Afrika’da gizli kalmış bir cennet: Gören hayran oluyor, turist yok denecek kadar az Sözcü Gazetesi

Hint Okyanusu’nun kıyısında, Ekvator’a yakın sakin suların ortasında iki küçük ada. Sao Tome ve Principe, Afrika kıtasının en az bilinen ama en büyüleyici yerlerinden biri. Yılda yalnızca 15 bin civarında ziyaretçiyi ağırlayan bu ada ülkesi, bozulmamış doğası, tropikal atmosferi ve kalabalıklardan uzak yapısıyla dikkat çekiyor. 

Geçtiğimiz yıllarda bir haber sitesine konuşan yerel tur rehberi Luis Miguel’in “Dünya’daki cennet” diye tanımladığı Sao Tome, sunduğu eşsiz deneyimlerle bu unvanı fazlasıyla hak ediyor. Sahip olduğu zengin ekosistem ve endemik türler nedeniyle sıklıkla “Afrika’nın Galapagos’u” olarak anılan ada, doğa tutkunlarını, sakinlik arayan gezginleri ve sürdürülebilir turizme ilgi duyanları cezbediyor.

Volkanik kökenli olan bu ada topluluğu, sıcak iklimi ve yemyeşil doğasıyla yılın büyük kısmında gezmeye elverişli. Başkent Sao Tome, sömürge döneminden kalma yapıları ve renkli sokaklarıyla tarih ve kültürü birleştiriyor. Şehir dışında ise çevre dostu pansiyonlar, kakao plantasyonları ve el değmemiş kıyılar gezginleri bekliyor.

Zengin tropikal meyveler, taptaze balıklar ve kakao temelli tatlılar ada mutfağının yıldızları arasında. Eski plantasyon evleri olan Roça Sao Joao ve Roça Belo Monte, hem tarih meraklıları hem de gastronomi tutkunları için benzersiz birer durak. Kültürel derinlik isteyenler için ise Sao Sebastiao Müzesi ya da Deniz ve Zanaatkar Balıkçılık Müzesi, adanın ruhunu anlamanın anahtarlarını sunuyor.

Adada tatil yapan gezginlerin yorumları da bu cennet köşesinin ne denli özel olduğunu kanıtlıyor. Yapılan bir paylaşımda bir kullanıcı, “Aralık ayında 15 gün Sao Tome ve Principe’deydik. Doğası inanılmaz, sakinliği ise terapi gibi. Şelalelerde yüzdük, tropik manzaralar eşliğinde yürüyüş yaptık. Her yemek taze ve lezzetliydi” ifadelerine yer verdi. 

Başka bir kullanıcı ise Praia Banana için “Bir kartpostalın içine düşmüş gibiydik” yorumunu yaptı.