapılaşma, sınırlı açık alan varlığıyla birlikte erişilebilirlik sorunlarını artırmakta; kırsal ilçelerde ise yapıların dağınık yerleşimi erişim mesafelerini uzatmaktadır.

SORUN NEREDE?

Çalışma kapsamında, erişilebilirlik çemberi dışında kalan yapıların ve nüfusun mekânsal dağılımının analiz edildiği belirtilerek çözüm için şu ifadelere yer veriliyor: "Kişi başına düşen afet toplanma alanı büyüklüklerinin ilçe düzeyinde ortaya konması; açık alan yetersizliği yaşanan bölgelerde, yeni toplanma alanı ihtiyacının mevcut alanların kapasitesinin artırılması ya da erişilebilirliğin güçlendirilmesi yoluyla karşılanabileceğini göstermektedir. Bu çalışma, afet toplanma alanlarının mekânsal erişilebilirliğine ilişkin yapılan analizlerle, değerlendirme sürecine önemli bir başlangıç sunmaktadır."

9 bin 79 yapının depremden etkilendiği belirlenirken, acil yıkılmasına karar verilen 35 binanın yıkımı gerçekleşti. BAĞLANTI YOLLARI

Toplanma alanlarındaki sınırlılığın erişim imkanlarıyla aşılabileceği belirtilen raporda şu değerlendirmeler yapılıyor: "Mevcut toplanma alanlarının kişi başına düşen büyüklüğünün yeterli ancak erişim kapasitesinin düşük olduğu bölgelerde, erişimi artırmaya yönelik mikro ölçekli planlama kararları geliştirilmesi önemlidir. Bu, özellikle merkez ilçelerde erişimi artıran yaya bağlantı yolları, tahliye koridorları ve yeni geçici toplanma alanları oluşturulması gibi uygulamaları gündeme getirebilir. Bu tür müdahaleler, uygulama imar planı seviyesinde öneri ulaşım aksları veya donatı işlevi olarak plan paftalarına işlenebilir."
[email protected] 

Kaynak: Web Özel